HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 4

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 38 1708 pis hâlde idâme etmek, sütü pastörize etmek mecbûriyetinden kurtulmak için Panama şiddetli bir diplomasi mücâdelesi açdı. Amerika ile notalar teʻâtî edildi. Fakat netîcede sıhhatin emri hâkim geldi. Reîsicumhûr muʻâvini olan dehhâş bir general de bir defa seyâhate çıkmak istemiş, aşılanmak- sızın kendisine aşı vesîkası verilmesini doktora emretmişdi. Fakat doktor mikropların politika, hâtır, gönül, istisnâ tanımadığını hadîd generale anlatmış, gürültülü bir mücâdeleden sonra aşı şehâdetnâ- mesini ancak aşıyı yapdıkdan sonra vermişdi. Malarya düşmanı dün Amerika kız kolejlerinde kısa bir konferans vermişdi. Konferansda de- mişdir ki: "-Fransızların Panama Kanalı'nı yapamamasına sebeb, mâlî tezebzübler değildir. Doğrudan doğruya sıtmadır. Panama, Hatt-ı İstivâ'ya yakın bir yerdir. Burada on iki ay mükemmel yaz hüküm sürer. Malaryanın her nevʻi buranın yerli misâfiridir. Ahâlîsi eskiden âtıldı. 400 seneden beri burada yerleşen ve yerlilerle karışan ahâlî için cehâlet, taʻassub, pislik bir anʻane hâlini almışdı. Fransızlar zamânında kanâl amelesinden üç senede 22.000 kişi malaryadan ölmüşdür. Her gün Maymun tepe- si denilen yerden birkaç cenâze treni kalkar, Panama'ya gelirdi. Biz Panama'ya varınca kanal için hâzırladığı[mız] 350 milyondan bir parasını bile inşâât için sarf etmeden malaryayı defʻ etmek için on milyon dolar sarf etdik. Asıl mücâdeleyi General Gotoles idâre ediyordu. Ben de ibtidâdan beri orada bulundum. 50.000 amelemiz vardı. Bunların hepsi sıtma çekmişdi. İlk seneler her ay binlercesi sıtmaya tutuluyordu. Sonra hastalık ayda 50.000 kişide 200 derecesine indi. Nihâyet hiç kalmadı. Bugün Panama'dan sıtma tamâmıyla kalkmışdır. Malarya şimdilik mündefiʻ olmuşdur. Şimdilik di- yorum, çünkü tahaffuz tedbîrleri gevşerse bu havâlîde her an sıtma avdet edebilir. Bütün sıhhî idâre sâhasında bir tek sivrisinek kalmamışdır. Sineklerin zararlı nevʻini ayırarak bunları imhâya çalışmak bence muvaffakiyeti işkâl eder. Zâten malarya nakletmeyenler de tifo ve diğer hastalıkların nâkilidir. Her nevʻ ale's-seviye imhâ edilmelidir. Panama havâlîsinde her otel kafeslerle muhât iken şimdi teller kalkmışdır. Bu havâlîde vaktiyle pek vâsiʻ olan cibinlik ticâreti de durmuşdur. Çünkü cibinliğe lüzûm kalmamışdır. İstanbul'a gelince cibinliklere ve sineklere tesâdüf etdim. Malaryanın vücûduna tahammül edil- diğine hayret ediyorum. Sizin her biriniz kendinizi mücâdele kuvvetlerinin ferdi addetmeli ve mem- leketinizden sıtmanın kalkması için Türkiye Cumhûriyeti Hükûmeti'ne yardım etmelisiniz". Konferansdan sonra bir muharririmiz Doktor Gold Treyt ile mülâkât ederek memleketimizdeki malarya vazʻiyeti hakkında fikirlerini sormuşdur. Doktor demişdir ki: [67] "-Eğer memleketinizde malarya varsa, bu sizin kabâhatinizdir. Bunun vücûdu bence bir memleket için bir cürümdür. Biz Panama'da müstaʻcilen iş görmek istediğimiz için çok para sarf etdik. Fakat malaryayı daha az masrafla da bertaraf etmek mümkündür. Malarya mücâdelesi güç de- ğildir. Sivrisinekler yumurtlamak için mutlakâ suya muhtâcdır. Durgun su olmayan yerde, taş, toprak üzerinde sivrisinekler yumurtlayamazlar. Binâenaleyh bütün mesʼele, bataklıkları kurutmak, durgun sulara az mikdârda petrol dökmek, evlerdeki su kablarını kapalı bulundurmak, açık su mecrâlarını ince bir tel örgü ile kapamak, hiçbir tarafa süprüntü dökmemek ve her tarafı temiz tutmakdan ibâret- dir. Bataklıkları ancak hükûmetler kurutabilir. Fakat malaryaya karşı olan diğer bütün mesâʻî ancak halk tarafından yapılabilir. Her köy, her kasaba kendi malarya mücâdelesini yapmalıdır. Bir mütehas- sıs mücâdeleyi ve halkı terbiye ve tenvîr hareketini idâre etmeli ve yardımcılarını hâzırlamalıdır. İkin- ci sınıf yardımcıların pek çok maʻlûmâta ihtiyâcı yokdur. Malarya mücâdelesi, herkesde büyük bir şevk ve alâka uyandırabilecek bir mücâdeledir. Bütün mesʼele, bir defa buna hakkıyla girişmekdedir".

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=