HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 4

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 35 1490 Nüfûs Mesʼelesi Hilâl-i Ahmer'in reîs-i fahrîsi ve bilfiʻl reîs-i sânîsi Müderris Doktor Besim Ömer Paşa'nın ahîren Nüfûs Mesʼelesi , Fen ve İzdivâc ve Gebelik nâmıyla yazdığı üç eserin intişâr etdiğini geçen nüshamızda yazmış idik. Müderris Doktor Besim Ömer Paşa, şimdiye kadar neşretdiği âsâr-ı ilmiyeden başka, "ilm"i vülgarize yani herkesin anlayabileceği bir lisân ile ifâde etmeğe hasr-ı vücûd ve bu cinsden elliyi mütecâviz âsâr neşretmişdir. Bu defa yeni intişâr ve makâlemizin serlevhasını teşkîl eden Nüfûs Mesʼelesi eseri, bilhâssa bizim için pek mühimdir. Maʻlûmdur ki, Trablusgarb Harbi'yle başlayıp Lozan sulhuna kadar devâm eden on iki felâketli sene, memleketin nüfûsunu azaltmış ve bu müddet esnâsında memlekete çöken fakr u sefâlet, vefeyâtın adedini -bilhâssa küçük çocuklarda- artırmışdır. İşte bu hakîkati nazar-ı iʻ- tibâra alan muharrir paşa, memleketin "hayât"ını teşkîl eden bu millî ve ictimâʻî mesʼeleyi yakından tedkîk ve alınması îcâb eden tedâbîri zikrediyor. Müderris Doktor Besim Ömer Paşa'nın bu mesʼele [375] ile tevaggulü yeni değildir. Harb-i Umûmî'de, dünyânın top ve tüfenkleri dakîkada binlerce kişi yere serer iken, muharrir paşa küçük çocukların sıhhatiyle meşgûl olarak Almanya'dan buna dâir mütenevviʻ levhalar getirtmiş, terceme etmiş, basdırmış, istatistikli grafikler tanzîm ve tertîb ve bunları Harb-i Umûmî esnâsında Hilâl-i Ah- mer'in Galatasarây Lisesi'nde açmış olduğu serginin pavyonlarından birinde teşhîr etmişdir. Müderris Doktor Besim Ömer Paşa, mevzûʻ-ı bahis mesʼeleyi tedkîk eder iken: "-Nüfûsun tenâkusu bir memleket için büyük bir felâketdir. Bu tenâkus ya harb gibi muvakkat ve çok defa hâricî bir sebebin teʼsîriyle husûle gelen bir maraz-ı ictimâʻî netîcesi yâhûd esbâb-ı mü- teʻaddide ve dâime netîcesi olarak müzmin bir maraz-ı beledî hükmündedir" dedikden sonra ikinci nevʻde yani dâimî ve dâhilî esbâb teʼsîriyle yerleşen hastalıklardadır, diyor. Bâlâya nakletdiğimiz bu fıkralarda derdin tâm teşhîsi mündemicdir. İşte bu teşhîse binâen muharrir paşa memleketin usûl-i sıhhiyesini gözden geçirerek vazʻiyeti olduğu gibi ber-vech-i zîr tasvîr ediyor: "-Türk, vatanının müdâfaʻası uğrunda genç ve dinç birçok evlâdını gâib etdi. Gençlik kanını akıtdı. Türkiye, teʻâkub eden harblerden her memleketden ziyâde nüfûsça zâyiʻâta uğradı. Bu zâyiʻât elbette ırkı sarsdı. El-yevm memleket muzaffer ise de yorgundur. Bunun ile berâber bu sarsıntı ne ka- dar büyük olur ise olsun, esâsen tenâkus-ı nüfûsu idâme eden esbâbın izâlesi ile zâyiʻâtı telâfi etmek katʻiyen müşkil değildir. Bir kazâ veya hâdise vukûʻunda on beş, yirmi kişi ölse, ezilse, boğulsa her tarafdan bir feryâd kopar, derʻakab teşebbüsâtda bulunulur, imdâd ve muʻâvenete koşulur. Hâlbuki her sene yüz binlerce zâyiʻât veren ve tenâkus-ı nüfûs gâile-i azîmesini vücûda getiren 'milletin istik- bâl-i mevcûdiyeti mesʼelesi' bir aralık endîşe-bahş olsa bile maʻatteessüf devâm etmiyor, unutuluyor. Büyük bir ehemmiyeti hâiz olmayan âdî bir mesʼelede bile birçok gürültüler ediliyor da mesâil-i ictimâʻiyenin en ehemmiyetlisinde kayıdsızlık gösteriliyor". Müderris Doktor Besim Ömer Paşa, kesâfet-i nüfûsdan, nüfûsun iktisâdiyât ve siyâsiyât üzerin- deki teʼsîrâtından, tevellüdâtdan, vefeyâtdan, muhâceretden bahsetdikden ve türlü türlü istatistikler ve grafikleri gösterdikden sonra nüfûs siyâsetinin âtîdeki üç esâsını gösteriyor: "1-Kesret-i tevlîde teşvîk için memleketimizde irşâdâta o derece ihtiyâc yokdur. Çünkü Türk ırkı velûddur. Yalnız çocukları ölümden kurtarmalı ve çocukları çok olanlara ictimâʻî muʻâvenetler teʼmîn etmelidir. Bu bâbda kavânîn-i ictimâʻiyeye ihtiyâcımız azîmdir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=