HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 4

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 41 1891 zûʻât-ı kânûniyeden haberdâr olmak fenni inzimâm etmelidir ve işte taʻlîmâtnâmede apaçık sırıtan kısım budur! Kinin tevzîʻinde kabûl edilen şekil pratik değildir. Tevzîʻ kartları bazı taʻdîlâtla Harb-i Umûmî'de Tevfik Salim Beyefendi tarafından tabʻ etdirilip Sivas Sıhhiye Müdüriyeti deposunda çürüyen kart- lardır. Bu kart mûcebince tevzîʻi îcâb eden kinin hangi büdceden ne sûretle mübâyaʻa edileceği dü- şünülmemiş olduğu gibi bunun kaç milyon liraya da bâliğ olacağı hâtıra gelmemiş olsa gerekdir. Maʻamâfîh bu kısmın düşünülmüş olduğunu ve büdceye bu nisbetde bir para konacağını zannetmek sûretiyle kendimizi tesliye etmiş olalım. Malarya mücâdelesinde en esâslı iş, âmil marazı kurutmakdır ve görülüyor ki, komisyon bun- larla meşgûl olmuş ve birçok mevâd da tesbît etmişdir. Komisyonun ne kadar nazariyâtı olduğu bu kısmımızda pek sarîhdir. Hele sivrisinekleri imhâ bahsindeki yirmi beşinci mâddede '-Sivrisinekleri itlâf eylemeleri için ahâlîye tenbîhâtda bulunulmalıdır' dendiği gibi 28'inci mâddesinde '-Mücâdele reîsi tarafından taʻyîn edilecek bazı şehir ve köylerde ayrıca sivrisinek itlâfı müfrezeleri teşkîl edilir' deniyor. Meccânen verilen kinini bile yutmakdan tereddüd eden telâkkiyât önünde sivrisineklerin ten- bîhât ile öldürülmesini düşünmek ve müfreze teşkîl etmek hayli teemmüle değer bir teklîfdir. Muhte- rem komisyon aʻzâları içinde memleket tabâbeti vezâifi îfâ etmiş ve bu sûretle memleketin muhtelif aksâmında nâhiyede, kazâda, vilâyetde halkla başbaşa kalmış, memleketi yakından tanıyan bir-iki arkadaş bulunmuş olsaydı yapılan taʻlîmâtnâmede kâbiliyet-i tatbîkiyesi olan daha esâslı şeyler bu- lunacakdı. Sivrisinek müfrezeleri para ile teşkîl edilecekse yalnız bu yük büdcenin belini bükmeğe kâfidir. Değilse, halka fahriyen yapdırılacaksa, [189] halk mücâdele reîsinin emrine itâʻat edecek bir nefer değildir. Sivrisineklerin üretilmesine mâniʻ olacak faslın birinci mâddesinde '-Şehir ve kasabât dâhilin- de ve civârında sivrisineklerin neşv ü nemâsına hizmet edecek her nevʻ su birikintilerine sebebiyet vermek memnûʻ ve husûle gelmiş olanlarını izâle etmek kasabât ve kurâ ahâlîsi için mecbûrîdir' dendikden sonra ikinci mâddede ve birinci mâddede '-Zikrolunan miyâh-ı râkidenin izâlesine müste- mirren nezâret, meʼmûrîn-i mülkiye ve sıhhiyenin cümle-i vezâifindendir' buyuruluyor. Yani her vâlî ve sıhhiye müdürü bir batarya dürbünü alarak memleketin hâkim bir noktasından bunları seyir mi edeceklerdir? Kudret-i ilmiyeleri önünde hürmetle eğildiğimiz muhterem komisyon aʻzâları darılmasın ama vücûda getirdikleri taʻlîmâtnâme tamâmen bir ordu sertabîbinin emr-i yevmîsi mâhiyetindedir ve kâbiliyet-i tatbîkiyesi yokdur. Biz bu sözü söylerken mutlakâ tenkîd etmiş olmak maksadıyla hareket etmediğimizi söylemek isteriz. Bütün endîşemiz memleketin bu derdine en hayırlı bir şekilde devâ aramakdır. Kâbiliyet-i tatbîkiyesi olmayan nazariyât uğrunda milyonlar masraf etmeğe gönlümüz elbette râzı olmaz. Biz de memleketin dört köşesini tanır ve biliriz ve bizim memleketimizde sıtma mücâdelesi böyle olmaz. Bu iş ile ciddî sûretde meşgûl olunacaksa yapılacak iş kısadır. Fennî esâslara halel gelmemek şartıyla memleketi ve halkın hâlet-i rûhiyesini en çok tanıyanlardan ve memleketdeki belediye, idâre-i hususiye gibi sıhhî işlerle alâkadâr olan teşkîlâta âid mevzûʻât-ı kânûniyeyi bilenlerden mürekkeb bir heyʼet teşkîl edilir ve bu heyʼete hükûmet senevî bu iş için kendisi ne kadar verecek, vilâyet büdcele- rinden ne alacak, sûret-i katʻiyede söyler ve bu heyʼet de parasına göre işini hesâb ederek tesbît eder. Evvelce de iddiʻâ etdiğimiz vechile memleketde bir zâbıta-i sıhhiye kânûnuna ihtiyâc vardır. Bu da

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=