HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 44 2044 Lisân-ı tıbda Haleb, Diyarbekir, Bağdad, Biskra ilh. diye pek mütenevviʻ isimler ile yâd edilen bu hastalık edebiyât-ı tıbbiyede son zamânlar doğrudan doğruya şark çıbanı diye tevsîm edilmişdir. Âfetin sâha-i intişârı oldukça vâsiʻdir. Afrika'nın şimâlinde, Asya'nın Irak ve Arabistan'ında, Dicle-Fırat vâdîsinde, İran ve Türkistan'ın ekser bilâd ve kasabâtında mevcûd olup Acemistan'da Is- fahan çıbanı, salbey, Diyarbekir mıntıkasında da yıl çıbanı nâmıyla benâmdır. Kadîmen Irak ve Arabistan'ın bazı kasabâtında pek kesretle tesâdüf edilen bu hastalık bir zamânlar hemen oralara münhasır telâkkî edilmiş idi. Hattâ aksâm-ı mekşûfede bırakdığı alâim ve nedebâtı ile şahsın mahall-i vilâdetini ifhâm etdiği gibi çok kere seyâhat-i mesîrini de işʻâr etmişdir. Bugün ise hastalığı Anadolu'nun herhangi bir şehir ve köyünde, hattâ İstanbul'da bile görmek- deyiz. Konya'nın tuzlu çölünde, Ankara'nın Haymana ovasında ibtidâî tarzda yaşayan köy halkı ve kabîlelerde -Irak ve Arabistan'ı tanımadıkları hâlde- hastalığın âdetâ müstevlî denecek tarzda mev- cûd olduğu reʼyü'l-ayn görülmüşdür. Binâberîn Anadolu'yu cenûb-ı şarkîden kısım kısım [292] ve yavaş yavaş tehdîd eden bir hasta- lık daha mevcûd olduğunu ihsâs edecek zamân gelmişdir. Hastalık her sin ve cinsde ve her sınıf halk üzerinde görülür. Hilkaten muʻâf olanlar ihtimâl ki, mevcûddur. Ekseriyâ sonbahârda yüz göstererek ertesi sonbahâra kadar imtidâd eder ve yıl çıbanı nâmını bi-hakkın ihrâz eder. Şark çıbanının âmil-i marazîsi leishmania denilen huveynât-ı sagîre olduğu tahakkuk etmişdir. Gerek hayvân tecrübeleri ve gerekse hastalığa musâb insânlar üzerinde yapılan tedkîkât ve taharriyât da bu husûsu isbât etmişdir. Ancak illetin bazı havâlîde şiddetle icrâ-yı hükmetmesi, bir mıntıkada sâkin halkın bir kısmını -yerli ve ecnebî olsun- afv etmesi henüz lâyıkıyla anlaşılamamış bir keyfi- yetdir. Hastalığın sirâyeti husûsunda halkda eskiden beri pek acîb fikirler mevcûddur. Şehrin su ve havâsından geçdiğine kâil olanlar olduğu gibi ekseriyâ hurma zamânı görüldüğü cihetle Irak'da bu mübârek meyveye atfedenler de işidilmişdir. Hattâ bir kısım halk kasabanın filân çeşmesinden, köyün akan deresinden su içenlerin tutulacaklarını iddiʻâ edecek derecede ukalâ bile olmuşlardır. Bir kısım halk da sebebini idrâk etmeden geceleyin açıkda yatmağı sebeb buluyorlar ve bu husûsa dikkati tavsiye ediyorlar. Çıbanın aksâm-ı mekşûfede ve bilhâssa dâimâ vechin cildi üzerinde çıkması basîtan düşünü- lürse sirâyetin ya doğrudan doğruya temâs ile veya herhangi bir haşere ile bi'l-vâsıta olduğunu kabûl etmek iktizâ eder. Fi'l-hakîka hastalığın hükümrân olduğu menâtıka herhangi bir sûretle gelip yerleşen eşhâs vü- cûd ve bilhâssa vech temizliğine aʻzamî dikkat ü gayret sarf etdiklerinde, kemâl-i azm ü metânetle cibinlik kullandıklarında çıban çıkarmadıklarını istatistikler göstermekdedir. Bu husûs âfetin yek-na- zarda sinek, sivrisinek ve buna mümâsil gece haşerâtından biriyle geçdiğini ifhâm edecek derece- de kuvvetlidir. Maʻamâfîh hastalığın bi-nefsihî kâbil-i telkîh olduğu iddiʻâsı nazar-ı dikkate alınırsa ale'l-ıtlâk sinekler ile geçebilmesi de pek muhtemeldir. Bâ-husûs şehir ve kasabalarda hastalığın şiddetle münteşir olduğu mahallâtda oturmayıp kenâr köşe yerlerde, bâğ ve köşklerde ikâmeti tercîh edenlerin ekseriyâ âfetden masûn kaldıkları hastalığın bir haşere ile sirâyet etdiğini iddiʻâ etdirecek mertebededir. Hattâ çıbanın en ziyâde fakîr, sefîl ve temizliğe riʻâyet etmeyen halk ve kabîleler arasında icrâ-yı hükm etdiğine dikkat eden garb ulemâsından bir kısmı bunu şarkın pislik nişânesi tavsîfine kadar cürʼet vermişdir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=