HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 45 2113 İnsândan insâna kuduz geçdiği vâkiʻ değildir. İhtimâl ki, ezmine-i atîkada ve hastalığın he- nüz teşrîh ve tekevvün-i marazîsi maʻlûm olmadığı bir devirde bu sûret-i sirâyet de düşünülebilirdi. Dâülkelb müesseseleri teessüs etdikden ve vâkî aşı meydâna çıkdıkdan sonra insânların kudurarak hem-cinslerini aşılaması düşünülemez. Kuduzun insânlarda zuhûruna yegâne sebeb memeli hay- vânâtdan cemʻiyet-i beşeriye dâhilinde ehlî sûretde taʻayyüş eden köpekler olduğu maʻlûmdur. Köpek bidâyet-i hilkatde hayvânât-ı vahşiye sırasında iken beşeriyet ve medeniyetin tekâ- mülâtında yavaş yavaş hayvânât-ı ehliye sınıfına girmişdir. Sâhib ve hâmîsine olan fart-ı sadâkati bu hayvânı dağ başından kasaba ve köy sokaklarına, ağıl içerilerine sokmuş ve gün geçtikçe meskenlere bile girmişdir. Bir zamânlar insânın mâl ve mülkü için en emîn nigehbân kuvvetini hâiz olan bu hayvân son asırda daha ziyâde bir süs hâline geçmiş ve medenî âlemde kucakdan kucağa alınmış ve merâsimden merâsime götürülmüşdür. Bugün medenî âlemin herhangi bir köşesi ziyâret edilse, orada irili ufaklı, acâib yüz ve tavırlı, tüylü tüysüz muhtelif eşkâlde köpek numûneleri görülür. Evi ziyârete gelen zâire ibtidâ bunlar cevâb verir ve hattâ irâʼe-i tarîk ederek mahall-i maksûda îsâl ederler. Bu kibâr mahlûkâtın belediyede numarası, künyesi ve eşkâli mazbût olduğu gibi mükemmel hastahâne, nekâhethâne ve müşâhedehâneleri dahi mevcûddur. Mesâkin dâhilinde hücresi, yatağı ayrılarak iʻâşesi âdetâ bir tabelaya rabten teʼmîn edilmek- dedir. Günün, haftanın muʻayyen sâʻatlerinde temizliği, tuvaleti ve banyosu yapıldığı gibi râhatsız olduğunda etıbbâ-yı baytariyenin daʻveti ve müşâveresi de ihmâl edilemez. Ev hâricindeki tenezzüh ve ziyâretlere boğazına husûsî tasması, ağzına müzeyyen kilidi ve boynuna numarası takılarak iştirâk ile mükellefdir. Memleketimizde köpek denilen hayvân garb âleminde iktisâb etdiği şu mevkiʻe henüz vâsıl olamamışdır. En büyük şehirlerimizin sokaklarında bile başıboş, sersem, aç ve bî-ilâc dolaşan bu zavallı hay- vânlar ya tesâdüfün veya ara sıra belediyenin lütfedeceği hablar ile hâtime-i hayât ederler. Mahalle teşkîlâtında köpeklerin ictimâʻiyâtını tedkîk oldukça mühimdir. Kadîmden beri her mahallenin hudûduna münhasır köpekler ayrı bir hayât geçirirler idi. Bunlar bekçiden sonra mahal- lenin en emîn birer muhâfızı sayılırlar. Bilhâssa geceleyin yabancıları pek çabuk keşfeder ve âvâze çıkararak hudûda kadar taʻkîb ederler idi. Dişileri yavrularının emn ü selâmetine karşı pek fedâkâr olduğundan herhangi muhtemel bir tecavüze karşı hadîd ve müteʻarrız olacağından ısıracakları mu- hakkakdır. Bu hayvânların tüvânâ ve yakışıklı olanları mahallenin kibâr hâneleri → Erken yatınız. Gece, uyku içindir. Dimâğ ancak geceleyin istirâhat eder. tarafından muntazam vakitlerde itʻâm edilerek pek çabuk husûsiyete nâil olurlar ve gayr-ı resmî o hâneye mâl edilmiş bulunurlar. Fıtratında pek zekî olan bu mahlûk gün geçtikçe konağın bütün sükkânını tanımak şerefi ile mübâhî olur ve her birine lâzım gelen âsâr-ı ihtirâmı da ihmâl etmez idi. Mahalle hudûdlarında bu kabîl mahlûkâtın ara sıra tecâvüzî ve tedâfüʻî muhârebâtını görmek eskiden pek merâklı bir hâdise hükmüne girer ve ekseriyâ heyecânı mûcib olurdu. Bizde köpeklerin şehir içerisine tecemmuʻâtına sebeb olan bir sebeb de sâlhâneler, kışla ve leylî mektebler olmuşdur. Şehrin ötesine berisine sıkışan sâlhânelerden muhtelif sakatât muʻayyen zamânlarda hep bu hayvân- ların önüne atılarak argın, hûnhâr besili ve vahşî bir sürü husûle geldiğini henüz unutamıyoruz.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=