HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 46 2164 Buraya şübheli yara ile mürâcaʻat edenler fennin en mükemmel ve son techîzâtı ile pek sürʻatle muʻâyene edilerek hastalığın teşhîsi ve tahkîkine gayret edilmelidir. Menâtıkda yapılacak krokiye nazaran merkezî müessesâtda hurdebîn ve en yeni âlât-ı fenniye ile mücehhez laboratuvarlar açılarak son usûller ile şübheli yara ve kanların muʻâyeneleri icrâ ve asgarî zamânda netîceleri alınarak bildirilmelidir. Tahlîlhâneler bütün cihânda olduğu gibi kanın Wassermann'ın esâs usûlü ile muʻâyenesi ve şüb- heli yaralardan çıkarılan usârenin ultra mikroskopda mütâlaʻası ile iştigâl edecek ve sâhib-i salâhiyet mütehassıs ellere tevdîʻ edilecekdir. Bugün frengi mücâdelesini zafer ile tetvîc edecek ve menbaʻ-ı marazî olduğu yerde söndürüp imhâ edecek çâre ve ilâcın Ehrlich'in keşfetdiği salvarsan cezerî olduğu on beş seneden beri yapılan tecârüb ve tedkîkât ile tahakkuk etmişdir. Hattâ 606 keşfine kadar frengi çiçeklerini bir hamlede ve pek az bir zamânda söndürüp kurutacak bir devânın bulunmaması o vakte kadar kullanılan cıvâ müstahzarâtının ocaklarda câhil ve acemi ellerde tütsü şeklinde ve şahsı zehirleyecek bir mikdârda kullanılmasına bâʻis olmuşdur bile diyebiliriz. Fi'l-hakîka senelerden beri frengiye karşı tabâbetin elinde mevcûd olan yegâne devâ cıvâ bu- lunmuş ve frengi tedâvîsinde cıvânın beş senelik bir devre-i tedâvîsi tâ Fournier zamânından beri vird-i zebân olmuş idi. Bu ilâc ne şekilde ve ne mikdârda dâhil-i beden olursa olsun, frengi yara ve çiçeklerini az bir zamânda kurutamıyor ve bittabʻ sirâyet tehlikesi de zâil olmuyordu. Şahıs taht-ı tedâvîde bulunduğu hâlde muhîtine ve samîmî temâsda bulunanlara ve bilhâssa münâsebât-ı cinsiyede derece-i seviyesine göre hastalığını neşretmek tehlikesinde idi. Bugün salvarsan frengiyi esâsından tedâvî etmek kudretini hâiz olabildiği gibi tezâhürât-ı ef- renciyeyi pek az zamânda kurutduğundan dolayı mücâdelede de pek mühim bir unsur olmuşdur ve bu sûretle bazı müelliflerin iddiʻâ etdikleri gibi salvarsan bugün frenginin yegâne mücâdele ilâcı ve vâsıtasıdır. Şahsın cesâmet ve kuvvetine göre haftada 1-3 defa tekrâr edilen yüksek mikdâr salvarsan kana karışdırdıkdan sonra frengi tezâhürâtını asgarî bir zamânda kurutduğu müşâhedât ile sâbitdir. Esâsen müstahzar son senelerde kolaylıkla ve hiçbir ârızayı mûcib olmayacak bir tarzda hemen her tabîb tarafından kan içerisinde şırınga edilecek şekle girmişdir. Sâf havâ, kanının başlıca gıdâsıdır. Binâenaleyh mücâdele teşkîlâtında hükûmet bu kıymetdâr [372] devâyı Anadolu'nun en ücrâ mahallerine kadar göndermesi ve meccânen tatbîk etdirerek iʻcâzkâr teʼsîrâtını her sınıf halk üzerinde göstermesi lâzımdır. Frengi mücâdelesinde ehemmiyetli diğer bir nokta da gizli fuhşun menʻidir. Teşkîlâtı ve kuvâ-yı zâbıtası derece-i kemâle vâsıl olan hükûmât ve milletlerde bile pek basît gibi görünen bu emr-i mühimmin netâyic ve semerâtını iktitâf edebilmek oldukça müşkildir. İc- timâʻiyâtın, cemʻiyet-i hayât ve merâsiminin asrın son senelerinde aldığı eşkâl arasında fennin îcâb etdiği tarzda mücâdelenin bu safahâtında hakkıyla tatbîk etmenin ne kadar güç olduğu cümlece mü- sellemdir. Ancak terbiye-i ferdiyeye verilecek kuvvet ile şahsın terbiye-i ictimâʻiyedeki seviyesi fuh- şun gizli âlemlerindeki tehlikeleri bertaraf edebileceğini düşünmek daha doğru olsa gerekdir. Öyle vekâyiʻ görülmüşdür ki, cinseynden herhangi birisinde heyecân-ı cinsînin bütün ezvâkını bertaraf edecek, hattâ zevk yerine elemler hissetdirecek şekil ve derecede âfât-ı zühreviye olduğu hâlde bile yine tatmîn hevesinden, iştiyâkından vazgeçmemişlerdir. Bu gibilerin bir an için olsun, beşeriyetin hayvâniyete intikâl etdiklerini iddiʻâ etmemek doğru olmasa gerekdir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=