HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 48 2248 telgraf Gâzî ve İsmet Paşalar hazerâtına arz edilecekdir. Rûznâmenin üçüncü mâddesinde [3] mer- kez-i umûmî tarafından ihzâr olunan icrâât raporu vardır. Bu rapor matbûʻdur ve tevzîʻ edilmişdir. Eğer tensîb buyurulursa burada bir defa okuyalım. Yoksa esâsen encümenler teşkîl olunacak ve ayrıca tedkîkât yapacaklardır. İsterseniz o zamâna bırakalım". Hamdi Suad Bey (Erzurum): "-Efendim, bu herkese tevzîʻ olunmuşdur. Herkes kendi evinde okur, arîz u amîk tedkîk eder. Bilâhare ikinci, üçüncü ictimâʻda müzâkeresi icrâ edilebilir. Yoksa şim- di uzun uzadıya burada zamân gâib edilmesi muvâfık değildir". İsmail Bey (Karesi): "-Bendeniz okunup tedkîk olunmadan, raporun bugün istimâʻında hiçbir fâide tasavvur edemiyorum". Reîs: "-Gerek İsmail Beyefendi ve gerek Hamdi Beyefendi bir defa aʻzâ tarafından mütâlaʻa edilsin, şimdi okunmaya hâcet yokdur diyorlar. Reʼye koyuyorum, efendim. Bu teklîfi kabûl edenler el kaldırsınlar. (Eller kalkar.) Teklîf kabûl edilmişdir, efendim. İcrâât raporunun gerek mâlî gerek idârî cihetlerinin tedkîki için iki encümen intihâb olunacakdır. Birisi idârî, diğeri mâlî encümen. Tan- zîm olunan nizâmnâmenin tedkîki zımnında bir de nizâmnâme encümeni intihâb olunacak. Şu hâlde üç encümen lâzım. Eğer tensîb buyurursanız bu üç encümeni reʼy-i hafî ile birden intihâb edelim". (Pek muvâfıkdır sesleri) (İdârî, mâlî ve nizâmnâme encümenleri intihâbı yapıldı.) Reîs: "-Ârâ netîcesini okuyorum, efendim. Mâliye encümeni intihâbâtına yüz yirmi zât iştirâk etmiş ve aʻzâlıklara Şakir Beyefendi yüz on sekiz, Muʻallim Nakiye Hanımefendi yüz, Muvaffak Beyefendi yüz dört, Dülbendci Haydar Muhyiddin Beyefendi yüz on sekiz, Cemʻiyet-i Umûmiye-i Belediye aʻzâsından Abdurrahman Naci Beyefendi yüz yedi reʼy ile intihâb olunmuşlardır. İdâre encümeni intihâbâtına yüz otuz üç zât iştirâk etmişdir. Aʻzâlıklara Ragıb Bey yüz on beş, Doktor Hamdi Suad Bey yüz on iki, Sâim Ali Bey yüz on, Celâl Sâhir Bey yüz on, Rana Sani Yaver Hanım doksan dokuz reʼy ile intihâb olunmuşlardır. Nizâmnâme encümeni intihâbâtına yüz yirmi altı zât iştirâk etmiş ve aʻzâlıklara Hakkı Şinasi Paşa hazretleri 116, Râsih Efendi hazretleri 104, Müderris Nureddin Beyefendi 111, Şemseddin Be- yefendi 105, Sadeddin Ferid Beyefendi 99 reʼy ile intihâb kılınmışlardır. Encümen intihâbâtında 3, 5, 8 reʼy alan bazı zevât da vardır. Tensîb ederseniz onların ismini de okuyayım. (Hâcet yokdur sesleri) Efendim, encümenlere intihâb edilen aʻzâ-yı muhteremeden ricâ ederiz, taşradan gelen murahhasların müddet-i ikâmetleri daha ziyâde devâm etmemesi için mesâʻî- lerini mümkün olduğu kadar az bir zamânda intâc ve heyʼet-i umûmiyeye tedkîkâtları netâyicini arz ederler. Tensîb ederseniz Çarşamba günü toplanırız". "-Efendim, Cuma olursa meʼmûrîn de iştirâk ederler". Reîs: "-Encümenlerin tedkîkâtı netîcesi şübhesiz riyâsete verilir. Eğer tensîb buyurulursa ic- timâʻ gününü ayırca iʻlân ederiz. Maʻamâfîh bu, Çarşamba'dan sonra olmasa daha münâsib olur zan- nındayım. Fakat siz bilirsiniz". [4] Sabur Sami Bey (Kayseri): "-Cuma olması münâsibdir, efendim". Tevfik Salim Bey (Erzurum): "-Zannetmem ki, efendim idârî komisyon tedkîkâtını bir hafta zarfında ikmâl edebilsin. Bu, oldukça uzun bir mesʼeledir. Evvelce biz de idârî komisyonda bulun- muşduk. Onun için buna kâniʻim. Gelecek ictimâʻda diğer mesâil müzâkere edilir. Komisyon te- dkîkâtını ancak bundan sonraki celseye yetişdirebilir. Yani önümüzdeki celseye değil, öbür celseye. Çünkü birçok şeyleri mahallerinde tedkîk etmek lüzûmu vardır".

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=