HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 48 2260 1-Gerek Türkiye ordu ve donanmasına mensûb olan gerek düşmandan esîr düşen yaralı ve has- talar ile zaʻîf ve maʻlûllerin tedâvîlerine, ıztırâblarının tahaffufuna çalışır. 2-Hasta ve yaralıların nakli için lâzım olan vâsıtaları teʼmîne yardım eder. 3-Hastabakıcılar ve hastabakıcı muʻâvinlerinin tedârüküne gayret eder. 4-Müessesât ve teşkîlât-ı sıhhiye-i askeriyeye îcâbında tıbbî, cerrâhî, gıdâî levâzım iʻtâsına saʻy eyler. 5-Cihet-i askeriyenin irâʼe edeceği mahallerde Hilâl-i Ahmer hastahâneleri ve hastahâne ge- mileri teʼsîs ve ihzâr ve müesses hastahâneleri idâre eder. 6-Ordularda sârî hastalıklara karşı açılacak mücâdeleye iştirâk eder. 7-Harb sakatlarına aʻzâ-yı sınâʻiye iʻmâline yardım eder. 8-Türk ve düşman asker ve sivil üserânın âileleriyle muhâberelerini ve nakid ve eşyâ münâka- lelerini teʼmîne tavassut ve delâlet eder ve bu maksadı teʼmîn için îcâb eden teşkîlâtı yapar. Abdülkadir Bey (İstanbul): "-Takrîrimin ibtidâsında esbâb-ı mûcibe olarak birkaç satır yazmış- dım. Okunmasını teklîf ederim". Reîs: "-Abdülkadir Beyefendi'nin zikretdikleri esbâb-ı mûcibeyi bir kere daha okuyorum, [15] efendim. (Abdülkadir Bey'in evvelce okunan takrîrinin ilk kısmı okundu.) Başka noktalar hakkında bir şey yokdur. Abdülkadir Beyefendi yalnız bu mâddenin ilk fıkrasında, 'ordu ve donanma sıhhiye mukâvimleri' yerine 'salâhiyetdâr makâm-ı sıhhî-i askerî' diyorlar. 'İʼtilâf' yerine de 'bu makâmın ve- receği taʻlîmât ve göstereceği lüzûm üzerine' ibâresini teklîf ediyorlar. Değil mi beyefendi?" Abdülkadir Bey: "-Efendim, harbde yalnız bir makâm-ı sıhhî-i askerî vardır ki, bütün makâm-ı sıhhîlere âmirdir. Başkumandana tâbiʻ olduğu için. Onun için bu vechile yazılmasını teklîf ediyorum. Diğer fıkraları aynen kabûl ediyorum". Reîs: "-Nizâmnâme encümeni cevâb verecek mi efendim?" Sadeddin Ferid Bey: "-Müsâʻade buyurulursa efendim, makâmın bir olduğu hakkındaki îzâhâta kanâʻat getirmek lâzımdır. Bunu tabîʻatıyla kabûl ediyoruz. Yalnız mâddenin diğer aksâmı hakkın- da bazı şeyler vardır, efendim. Encümen temâs makâmında iʼtilâfı kullanmışdır. Fakat beyefendi- nin teklîflerinden doğrudan doğruya makâm-ı sıhhî-i askerî emir ve taʻlîmât verecekdir, anlaşılıyor. Filân, filân ve filân şu sûretle hareket edeceksiniz diyecekdir. Bir bu vardır, bir de ikisinin arasında merkez-i umûmî kendi büdcesi dâiresinde ne sûretle yardım edecekse yapabileceği yardımın derece ve şeklini tesbît eder. Doğrudan doğruya sıhhiye-i askeriye reîsi ile temâsda bulunur". Reîs: "-Heyʼet-i celîlelerince maʻlûmdur. Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti'nin maksad-ı esâsîsi harb esnâsında doğrudan doğruya orduya muʻâvenet eylemekdir. Tabîʻî sulh zamânında da hidemât-ı hayriyede bulunur. İşte ve pek tabîʻîdir ki, Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti bu mukaddes vazîfesini mutlak maʻnâsıyla îfâya saʻy edecekdir. Bunu kendisi için en büyük, en şerefli bir vazîfe bilir. Bu noktaya makâm-ı riyâset nâmına heyʼet-i muhteremenizin nazar-ı dikkatini celb etmek istiyorum. Eğer tensîb buyurulursa beyefendi ile berâber nizâmnâme encümeni şu fıkrayı bir kere daha görüşsünler. (Muvâ- fık sesleri) Beyefendinin teklîfi, ordu teşkîlât-ı sıhhiyesi nasıl çalışır ise Hilâl-i Ahmer ve teşkîlâtı da bütün mevcûdiyetiyle berâber ordu emrine geçer maʻnâsı mukayyed olabilir. Bu fıkrayı o şekle koy- mak lâzımdır ki, Hilâl-i Ahmer kendi büdcesi dâhilinde ne sarf edebilecek ve teşkîlâtı neden ibâret ise sıhhiye-i askeriye reîsine arz eder ve işte emrinize şu teşkîlâtı bırakıyoruz maʻnâsını ifâdeye sâlih olsun". (Muvâfık, pek doğru sesleri)
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=