HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 48 2272 … "-Bizden evvel bu çığırda çalışan yerler var. Orada nasıldır acaba?" Haydar Bey: "-Maʻlûm-ı âlîleridir ki, merkez-i umûmî ictimâʻlarında bir rüznâme-i mesâʻî tan- zîm olunarak aʻzâya tevzîʻ edilir. Harbiye ve bahriye murahhası rûznâmeyi gördükde[n] sonra ken- dilerini alâkadâr eden bir mesʼele müzâkere edilecekse o celsede bulunur ve kendine âid olmayan bir celseye de gitmez! Maʻamâfîh bulunurlarsa ne mahzûr vardır, efendim?" Reîs: "-Tekrâr reʼyinize arz ediyorum. Murahhasların yalnız husûsât-ı askeriyeye taʻalluk eden müzâkerelere iştirâkleri teklîfini kabûl buyuranlar el kaldırsın. (Eller kalkar.) Kabûl [28] olunmadı. O hâlde merkez-i umûmînin bi'l-umûm celselerine iştirâklerini kabûl edenler el kaldırsın. (Eller kalkar.) Kabûl edilmişdir". Abdülkadir Bey: "-Bu murahhas-ı askerînin kongrelerde de bulunması takrîrimde mündericdir, efendim". Celâl Sâhir Bey: "-Askerî murahhasların kongrelerde bulunmalarının bu mâddeye taʻalluku yokdur. Sırası gelince ayrıca teklîf olunabilir". Abdülkadir Bey: "-Bendeniz on yedinci mâddenin ikinci, üçüncü fıkrasını, her ikisi muʻâvenet mâhiyetinde olduğu için bir mâddeye koydum". Reîs: "-Bu mâdde hakkında Celâl Sâhir Beyefendi'nin de bir takrîrleri vardır. Onu okuyordum: Cemʻiyet sulh zamânında; 1-Hastabakıcıları yetiştirir. 2-Müstevlî hastalıklara ve verem ve sıtma ve çocuk ölümleri gibi müteʻammim âfetlere karşı mücâdelelere büdcedeki tahsîsât dâiresinde ve îcâbında fevkalâde tahsîsât ile iştirâk eder. 3-Büyük yangın, zelzele, su tuğyânı, kıtlık ve harb sebebiyle muhâceret gibi âfet ve musî- betlerden biri vukûʻunda büdcedeki tahsîsâtı dâiresinde ve îcâbında fevkalâde tahsîsât ile yardımda bulunur. 4-Cemʻiyetin harb zamânındaki vazîfelerini îfâ edebilmek için muhtâc olduğu levâzımı ve vâ- sıtaları salâhiyet sâhibi askerî makâm ile karârlaşdırılacak sûretde toplar ve hâzırlar". Celâl Sâhir Bey: "-Bendeniz tahsîsât kaydının ilâvesini teklîf ediyorum. İkinci calamité pub- lique' kelimesi 'âfât-ı ictimâʻiye' olarak terceme edilmiş. Bu yanlışdır. 'Âfât-ı umûmiye', 'umûmî veya müteʻammim âfetleri' diye tercemesi dahi muvâfık olur. İnşâallah hiç başımıza gelmez ya! Farz ede- lim, umûmî bir âfet var. Devâm edip gidiyor. Hilâl-i Ahmer'in tahsîsâtı da az kalmış. Tabîʻî tahsîsât yokdur diye Hilâl-i Ahmer kolunu bağlamayacakdır. Derhâl heyʼet-i umûmiyesini toplayacakdır. Fevkalâde tahsîsât alacakdır. 'Îcâbında fevkalâde tahsîsât ile' kaydının ilâvesindeki maksad budur". Reîs: "-Teklîfiniz Abdülkadir Bey'in teklîfini taʻdîl mâhiyetindedir". Abdülkadir Bey: "-Bendeniz Sıhhiye ve Muʻâvenet-i İctimâʻiye Vekâleti'nin göstereceği lüzû- ma binâen muʻâvenetde bulunulmasını istiyorum. Yani muʻâveneti lâ-ale't-taʻyînlikden çıkarmak is- tiyordum". Haydar Bey: "-Her yerde Salîb ve Hilâl-i Ahmer son derece serbest ve müstakildir. Binâenaleyh Sıhhiye ve Muʻâvenet-i İctimâʻiye Vekâleti'nin Hilâl-i Ahmer umûruna müdâhalesini doğru bulmu- yorum. Cemʻiyete bu istiklâli bahşedelim". Abdülkadir Bey: "-Zannederim maʻrûzâtım yanlış anlaşılıyor. Meselâ, büyük bir yangın olmuş,
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=