HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 48 2273 Hilâl-i Ahmer yardım edecek. Resmen hükûmet de yardım ediyor. Eğer cemʻiyet, Muʻâvenet-i İc- timâʻiye Vekâleti'yle muhâbere ederse birisi baraka yapdırır, birisi açların karnını doyurur ve yapılan muʻâvenet de bu sûretle çok ve daha müsmir olur". Âkil Muhtar Bey: "-Şübhe yok ki, efendim böyle bir yangın zuhûr etdiğinde hükûmetle görü- şülür. Ona göre yapılır. Bunun nizâmnâmemize idhâli katʻiyen câiz değildir. Bu adem-i cevâzın en mühim sebeblerinden birisi, eğer biz herhangi bir işde mutlakâ hükûmetden taʻlîmât almak mecbû- riyetinde olduğumuzu nizâmnâmeye derc edersek, Salîb-i Ahmerlerden gördüğümüz muʻâvenetler eksilir. Çünkü Hilâl-i Ahmer bu husûsda alınan parayı top almaya vesâir [29] askerî işlere tahsîs edemez. Hükûmetin bir şuʻbesi hâlinde ortaya çıkmak iʻânât nokta-i nazarından fevkalâde zararlıdır. Yalnız onu arz edeyim ki, şimdiye kadar zâten hükûmetle görüşmeksizin bir şey yapılmamışdır ve yapılmasına da imkân yokdur". Kemal Ömer Bey: "-Su tuğyânı yerine basması demek daha doğru değil midir?" Tevfik Salim Bey: "-Bazı su taşar fâideli olur. Tuğyân tahrîbkârdır. Burada istiʻmâl daha muvâ- fıkdır". Hamid Bey (Zonguldak): "-İkinci fıkrada müstevlî yerine salgın kelimesi ikâme olunmalı". (Muvâfık sesleri) Reîs: "-Müsâʻadenizle evvelâ encümenden gelen şekli, yalnız 'müstevlî' yerine 'salgın' keli- mesinin ikâmesiyle reʼy-i âlînize arz ediyorum. Kabûl buyuranlar el kaldırsın. (Eller kalkar.) Kabûl olundu, efendim. 17'nci mâddenin beşinci fıkrası olmak üzere esâsâtı kabûl edilen Abdülkadir Beye- fendi'nin son şeklini okuyorum, efendim: Müdâfaʻa-i Milliye ve Bahriye Vekâletleri Sıhhiye Dâiresi, Hilâl-i Ahmer ile temâsını muhâfaza etmek ve nokta-i nazarını teblîğ ve taʻkîb eylemek için Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti nezdine birer tabîb-i askerîyi murahhas taʻyîn ederler. Sıhhiye-i askeriye murahhası Hilâl-i Ahmer'in tekmîl anbârlarını görmeğe salâhiyetdârdır. Sıhhiye-i askeriye murahhasları Hilâl-i Ahmer Merkez-i Umûmî ictimâʻla- rında istişârî reʼye mâlik olmak üzere bulunabilirler. Bu şekli kabûl buyuranlar el kaldırsın. (Eller kalkar.) Kabûl buyurulmuşdur, efendim". Reîs: "-On yedinci mâddeden çıkdık. On sekizinci mâddeyi okuyorum: Ecnebî Hilâl ve Salîb-i Ahmerlerine îcâbında imdâd heyʼetleri göndermek şeklinde veyâhûd sâir sûretlerle muʻâvenetde bulunur. Mâddeyi kabûl buyuranlar el kaldırsın. (Eller kalkar.) Kabûl olunmuşdur. 19'uncu Mâdde- Türkiye Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti şahsiyet-i hükmiyeyi hâizdir. Mâddeyi kabûl edenler lütfen el kaldırsın. (Eller kalkar.) Aynen kabûl edilmişdir, efendim. 20'nci Mâdde- Türkiye Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti'nin alâmeti beyâz zemîn üzerine karşıdan ba- karken sola müteveccih kırmızı hilâldir. Yalnız bayraklarda hilâl, bayrak direğinin aksi istikâmeti- ne müteveccih olmalıdır. Bu alâmet diğer hükûmetlerce kabûl edilmiş olan Salîb-i Ahmer'in kâffe-i hukûk ve muʻâfiyetlerini hâiz bir bî-taraflık alâmetidir " . Celâl Sâhir Bey: "-Ehemmiyetine mebnî arz ediyorum, efendim. Hilâl-i Ahmer'in ilk teşkîlinde bu sağ ve sol mesʼelesi nasılsa bir karışıklığı mûcib olmuşdur. Beynelmilel müesseseler tarafından kabûl edildiği için bu şekli değiştirmek câiz değildir. Fakat mâddede sola müteveccih denilmesine

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=