HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 48 2295 Remzi Bey (Ayıntab): "-Hayır efendim, fark var. Esbâb-ı hâriciye dolayısıyla meclis-i umûmî zamânında ictimâʻ edemez. Her sene toplanacak iken meselâ mîʻâdından üç-dört ay sonra ancak toplanabilir. Binâenaleyh başka bir merkez-i umûmînin intihâbına kadar eski merkez-i umûmî aldığı vazîfede devâm eder". Salahaddin Bey: "-Deminki karâra göre imkân-ı teʼlîf şöyle olabilir: 'Meclis-i umûmî ictimâʻ edemediği takdîrde' kelimesini koyarsak pek sarîh bir tenâkuz kabûl etmiş oluruz. Çünkü o imkânsız- lık ekseriyet karârı ile kabûl edilmedi". Fikret Bey (Ertuğrul): "-Yeni merkez-i umûmî intihâb olununcaya kadar merkez-i umûmî ic- râ-yı faʻâliyet eder, diyelim". Niyazi Bey (Üsküdar): "-Yalnız meclis-i umûmînin inʻikâd etmemesi mevzûʻ-ı bahis değildir. Olabilir ki, merkez-i umûmî aʻzâları hepsi birden istiʻfâ edebilir. Senenin ortasında… Binâenaleyh onlar yeni merkez-i umûmî intihâb edilinceye kadar îfâ-yı vazîfe ederler". Reîs: "-Yani bu mâddenin kalması lâzımdır demek istiyorlar". Süreyya Ali Bey (Beyoğlu): "-Esâsen yeni heyʼet toplanıncaya kadar eskisi îfâ-yı vazîfe eder. Teʻâmül böyledir. Bu iʻtibârla mâddeye lüzûm yokdur". Reîs: "-Remzi Beyefendi ile birlikde bir defa daha görüşülmek üzere bu mâddenin encümene iʻâdesi tensîb buyururuluyor mu efendim?" (Pek muvâfık sesleri) Mâdde 59- Merkez-i umûmî ictimâʻı ya alelâde veya fevkalâde olur. Alelâde ictimâʻ her ayın ilk haftasında ve merkez-i umûmîce taʻyîn olunacak bir günde veya lede'l-iktizâ heyʼet-i idâre tarafından taʻyîn edilecek eyyâm-ı sâireden bir günde akdolunur. İctimâʻ-ı âdîde nisâb-ı müzâkere aʻzâ aded-i mürettebinin nısfından bir ziyâdesiyle hâsıl olur. İctimâʻ-ı fevkalâde müstaʻcil ahvâl hudûsu üzerine idâre heyʼetince verilecek karâr ve yapılacak daʻvet üzerine akdolunur. Daʻvetnâmelerde müzâkere olunacak mesâil taʻyîn ve tasrîh edilir. İctimâʻ-ı fevkalâdede sebeb-i ictimâʻ olan mevâddan başka mesâil müzâkere olunamaz. [53] Fevkalâde ictimâʻda nisâb-ı müzâkere aʻzâ aded-i mürettebinin sü- lüsünden bir fazlasıyla hâsıl olur. Remzi Bey: "-Yani ayın ilk haftasında değil de başka günlerde mi ictimâʻ edecekdir? Buna bendenizce lüzûm dahi yokdur". Hakkı Şinasi Paşa: "-İctimâʻ için bir gün taʻyîn edilecek. Heyʼet-i idâre, mühim bir müzâkere için Pazartesi günü de çağrılır". Remzi Bey: "-Onu aşağıda ictimâʻ-ı fevkalâde kısmına ilâve edebiliriz". Mecid Paşa: "-Bir cihet vardır, efendim. İnʻikâd-ı âtîde nisâb-ı müzâkere nısfından bir fazlasıy- la, ictimâʻ-ı fevkalâde sülüsünden bir fazlasıyla deniyor. Bunda tezâd yok mu?" Hakkı Şinasi Paşa: "-Zâten ictimâʻ-ı fevkalâde mühim ve müstaʻcel bir mâdde için yapılır. Aʻzânın nısfından fazlasını toplayabilmek için intizârda kalmaya zât ve tabîʻat-ı maslahat müsâʻid olamaz". Tevfik Salim Bey: "-Şu hâlde on bir kişi toplanırsa bu mühim ve müstaʻcel mâdde hakkında bir karâr verebilecekdir. Bu nasıl olur, efendim? On bir ile ictimâʻ, altı kişi ile karâr? Bendeniz nısfından bir fazlasıyla tarafdârım". Mehmed Celâl Bey: "-Öyle fevkalâde işler olur ki, bir gün bile teʼhîri câiz değildir. O günde
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=