HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 48 2312 Çocuk vefeyâtı ve vereme karşı mücâdele husûslarının lâyık oldukları ehemmiyetle telâkkî edilmesini temennî ederiz. Üserâ İşleri Hilâl-i Ahmer'in öteden beri üserâ işlerinde hizmetleri pek mühim olup bilhâssa 1338 [1922] senesi nihâyetine kadar olan hizmetleri geçen meclis-i umûmîye verilen raporda taʻdâd edilmişdi. 1339 [1923] senesi esnâsında da bu faʻâliyet Yunanistan karârgâhlarındaki üserâ nezdine bî-taraf teftîş heyʼetleri iʻzâmına ve muhâberâta delâlet gibi sûretlerle devâm etmiş ve üserâ mübâdelesindeki hizmetlerle inkişâf eylemişdir. Târîhde ilk defa olmak üzere daha sulh muʻâhedesi akdinden evvel vâkiʻ olan iʼtilâf üzerine tarafeynden otuz bini mütecâviz esîrin mübâdelesi icrâ edilmiş ve bilhâssa Türk esîrlerinin iʻâşe ve ibâte ve ilbâsıyla kısmen sevkleri husûsunda pek büyük muʻâvenetde bulunulduğu gibi bir kısmının sevki de derʻuhde olunmuşdur. Rusya'daki üserânın Trabzon'a sevki işinde de muʻâvenet edilmişdir. Yunanistan'dan gelen Türk üserâya yardım husûsunda İzmir merkezinin hizmeti cidden takdîre lâyıkdır. Hayât ve memâtlarından haber alınamayan Türk ve düşman efrâd hakkında âilelerinin ve ecnebî Salîb-i Ahmerlerinin mürâcaʻatlarıyla yapılan teşebbüslerin de bu üserâ hizmetleri arasında zikri lâzımdır. Teşkîlât ve Müessesât Merkez-i Umûmî ve Heyʼet-i İdâre Hilâl-i Ahmer teşkîlât ve müessesâtından bahsederken evvelâ merkez-i umûmî ve heyʼet-i idâ- reden başlamak zarûrîdir. Merkez-i umûmînin ve heyʼet-i idârenin iki senelik müzâkerât ve mukarrerâtını gözden geçirir- ken celselerin sûret-i akdine, müzâkerâtın usûl-i zabtına, vezâifin ve salâhiyetlerin iki heyʼet arasın- daki inkısâmına ve aʻzâların devâmına müteʻallik husûsları da tedkîk etdik. Nazar-ı dikkate ilişen noktalardan biri alelâde ve fevkalâde ictimâʻların arasında farkın bazen ihmâl edilmesi ve fevkalâde ictimâʻda tıbkı alelâde ictimâʻ rûznâmesi tatbîk olunmasıdır. İkincisi, müzâkerât zabıtlarında bazen rûh mesʼelesi ve münâkaşât esnâsında aʻzâların fikirleri lâyıkıyla tavazzuh etmeyecek bir tarz-ı tahrîr-i ihtiyârî ve aʻzâların aded-i mürettebiyle hâzır bulun- mayanların İstanbul'da bulunmamak, maʻzeret beyân etmek veya bilâ-maʻzeret gelmemek gibi şıklar- dan hangisiyle gaybûbet etdiğinin adem-i tasrîhi ve hattâ aynı aʻzânın aynı celsede hem mevcûd hem gâib gösterilmesi gibi ihmâl ve zühûllerdir. Üçüncüsü, heyʼet-i idârenin ne gibi husûsâtda merkez-i umûmîden meʼzûniyet almadan hareket etmemesi lâzım geldiği taʻayyün etmiş olmak ve mühim işlerin karârları mutlakâ merkez-i umûmî tarafından verilmek iktizâ ederken meselâ İngilizlerden alınan eşyâdan büyük bir kısmı sarf olun- dukdan sonra kalanına kırk bin İngiliz lirası fiyât veren teklîfin merkez-i umûmîye iblâğına lüzûm görülmemesi gibi birkaç hâdisedir. Dördüncüsü, otuz zâtdan terekküb etmesi ve münhallerinin yeni intihâblarla itmâmı iktizâ eden merkez-i umûmînin ekseriyâ tâm adedi hâiz olma [71] ması ve mevcûd aʻzâların da ayda bir kere olan ictimâʻlara adem-i devâmı yüzünden celselerin hemen dâimâ ancak nisâb-ı ekseriyeti teʼmîne muvaf-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=