HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 48 2313 fak olmasıdır. Bizde cemʻiyât işlerinde gösterilen alâkasızlığa binâen belki de tabîʻî görülebilecek bu husûsa biz ehemmiyet atfediyoruz. Maʻamâfîh bu noksânlara rağmen merkez-i umûmî aʻzâlarının ve aralarında müntehab heyʼet-i idârenin medîd bir saʻy ile idâresini derʻuhde etdikleri Hilâl-i Ahmer işlerindeki muvaffakiyetlerini takdîr ve tevkîr etmemize, sâikı ancak daha iyiyi arzudan ibâret olan bu küçük kuyûd-ı ihtirâziye mâniʻ değildir ve bunlardan bahse lüzûm görmemiz mütâlaʻâtımızın bundan sonrası müessir olması maksadıyladır. İdâre-i Merkeziye Hilâl-i Ahmer idâre-i merkeziyesi, heyʼet-i idârenin vazîfedâr aʻzâları ve iki müfettiş müstesnâ olmak üzere on yedi dâimî ve on üç munzam meʼmûrdan mürekkebdir. On iki hademesi vardır. Kâtib ve müfettiş-i umûmîye verilen yüz seksener lira tazmînâtdan başka meʼmûrlara verilen maʻâşların aʻzamîsi yüz yetmiş liradır ve bir tânedir. Yüz ve daha fazla maʻâşı olan beş meʼmûr vardır. Asgarî maʻâş mikdârı kırk sekiz lira olup bir tânedir. Mütebâkî maʻâşlar elli ile yüz lira arasında tefâvüt eder. Bu kadar çok ve mütenevviʻ vezâifi bu kadro ile îfâ etmek büyük bir muvaffakiyetdir. Muʻâ- melâtın tedvîrinde meşhûd olan sürʻat ve intizâm hiçbir müessesede emsâli görülmeyecek derecede olduğunu tedkîkâtımız esnâsında gördük. Aradığımız herhangi evrâk ve kuyûdu dakîkasında bulup getirdiler. Bu hakîkati iftihâr ve şükrânla zikretmeği ve merkez-i umûmîyi ve meʼmûrîn heyʼetini bundan dolayı tebrîk eylemeği bir vazîfe telâkkî ederiz. Ancak bu meʼmûrlar bahsinde bilhâssa maʻâşları mikdârını zikir ve tasrîh etdikden sonra bazı mütâlaʻaların ilâvesi de zarûrîdir. Merkez-i umûmî celselerinin birinde de mevzûʻ-ı münâkaşa olduğu üzere meʼmûrlara verilen maʻâş azdır. Fazla olarak bu meʼmûrların istikrârı devlet meʼmûrları ve bazı mukâveleli müessese müstahdemleri gibi müemmen değildir. Maʻzûliyet ve tekâʻüd istihkâkları da yokdur. Meʼmûrların ekserine sık sık avanslar verilmek, hele bir defa bu avans mikdârı dört maʻâşa çıkarılmak gibi zarûretler de hâsıl olmuşdur. Hattâ bir aralık avans olarak maʻâşlarını almış meʼmûr- lara ekseriyeti teşkîl etmesine binâen maʻâşların peşîn verilmesi esbâbının kabûlü bile vârid-i hâtır olmuşdur. Bunun sebebleri evvelâ maʻâşların azlığı, sâniyen böyle ihtiyâc zamânlarında meʼmûruna yardım edecek bir sandığın müessesât-ı sâirede olduğu gibi ihdâs edilmemesidir. Bilhâssa merkez-i umûmînin Ankara'ya nakli takarrür etdiği sırada bu noktaları ehemmiyetle meclis-i âlînizin nazar-ı dikkatine arz ve eğer bu müessesenin mâzîde olduğu gibi muvaffakiyetle işlememesi matlûb ise meʼmûrlar kadrosunun maʻâşlarına yeni vazʻiyetlerinin îcâb edeceği zamlar yapılarak muhâfaza ve nakline gayret edilmesi ve muʻayyen bir sermâye konularak bir teʻâvün san- dığı teʼsîsiyle avans usûlüne nihâyet verilmesi husûslarının merkez-i umûmîye teblîğini ricâ ederiz. [72] Çırağan ve Gülhane anbârları ve satış sergisi Çırağan'daki anbâr dâireleriyle Sultanahmed Câmiʻi avlusundaki satış sergisi ziyâret ve teftîş edildi. Keyfiyet iʻtibârıyla mütenevviʻ olduğu kadar kemmiyet iʻtibârıyla çok eşyâyı ihtivâ eden an- bâr dâirelerinde görülen intizâm takdîre şâyândır. Hilâl-i Ahmer anbârının Kantarcılar'da eski binâ dâhilindeki hâlini bilenlerin göze çarpan bir tekâmül karşısında bulunduklarını hissetmemelerine im- kân olmadığı gibi mevkiʻ ve binâ iʻtibârıyla da rüchân âşikârdır. Gülhane Anbârı nakle müheyyâ hâlde bulunmağla berâber aynı intizâmı hâizdir. Hâl-i hâzırda orada eczâ, porselen şuʻbelerinin esâslı kısımlarıyla çamaşır şuʻbesinin bazı eşyâsı kalmışdır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=