HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 49 2359 2-İdâresindeki şuʻabât teşkîlâtını teftîş ve devâmlarını teʼmîn ve muʻâmelâtını tanzîm ve şuʻbe olmayan mahallerde yeniden şuʻbe teʼsîsi 3-Cemʻiyete vâridât taharrî ve aʻzâ-yı cemʻiyetin teksîrine gayret 4-Vâridât-ı cemʻiyeti ahz u cibâyet 5-İnde'l-hâce vilâyet meclis-i umûmîsini ictimâʻa daʻvet [107] 6-Meclis-i umûmîye vereceği büdceyi tanzîm 7-Heyʼet-i idârenin teklîfi üzerine rüesâ-yı meʼmûrîni azl ü nasb 8-Her sene kongre hitâmında senelik vâridât, sarfiyât, icrâât ve muʻâmelâtını mübeyyin rapo- runu merkez-i umûmîye arz eyler " . Sabur Sami Bey: "-Arz eder değil, verir". Reîs: "-Mâddeyi kabûl buyuranlar lütfen kaldırsın. (Eller kalkar.) Kabûl olunmuşdur. Mâdde 88- Vilâyet heyʼet-i merkeziyeleri efʻâl ve icrâât ve sarfiyâtından merkez-i umûmîye karşı mesʼûldür " . Celâl Sâhir Bey: "-Burada bir noktayı nazar-ı iʻtibâra almak lâzımdır. Maʻlûm-ı âlîniz İstanbul şehri taksîmât-ı mülkiyesi iʻtibârıyla üç kısma yani üç vilâyete münkasemdir. Hâlbuki bu şehirlerin her birinde birçok cemʻiyetler teşekkül etmiş veya müteşekkil cemʻiyetler bu üç vilâyeti ayrı menâtı- ka, ayrı merâkize rabt eylemek istemişlerse de tatbîkât sâhasına geçildiği zamân ileride kongrelerine arz etmek üzere istisnâî muʻâmeleler icrâ ve tedbîrler ittihâzına mecbûr kalmışlardır. Ez-cümle Tay- yâre Cemʻiyeti'ni bir misâl olarak zikredebilirim. Bu merkezlerin adamakıllı iş görebilmesi, idâre olunabilmesi için İstanbul'un Beyoğlu ve Üsküdar merkezlerinin bir tek merkez hâlinde olması lâ- zımdır ve o müşterek merkezin murahhasları bu üç vilâyet aʻzâsı içinden de intihâb olunabilir". Hamdi Suad Bey: "-Efendim, İstanbul'un vazʻiyeti öyle bir şey ki, mahallelerinin arası bile Anadolu'daki bir vilâyetin kazâlarından daha uzakdır. Üsküdar vilâyeti teşekkül eder etmez ona mer- bût olarak teşekkül eden Kadıköy şuʻbesi üç gün zarfında bütün teşkîlâtını ikmâl etdi ve hakîkaten de bir mevcûdiyet gösterdi. Hâlbuki İstanbul ve Beyoğlu'nda merkez nezâret etdiği için vehleten şaşırdılar. Böyle sürʻatle göremediler. Senelerce hizmet etdik. Biliyoruz ki, Üsküdar vilâyeti bugün ayrı olacak olursa çok iş görebilir. Üsküdar'ın birçok kazâları ve köyleri vardır. Bunlarla hiçbir vakit İstanbul meşgûl olamıyor. İstanbul'daki aʻzâlar, Anadolu'daki cemʻiyet aʻzâları gibi değildir. Bunların ekseri vazîfedâr ve tüccârdır ve tabîʻîdir ki, sâʻatleri, günleri azdır. Bunlar yalnız kendi semtlerinde iş görmeğe uğraşabilirler. Yoksa Üsküdar'dan, Gebze'den kalkıp da İstanbul'da, merkeze iş görmeğe gelemezler". Sabur Sami Bey: "-Bendeniz İstanbul idâre-i merkeziyesinde bulunmak iʻtibârıyla bilirim. İs- tanbul ahâlîsini teşkîl edenler bilhâssa yaz mevsiminde mülhakâtda ikâmet ederler. Fakat işleri İs- tanbul'dadır. Meselâ, bendeniz de Moda'da oturuyorum. Fakat işim İstanbul'dadır. Semtime ancak akşâmları geç vakit gidiyorum. Binâenaleyh Üsküdar için de merkez İstanbul olursa Hilâl-i Ahmer ne vâridâtdan bir şey gâib eder ne de intizâm-ı mesâʻîden. Beyefendinin buyurduğu mahzûr kâbil-i izâledir. Bendeniz de Celâl Sâlih Beyefendi'nin fikrinin kabûl edilmesini ricâ ediyorum". Hamdi Suad Bey: "-Mâdemki eviniz orada, işiniz İstanbul'da imiş. Binâenaleyh siz yani İstan- bul'da olanlar kendi muhîtinize nâfiʻ hiçbir iş göremezsiniz".
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=