HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 49 2365 Hakkı Şinasi Paşa: "-Abdülkadir Bey'in teklîfini encümen kabûl ediyor, efendim". Reîs: "-Eğer kabûl ederseniz bir kere zabtı tedkîk edelim. İctimâʻ-ı âtîde ona göre müzâkere ederiz. (Muvâfık sesleri) Nizâmnâmenin ikinci kırâatında eğer îcâb ederse bir mâdde ilâve olunur". Rasih Efendi (Antalya): "-İkinci kırâat da var mı efendim?" Reîs: "-Mukâbele mâhiyetinde bir kırâat var, efendim. Tabîʻî mâddeler üzerinde münâkaşa ya- pılacak değildir. Geçiyoruz. Mâdde 121- Merkez meclis-i umûmîsine iştirâk edecek murahhasları otuz dokuzuncu mâdde hükmüne tevfîkan intihâb etmek merâkiz mecâlis-i umûmîsine âiddir. En çok reʼy kazananlar murah- has intihâb olunur. Müntehab murahhaslar kongreye iştirâk edemeyecek olduğu hâlde ikinci derece- de reʼy kazananlar onları istihlâf ederler. Bir mütâlaʻa var mı efendim? Kabûl buyuranlar lütfen el kaldırsın. (Eller kalkar.) Kabûl olunmuşdur. Mâdde 122- Bir merkez veya şuʻbenin tasfiyesi veya seddi merkez-i umûmî karârına vâbestedir. Kabûl buyuranlar lütfen el kaldırsın. (Eller kalkar.) Kabûl olundu". Mâdde 123- Merkezler vâridâtın aʻzamî olan yüzde altmış beşini cemʻiyetin masârıfât-ı umû- miyesine medâr olmak üzere merkez-i umûmîye göndermeğe mecbûrdurlar. Bâkî yüzde otuz beşi Hilâl-i Ahmer'e taʻalluku olan mahallî ihtiyâcât-ı mübremesiyle idâre masârıfına tahsîs ve sarf olu- narak hesâbâtı merkeze irsâl olunur. Vâridâtı fazla olan şuʻbelerde mahallî ihtiyâcâtı merkezlerince tahakkuk ederse o şuʻbeler vâridâtının yüzde yirmisini ve şuʻabât-ı sâire de yüzde onunu sarf edebilir. Merkez ve şuʻbenin bulunduğu mıntıkada umûmî âfet ve mesâibden biri vukûʻunda o merkez veya şuʻbe kendi idâre heyʼetinin mesʼûliyeti altında sandık mevcûdundan ilk imdâd ve muʻâvenet için şuʻbelerde yüz ve merkezlerde iki yüz elli liraya kadar sarfiyât icrâsına mübâşeretle berâber keyfiyeti merkez-i umûmîye serîʻan ihbâr ve lüzûmu varsa merkez-i umûmîden ayrıca muʻâvenet dahi taleb eder. Reîs: "-Mâddenin heyʼet-i umûmiyesi hakkında bir mütâlaʻa var mı?" Hamdi Suad Bey: "-Merkezler mübrem vekâyiʻde, hattâ bütün mevcûdiyetini sarf edebilir ibâ- resini ilâve edelim. Tabîʻî keyfiyeti merkez-i umûmîye de arz edecekdir". Sabur Sami Bey: "-Bir felâket oldu, bütün telgraflar kesildi. Nereden merkezi haberdâr ede- cek? Efendim, farz edelim, on bin lira var. Hâlbuki yüz liraya kadar masraf mikdârı tahdîd olunmuş. Merkezden meʼzûniyet almak istese telgraf ve telefon işlemiyor. Ne yapacak? Kasasında para varken kolunu bağlayıp felâketzedelere seyirci mi kalacak?" Hakkı Şinasi Paşa: "-Esâsen merkezde on bin lira olmaz. Merkezlerde kalacak para mikdâ- rı [114] tahdîd olunmuşdur. Bundan başka pek çok tecrübelerimiz vardır ki, maʻâzallah bir felâket vukûʻunda daha merkez duymadan merkez-i umûmî duyar ve ona lâzım gelen muʻâveneti yapar". Ömer Lütfi Bey: "-Bu 123'üncü mâdde nizâmnâme-i esâsînin en mühim mâddesidir. Çok ricâ ediyorum, bütün arkadâş beyler bunu tedkîk buyursunlar. Eski nizâmnâmeye göre bir merkez veya şuʻbe vâridâtının % 10'unu sarf edebilirdi, mütebâkîyi merkeze göndermeğe mecbûr tutulurdu. Hâl- buki bugüne kadar Anadolu'da teşekkül eden merkez ve şuʻbelerin hiçbiri bu kaydı îfâ etmemişdir. Hiçbiri vâridâtının yüzde doksanını göndermiş, yüzde onunu hıfz etmiş değildir. Bu mesʼele dâimâ merkez-i umûmî ile büyük merkezler arasında muhâberâtı mûcib olmuşdur. Muhâsebeci bey burada- dır. Diğer beyefendiler de buradadırlar. Maʻrûzâtımı kendilerinden tahkîk buyurabilirsiniz.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=