HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 49 2385 İctimâʻ 6 6 Ağustos [1]341 [1925] Perşembe, Sâʻat 10, Dakîka 45 Reîs: "-Müzâkereye başlıyoruz, efendim. Zabt-ı sâbık okunacak. (Zabt-ı sâbık hulâsası okun- du.) Zabt-ı sâbık hakkında bir mütâlaʻa var mı efendim?" Mehmed Celâl Bey: "-Hindistan heyʼeti hakkında îzâhât veren Âkil Muhtar Beyefendi ile ben- denizim, Celâl Muhtar Bey değildir. Tashîhini ricâ ederim". Reîs: "-Celâl Beyefendi'nin işâret buyurdukları vechile tashîhinden sonra zabıt yani aynen ka- bûl buyuranlar lütfen el kaldırsın. (Eller kalkar.) Aynen kabûl olunmuşdur. İdâre [136] heyʼetinin raporu okunacakdır. Arzu buyurursanız aynen okunsun. Fakat tabʻ ve tevzîʻ edilmiş olmasına rağmen okunmasına ihtiyâc yokdur sanıyorum. (İhtiyâc yok sesleri) Şu hâlde rapor hakkında söz isteyen var mı efendim?" Sabur Sami Bey: "-Efendim, idâre raporundan evvel geçende mâliye raporunun müzâkeresinde bir pul mesʼelesi mevzûʻ-ı bahis olmuşdu. Bendeniz tahkîk etdim. Bu husûs için kânûn vardır. Fakat postahânelerde taʻahhüdlü mektûblarda kullanıldığı gibi yüzer paralık pul tevzîʻ edilirse kimse reddet- mez. Bunun nazar-ı dikkate alınmasını teklîf ederim. İdâre raporunda iştirâk etdiğim husûsâtı meskût geçeceğim. Yalnız bir-iki nokta hakkında söyleyeceğim. Hakîkaten Hilâl-i Ahmer, gazetelere iʻlân parası vermediğinden iʻlânâtı görünmez yerlere konuyor. İʻlânlar parayla ve büyük harflerle yazdırıl- malıdır ki, rağbeti celb etsin. İkincisi, çocuk elbiselerinden birçoğunun çürümeğe meyyâl olduğunu anladım. Bir Himâye-i Etfâl Cemʻiyeti vardır. Bu çocuk elbiselerinin Himâye-i Etfâl ile bi'l-müzâkere tevzîʻini teklîf ediyorum. Bu çocuklar mesʼelesi, Hilâl-i Ahmer'in vakt-i sulhdaki vezâifinin en mü- himmini teşkîl eder. Çünkü bugünün çocukları yarının büyükleridir. Hilâl-i Ahmer çocuklar hakkında yapacağı şeyi dâimâ Etfâl ile müştereken, bi'l-müzâkere yapmalıdır ki, yapılacak iş müsmir olsun. Üçüncüsü, en mühim bir mesʼele olarak Ankara murahhaslığı muʻâmelâtı diye raporda uzun îzâhât var. Bu îzâhât hakîkaten şâyân-ı dikkat. Fakat Ankara murahhaslığını îfâ eden zât burada değil. Bura- da söylenen sözler yek-nazarda fevkalâde aykırı gözüküyor. Hayâtda ekseriyâ tesâdüf edilir ki, gâyet aykırı gözüken birçok işler îzâhât verilip fevkalâde basît olabilir. Eğer rapordaki mündericât üzerine münâkaşa açılırsa günlerce sürebilir. Bir netîce alınmasına da imkân yokdur. Çünkü bu zât burada değildir. Bu bâbda ancak gelecek kongrede bir karâr verilebilir. Bugün burada münâkaşasını bî-sûd görüyorum. Gelecek kongreye kalmasını ve alâkadâr zâtın huzûruyla müzâkeresini teklîf ediyorum". Reîs: "-Sabur Sami Beyefendi, usûl-i müzâkere hakkında bir teklîfde bulundular. Tabîʻî bunu her şeye takdîmen arz etmek mecbûriyeti vardır. Geçen celsede, Ankara murahhaslığı vazîfesini îfâ eden İsmail Besim Paşa hazretlerinin icrââtı hakkında mütâlaʻâtda bulunuldu. Bendeniz merkez-i umûmîyi teşkîl eden aʻzâ-yı muhtereme ile görüşdüm. Bu beyefendiler îcâb ederse şimdi de arz-ı maʻlûmât edeceklerdir. İsmail Besim Paşa çok müşkil zamânlarda mühim işler görmüşdür. Müşkil anlarda şerefli ve mesʼûliyetli bir vazîfeyi derʻuhde ve şübhesiz merkez-i umûmînin iʻtimâdı dâi- resinde îfâ-yı vazîfe etmişdir. Ankara murahhaslığı hesâbâtı henüz verilmemiş olmak iʻtibârıyla bu bâbda katʻî bir hüküm verilemez. Sabur Beyefendi aynı nokta-i nazarı tekrâr buyurdular. Şübhesiz kendisi burada bulunmadığı ve hesâbât alınmadığı cihetle söylenecek sözler herhangi bir şekilde olsa bile bir fâideyi intâc etmeyecekdir. Bu iʻtibârla usûl hakkındaki teklîfi reʼye vazʻ edeceğim. İsmail Besim Paşa'nın avdetinde teşekkül edecek merkez-i umûmîye ve merkez muʻâmelesini dâimâ tedkîke meʼmûr tedkîk heyʼetine hesâbâtını vermek [137] ve önümüzdeki 1342 [1926] sene-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=