HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 49 2392 Çocuk, taʻallüm ederken kesb-i kemâl eder. Bilâhare millete mâl olur. Şimdi teklîf olunan husûsât arasında maʻâşâtın buna takdîmine bendenizin aklım ermez. Bu bir mesʼele-i hayâtiyedir ki, bugün Maʻârif'den [144] aldığım erkâma göre yirmi bin talebe açdır". Sabur Sami Bey: "-Paşa hazretlerinin endîşesine lüzûm yokdur. Çünkü çocuklara muʻâvenet hakkındaki takrîri kongre reddetmişdir. Merkez-i umûmîye havâle ediyor. Verilen takrîrleri merkez-i umûmîye tevdîʻ etmek demek, büdcenizi gözünüz önüne alın, îcâbını îfâ edin demekdir. Bundan red maʻnâsı çıkmaz". Oğuz Bey: "-Nokta-i nazarımız zâten mesʼelenin ehemmiyetini bütün vuzûhuyla tebârüz etdir- mekdi. Maksad hâsıl olmuşdur". Burhaneddin Bey: "-Sabur Sami Bey'le verdiğimiz takrîrdeki maʻrûzâtımızı, Maʻârif Müdüriye- ti'nden gelen tezkerede teʼyîd ediyor. Eğer tensîb buyurulursa takrîrle berâber bu tezkere de merkez-i umûmîye havâle edilsin. İstanbul, Beyoğlu ve Üsküdar vilâyetleri murahhaslarından teşkîl edilecek bir komisyon mütâlaʻasını merkez-i umûmîye bildirir. Merkez-i umûmî de büdcesinin müsâʻadesi nisbetinde muʻâvenet eder. Mâdemki Hilâl-i Ahmer'in birçok yerlerde, taşrada şuʻabâtı vardır. Tabîʻî çocukları bir yerde himâye edip diğerinde etmemek münâsib değildir. Onun için o şuʻbeler de aynı teşkîlâtı yapacak olurlarsa memlekete nâfiʻ bir hizmet etmiş olur". Şeref Bey: "-Efendim, teʼhîri câiz olmayan husûsât var. Meselâ çocuk elbiseleri henüz bozul- mamışdır. Fakat yakında bozulabilir deniyor. İdâre raporunda heyʼet-i muhteremenin bu gibi eşyânın satılmasını, sürʻatle elden çıkarılmasını taht-ı karâra alması muvâfık olmaz mı? Sonra bugün Çırağan deposunda birçok eşyâ var. Vâkıʻâ vehle-i ûlâda ehemmiyetsiz görünüyor. Fakat memleket maʻale- sef istîlâya uğramışdır. Düşmanın yapdığı tahrîbât tamâmen izâle edilmemiş olduğu için belki bir kazma, eski bir kürek istîlâ gören memleketlerde büyük bir fâide tevlîd eder. Her vilâyetden buraya gelmiş murahhas arkadâşlarımız var. Murahhaslar kendi memleketlerinin muhtâc oldukları ve Hilâl-i Ahmer'e fâidesi olmayan eşyâyı bir heyʼet hâlinde tedkîk ederek bunların memleketlerine gönderil- mesini teşekkül edecek merkez-i umûmîden istihdâm etseler muvâfık olmaz mı?" Fikret Bey: "-Çocuk elbiseleri filân hakkında verilmesin diyen yok. Fakat şimdi karâr verilmiş olsa bu karâr nereye gidecek? Merkez-i umûmîye… Bu takrîrler de merkez-i umûmîye gidiyor, aynı işi yapacak. Sonra beyefendinin kazma kürek hakkında söyledikleri vârid değildir. Bendeniz en çok istîlâya maʻrûz kalmış olan bir memleketin mebʻûsuyum. Bir kazma bir kürekle mi vilâyetlerimize avdet edeceğiz? Bu biraz değil, hayli gülünç olur sanıyorum". Süheyl Bey (Kütahya): "-Memleketde veremin icrâ etdiği tahrîbât pek azîmdir. Eğer verem pavyonları açılması hakkındaki teklîfimiz merkez-i umûmîye kalırsa, merkezin Ankara'ya nakli münâsebetiyle aradan aylar geçecekdir. Bendeniz bu teklîfin hemen kabûlüyle faʻâliyete geçilmesi- ni teklîf ediyorum. Bilhâssa Anadolu'dan birçok hasta geliyor. Bunlar İstanbul'a âid değildir. İstan- bul'daki hastahânelerle yakînen temâsda bulunmak dolayısıyla biliyorum. Hastahânelerde veremlere tefrîk edilen yataklar gayr-ı kâfidir. Onun için bendeniz bunun ehemmiyetle nazar-ı iʻtibâra alınma- sını teklîf ediyorum". Hakkı Şinasi Paşa: "-İhtiyâc umûmîdir. [145] Pavyonlarda ancak yirmi yatak vardır. Hâlbuki bugün değil yirmi, beş bin yatak olsa yalnız İstanbul'daki hastalar yatırılamaz. Haydarpaşa'daki pav- yonlar kapatılmış değildir, idâme edilmekdedir". Reîs: "-Doktor Beyefendiler mesʼelenin ehemmiyetini îzâh etdikden sonra biz de temennî ede- lim ki, merkez-i umûmî bilhâssa bu noktaya pek çok ehemmiyet atfetsin".

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=