HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 49 2400 Reîs: "-Beyefendinin mütâlaʻası nazar-ı iʻtibâra alınmak sûretiyle zabtı kabûl edenler el kaldır- sın. (Eller kalkar.) Kabûl olunmuşdur. Muhâsebe müdürü beyefendinin meʼmûrîn nâmına bir teşek- kürnâmesi vardır. Okuyorum: Hilâl-iAhmer meʼmûr ve müstahdemleri cemʻiyetin ulvî gâyelerine müteveccih kıymetli mesâʻî ve hidemâtında teʼmîn-i muvaffakiyet edebilmesi için fedâkârâne çalışırlarken mâddî menfaʻat his- sine tâbiʻ olmadılar. Hedefleri yalnız Hilâl-i Ahmer'in iʻlâ-yı şerefi ve milletin ızhâr etdiği teveccüh ve muzâherete kesb-i liyâkat edebilmesi idi. Bugün meclis-i âlîleriyle birlikde bu mesʻûd netîceyi idrâk etmekle en büyük maʻnevî hazzı duymuş oluyor. Geçen celsede muʻâmelât-ı umûmiyeyi tedkîk ve teftîşe meʼmûr komisyonların mütâlaʻâtına atfen gerek zât-ı âlî-i riyâset-penâhîleri gerek meclis-i umûmî heyʼet-i muhteremesi tarafından mesbûk hizmetlerinin alenen takdîr ve tahsîn buyurulması ve mükâfât-ı nakdiye ile taltîfleri büyük müessesemize beslenilen hürmet ve merbûtiyet hislerini lâ- yezâl bir sûretde takviye eylemişdir. Meʼmûrîn, meclis-i âlînin yüksek kadir-şinâslık hislerinden do- ğan çok kıymetli takdîrâtına arz-ı minnet ve şükrân eylerken baʻdemâ da bütün varlıklarıyla mâzîde taʻkîb edilen tarz-ı mesâʻîde devâm eyleyeceklerini taʻzîmât-ı mahsûsalarına terdîfen teʼyîd ve teʼmîn ederler". Reîs: "-Hakkı Şinasi Paşa hazretlerinin takrîrini okuyorum: Merkez-i umûmî tedkîk heyʼet-i aʻzâlıklarına intihâb edilen üç zâtdan her birine senevî iki yüz lira tazmînât iʻtâsını arz ve teklîf ederim. 8 Ağustos [1]341 [1925]". Reîs: "-Maʻlûm-ı âlîniz, nizâmnâme mûcebince tedkîk heyʼetlerine tazmînât veriliyor. Tazmînâtın mikdârı hakkında bir karâr ittihâz edilmemişdi. Bu takrîrle tazmînât mikdârının tesbîti isteniyor demekdir". Celâl Muhtar Bey: "-Hilâl-i Ahmer'de hidemât bu âna kadar meccânendir. Şimdiye kadar reîs-i umûmî ve müfettiş-i umûmîye yalnız masârıf-ı râhiye verilmişdir. Böyle üç yüz murâkıblara, altı yüz şuraya, yedi yüz buraya vermeğe işin tahammülü yokdur. Hilâl-i Ahmer'e fahriyen hizmet edilir. Eğer böyle para verilirse iyi adamlar orada kalmaz. Rekâbet olur. Fahrî olursa en doğru adamlar bulunur". Haydar Bey: "-Tedkîk komisyonu aʻzâsına her yerde bir para veriliyor, efendim. Bunların vazî- feleri idârî ve mâlî muʻâmelâtı bi-hakkın tedkîk etmek olduğu için bir tazmînât verilmek îcâb eder. Bendeniz üç yüz lira verilmesini teklîf ediyorum". Hakkı Şinasi Paşa: "-Esâsen nizâmnâme-i esâsîde [154] tazmînât iʻtâsını kabûl etdik. Bu husûs müzâkereye değmez". Fazlı Necib Bey: "-Efendim, gerçi Celâl Muhtar Beyefendi'nin buyurdukları gibi müessesât-ı hayriyeye girecek aʻzâ fahrî sûretde hizmet eder. Fakat mütemâdî bir hizmet derʻuhde edecek adamla- ra hizmeti mukâbilini bâliğan mâ-belağ ödemek lâzım gelir ki, hakkıyla îfâ-yı vazîfe etsinler. Binâe- naleyh iki yüz lira değil, üç yüz lira bile azdır. Müessesât böyle murâkıb vazîfeleri için yüksek şeyler verir. Hilâl-i Ahmer elhamdülillah fakîr bir vazʻiyetde değildir. Halk ve Müslümânlık ona dâimâ muzâheret ve muʻâvenet gösterecekdir. Murâkıblık en mühim bir vazîfedir. Lâ-ekal üç yüz lirayı bile az görüyorum". Sabur Sami Bey: "-Celâl Beyefendi'nin buyurdukları sebeb doğru değildir. Oraya taʻyîn buyu- rulacak zevât için iki, üç yüz hiçdir. Verilecek para araba ve otomobil masrafına kifâyet etmez. Hem vazîfeyi fahriyen yapsınlar hem de ceyblerinden fazla para sarf etsinler demek doğru olmaz". Ali Paşa: "-İş tavazzuh etsin efendim. O zevât seyâhat ederler, harcırâh alacaklar mı? Vazîfeyi ihmâl ederlerse bu para yine verilecek mi?"
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=