HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 49 2404 sin Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti'nden beklediği vazîfeyi tamâmıyla îfâ etmişdir. Bundan böyle de yine dâimâ büyük bir hüsn-i niyetle ve sulh duygularıyla mütehassis olan milletimiz, istemediği ve ârzu etmediği bir zamânda başkaları tarafından harbe sürüklenecek olursa onun mücâdele ve müdâfaʻa kâbiliyeti nâ-mahdûd bir şekilde inkişâf eder. Bütün arkadâşlar, burada gösterdikleri samîmî alâka ile mütehassis olarak buradan ayrıldıkdan sonra öyle bir âfet vukûʻunda kendilerinin dûş-ı hamiyetine tahmîl edilecek olan vazîfe-i esâsiyeyi daha esâslı îfâ etmek üzere gitdikleri menâtıkda esâslı teşkîlât îfâ etmiş bulunsunlar. Merkez-i umûmî aʻzâ-yı sâbıkasından Âkil Muhtar Beyefendi cemʻiyetin en başlıca vazîfe- si harbde olduğunu işâret ederek bu husûsda bazı îzâhâtda bulunmuşlardı. Müsâʻadeleriyle bugün mütâlaʻalarını başka nokta-i nazardan ikmâl edeceğim. Arkadâşlar! Elemle ifâdeye mecbûrum ki, bizim memleketimiz senelerden beri nâhak yere envâʻ-ı mezâlime maʻrûz bırakılmışdır. Bilhâssa Mücâdele-i Milliye senelerinde bizi müteellim ve dilhûn eden vekâyiʻ-i müellime milletimiz için revâ görülmüşdür. Bundan dolayı asıl şimdiden sonra yani sulh devresinde cemʻiyetimizin vazîfesi çok [158] büyükdür, çok ağırdır. Bugün kendisiyle dost yaşamak istediğimiz düşmanımız tarafından vücûda getirilen harâbîden dolayı bu şefkat müessesesinin umûmî ictimâʻında âlem-i insâniyete bir daha hitâb etmek bizim için en büyük vazîfedir. İstîlâ ordusu Anadolu'da başdan başa harâbeler meydâna getirmişdir. Dullar ve yetîmler bı- rakmışdır. Hilâl-i Ahmer için bunlara dest-i şefkati her vakit, her yerde, her köşede erişmek sûreti hâsıl olmuşdur. Bu iʻtibârla bizim şimdiden sonra sulh devresinde en büyük vazîfemiz, bu bîçârelere, kimsesizlere kâbil olduğu kadar yardım etmemizdir. Görülüyor ki, bize teveccüh eden vazîfe, düne kadar olduğu gibi bugünden sonra da çok mühim ve çok büyük ve çok mukaddesdir. Cemʻiyetimiz bu vazîfeyi tamâmıyla tanımış ve o hizmeti îfâya koşmuşdur. Bundan sonra yine herkesin ve bilhâssa dâhildeki vatandâşlarımızın iʻtimâd ve emniyetini teʼmîn edecek mâhiyetde vazîfe-i mukaddesesini îfâ edecekdir. Cemʻiyetin idâmesinde ve muʻâmelâtının intizâmında büyük hizmetleri görülen sâbık merkez-i umûmî heyʼetini kemâl-i takdîr ve teşekkürle, kemâl-i hürmet ve muhabbetle yâd etmeyi vezâif-i kadir-şinâsîden addediyorum. Bu arkadâşlar, hasbe'l-beşer ufak tefek, bilmeyerek ve yine hüsn-i hiz- metden başka bir şey olmayan ve bilhâssa yeni intihâb edilen merkez-i umûmîye kendileri için dâimâ medâr-ı teşvîk olacak, vazîfelerini teshîl edecek vesâit, para, her şey bırakmışlardır. Bundan dolayı eski arkadâşları, tekrâr arz ediyorum, tebrîk etmek lâzımdır. Gerek Hindistan ve gerek diğer ecnebî diyârlarında kıymetli muzâheretleriyle şükrân hisleri tevlîd eden vatandâş ve dîndâşlarımızı, Türk kardeşlerimizi kemâl-i minnet ve hürmetle yâd etmek bizim için bir borçdur. Cümlenize selâmet temennî eder ve muvaffakiyetinizi cândan dileriz. Fâtiha-i kelâm olarak büyük müncîmiz Gâzî Mustafa Kemal Paşa hazretlerini ve İsmet Paşa hazretlerini kemâl-i taʻzîm ile selâmlamışdık. İnkılâbımızın ve istiklâlimizin büyük ve asîl bu iki rükn-i mühimmini hâtime-i makâl olarak da kemâl-i hürmetle selâmlarız. Memlekete refâh, saʻâdet, iʻtilâ bahşeden cumhûriyetin memleketimizde ebed-müddet olması temennîsiyle sözlerime nihâyet veririm, efendim".
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=