HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 42 1959 Daʻvet edilecek bu mütehassıs refâkatinde bir sene müddetle staj yapacak olan kuvvetli sıtma mütehassıslarımız gelecek nesiller için senelerce devâm edeceği muhakkak olan sıtma mücâdele teş- kîlâtı husûsunda pek büyük sâhib-i rüsûh olacaklar ve memleketin dört bir köşesinde zafer istihsâline çalışarak hiç şübhesiz muvaffak olacaklardır. Biz daha şimdiden mücâdeleye azim ve îmân ile atılan arkadâşlarımızın muvaffakiyâtını temennî ediyor ve bu husûsda hükûmetimizin göstereceği dâimî muzâheret dolayısıyla mütesellî oluyoruz. _______________ [234] SALÎB-İ AHMER VE NAKL-İ DEMAMELİYÂTI İngiliz Salîb-i Ahmeri'nin Londra şuʻbelerinden birinin fahrî kâtibi Mösyö Olivier delâletiyle son dört sene zarfında hastaların hayâtını kurtarmak için Londra hastahânelerinde kanını bilâ-ücret takdîm eden ve şahsını tanımak istemeyen birçok erkek ve kadının dâhil bulunduğu bir teşkîlât mev- cûddur. 1920 senesinde Londra'da kadının biri sokakda tevakkuf ederek gelip geçenlere: "-Benimle berâber Qui Hastahânesi'ne kadar lütfen gelir misiniz? Hâlet-i nezʻde bulunan zevci- min hayâtını kurtarmak için kanınızdan bir mikdâr verir misiniz?" suâl-i acîbinde bulunmakda imiş. Hâlbuki bundan dört sene evvel nakl-i dem ameliyâtını pek az kimseler işitmiş olduklarından kadının bu talebini cinnete veya hiffet-i aklına hamlederlermiş. Kadın nihâyet mârrîn ü âbirîn meyânında kendisince nakl-i dem ameliyesi mechûl olmayan İngiliz Salîb-i Ahmer aʻzâsından müsin bir zâta tesâdüf etmiş. Ona da aynı istirhâmda bulunduğu zamân bu zât, kadını Mösyö Olivier'nin huzûruna çıkarmışdır. Mösyö Olivier hâl-i ictimâʻda bulunan Salîb-i Ahmer heyʼetine kadının taleb ü istirhâmını teblîğ etdiği esnâda kadın ve erkek sekiz aʻzâ bilâ-tereddüd kendilerini takdîm etmiş ve ertesi gün Qui Hastahânesi'nde yekdiğerini müteʻâkib bun- lardan dördü üzerinde nakl-i dem ameliyâtı icrâ kılınmışdır. İngiliz Salîb-i Ahmer şuʻbesi bu sekiz aʻzânın ismini bir defter-i mahsûsa kaydetdiği târîhden bugüne kadar Londra büyük hastahânelerinden birçoğu sâlifü'z-zikr muʻtî-i demlerden istifâde eyle- mekde ve kanını bu sûretle ihdâ edenlerin adedi günden güne çoğalmakdadır. Muʻtî-i demlere ücret verilmeyerek yalnız masârıf-ı râhiye iʻtâ edilmekdedir. Kanını vermek üzere şimdiye kadar mürâcaʻat edenlerin adedi altmışa bâliğ olmuşdur. Son zamânlarda Salîb-i Ahmer aʻzâsı hâricinden de bu yolda fedâkârlıklarda bulunabilecekler olup olmadığı derpîş edildiği sırada Londra keşşâflarına mürâcaʻat edilmek hâtıra gelmiş ve bu sûret- le seksenden fazla gencin muʻâveneti teʼmîn edilmişdir. Mösyö Olivier yatak odasına vazʻ etdiği bir telefonla geceleyin vukûʻ bulacak mürâcaʻat-ı müs- teʻceleye de çâre bulmuşdur. Daily Chronicle gazetesi erkan-ı tahrîriyesinden bir zâtın birkaç defa nakl-i dem ameliyâtı üze- rinde icrâ edilmiş olan bir kadına îrâd etdiği suâle kadın, ameliyâtdan sonra bir inşirâh hissetdiğini ve kanın yeniden cereyânını tanzîm edecek bir zamân bırakmak üzere on dakîka kadar uzandığını beyân etmişdir. Bu gönüllüler, hayâtını kurtarmağa çalışdıkları hastanın ismini bilmedikleri gibi hastalar da muʻtî-i demlerin kim olduklarını bilmezler.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=