HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 52 2542 lunuyordu. Birçok etıbbâ hastalarına verdikleri öğüdler arasında güneşin teʼsîrât-ı şifâ-bahşâsından da bahsederek mededres olmağa çalışıyorlar ve şifâ arayan zavallılar da buna îmân ederek güneşe koşuyorlar idi. Terakkiyât-ı fenniye devâm etdikçe ve güneş denen cihânın esrâr ve ledünniyâtı meydâna çık- dıkça istikbâlde etıbbânın reçeteleri eczâhânelere değil, doğrudan doğruya güneşin girdiği yerlere giderek feyyâz kudretinin yed-i iʻcâzkârı ile iʻmâl olunacağı bile hâtıra getirilmelidir. El-hâsıl bir kısım maʻlûl ve hastaların devâsı yer üstündeki eczâhânelerden ziyâde gök üstünde bu kadar uzak mesâfeden bize elini uzatan güneşde olduğunu bilmeliyiz. Yeni yetişen nesle güneşin kudret-i devâiyesinden bâhis dersler, konferanslar verilmeli ve ista- tistikler gösterilmelidir. Bilhâssa vâlidelere yavrularının birçok hastalıklardan ve bâ-husûs verem ve rahitisden sakınmaları için süt kadar güneşin de ehemmiyeti olduğu telkîn edilmelidir. Bi'l-umûm ibtidâî mekteblerde çocukların teneffüs sâʻatleri uzun olmalı ve açıkda, bâğçede ve güneş altında oynamaları usûlünü teʼsîs etmelidir. Şehirlerde ve kalabalık kasabalarda nüfûsun adedi ile mütenâsib çocuk bâğçeleri tarh edilme- lidir. Evlerimizin tarz-ı inşâsını güneşin bolca girmesine müsâʻid derecede taʻdîl etmeli ve bilhâssa kafesler muhakkak kaldırılmalıdır. Köylerimizde kışın şiddetinden dolayı sebeb gösterilen karanlık ve penceresiz, tavanı basık inşâât menʻ edilmelidir. Vâlidelerimizin çocuklarına telkîn etdikleri "güneşde oynama" tavsiyesi yerine bundan böyle "güneşde gez ve oyna" düstûru vazʻ olunmalıdır. Bugün açık havâ ve güneş düstûrunu kâʻide ittihâz eder, el birliğiyle tatbîk eder isek rubʻ asır sonra gürbüz, şen, her husûsda adalâtı mütenemmiv, kemikleri kuvvetli ve düzgün bir nesil olacağı- mıza şübhe yokdur. _______________ ALMANYA'DA GENÇLİK TABÎBİ Almanya'da tahsîl sinnine henüz vâsıl olmamış veya sinn-i tahsîle dâhil olmuş gençliğin sıhha- tini teftîş ve taʻkîbe meʼmûr tabîb hakkında kaleme alınan nizâmnâme ahîren neşredilmişdir. Gâyet mühim gördüğümüz bu nizâmnâmeyi terceme ederek aynen aşağıya derc ediyoruz: Birinci Mâdde- Gençlik tabîbi mekteb ve belediye [254] idârelerinin ve gençliğin hayât-ı sıh- hiyesiyle meşgûl ve alâkadâr olan devâir-i sâirenin müşâvir-i sıhhîsidir. Gençlik tabîbi işbu idârelerle müştereken hareket ve onlara fiʻlen ve fikren muʻâvenet etmeğe mecbûr olup aslâ kendi kendine müstakillen hareket edemez. Gençlik tabîbi icrâ etdiği muʻâyene-i tıbbiyelerin netâyicini mekteb müdürlerine ve bâlâda mezkûr makâmâta işʻâr edecekdir. İkinci Mâdde- Gençlik tabîbine mevdûʻ vezâif bilhâssa şunlardır: 1-Etfâlin muʻâyene-i tıbbiyesini icrâ etmek, hastalığını veya maʻlûliyetini keşif ve zâhire ihrâc etdiği çocuklar hakkında taʻkîb edilecek tarz-ı tedâvîyi bildirmek
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=