HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 53 2575 Himâye-i etfâl mefkûresi vefeyât-ı etfâle karşı inşâ edilmiş müstahdem, rasîn bir kalʻa hükmün- dedir. Bu müessese ne kadar esâslı ve muhkem binâ edilirse yirminci asrın servet, iktisâd, nüfûs ve hâkimiyet esâsâtı o nisbetde metîn ve esâslı adımlar atmakdadır, denilebilir. Yeni dünyâda vefeyât-ı etfâl binde 180'den binde 85'[e] tenezzül etdiği hâlde ilim ve fen adam- ları hâlâ düşünmekde ve tenzîli çârelerini aramakdadırlar. Anadolu'da köy ve kasabalarda sathî tedkîkât ile loğusa düşüklerinin aşerât hânesinde olduğu pek kolaylıkla anlaşılır. Hattâ "Yaşar"lar bu hânenin yegâne kalan "bakıyye"si ve gediklisi sayılırlar. Doğanların adedi unutulmuş, ölenlerin mezârları bile gâib olmuşdur. Anadolu annesi mütemâdiyen doğurur, velûd ve müşfikdir. Dolaşılan her köy ve kasabada yüz- ler, binlerce çocuğun sîne-i şefkatde meme emdiği görülür. Bu hâl bir buçuk yaşına kadar devâm eder. Bundan sonra anne evinde, tarlasında mütemâdiyen çalışır. Yavru, ana şefkatinden mehcûr, ötede be- ride, sokakda, derede, çöplükde oynar. Zavallıyı buralarda müteʻaddid ejderler (mikrop) pusu kurmuş beklemekdedir. Bu düşmanlar, annesinden emdiği sütü burnundan getirecek derecede salgın ve hâindir. Nitekim günün birinde umulmayan bir hastalık zavallı yavrucağı ana ocağından ve kucağından ayırır, meşrık-ı ebediyete îsâl eder. Onun içindir ki, sathî bir nazar köylerde iki-üç yaşından yukarı çocukların pek az olduğuna vâkıf olur. Binâenaleyh vakit zâyiʻ etmeden taʻkîb edilecek cidden mühim bir mesʼele-i ictimâʻiye de Ana- dolu'nun vilâyât veya menâtık-ı taksîmâtı üzerine vefeyât-ı etfâl mücâdelesidir. Bu husûs şimdilik birkaç mıntıkaya da taksîm edilebilir. Mıntıkadaki her yuvadan doğan ve ölen çocuklar tamâmen hakîkate mutâbık olmak üzere tah- kîk ve kaydedilerek hesâb edilecekdir. Bu hesâb sâde ve basîtdir. Tâlî bir tedkîkât da bu çocukların ne gibi esbâb ile telef olduklarını tahkîk etmekdir. Fi'l-hakîka mücâdelede her yaşdaki çocuğa savlet eden düşmanlar ayrıca mütâlaʻa olunur. Farazâ süt çocukların- da vâlideye çocuk büyütme esâsları telkîn ve taʻlîm, irzâʻ-ı sınâʻînin önüne kemâl-i şiddetle geçmek, sütnineliği, kontrol, ıslâh ilh. gibi tedâbîr ve oyun çocuğu için temiz ve sıhhî çocuk bâğçeleri teʼsîs, çocuk oyuncaklarını fennî ve sıhhî bir şekle ircâʻ ve bilhâssa çocukları sârî hastalıklardan vikâye gibi tedâbîr, mekteb binâlarını ıslâh, mekteb bâğçelerini tanzîm, mekteb dâhilinde aʻzamî hıfzıssıhha tedâbîri ve tedrîsâtı taʻdîl gibi vezâif. Çocuğunuzu soğukdan değil, üşümekden koruyunuz. Çocuk güneşe, açık havâya, suya muhtâcdır. Ayrı bir hesâb da Anadolu'da ölü doğan, düşen, kazâya uğrayan çocukları tedkîk etmekdir. Bu husûs netîcesinde ebeveyne ve ecdâda âid frengi, sıtma ve verem gibi sârî [278] ve irsî hastalıklar meydâna çıkar. Emzikli vâlidelere yapılacak muʻâvenet ve himâye çok mühimdir. Birçok yavrular annenin geçinmek mücâdelesi peşinde koşması dolayısıyla kurbân olmuşlardır. Paris'in elli sene evvelki muhâsara hayâtında vefeyât-ı etfâlin tenâkusunu, vâlidelerin hâricde işe giremeyip yavrularını beslemek, bakmak mecbûriyetinde kalmaları sûretiyle tefsîr eden müellifler pek haklıdırlar.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=