HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 53 2592 30 Ortaköy 4 1 Tederrün-i kehfî 21 Langa 1 3 İltihâb-ı periton-ı derenî ve tederrün-i riʼevî 27 Beşiktaş 1 1 Tederrün-i riʼetân-ı fibrini 24 Yusufpaşa - 3 2 Tederrün-i fibrini-i kazeini 25 Davudpaşa - 1 Tederrün-i kehfî 40 (Muhâcir) 4 3 Tederrün-i fibrini 40 Beşiktaş 9 3 Tederrün-i kehfî 26 Cerrahpaşa 2 2 Tederrün-i kehfî 25 Çarşamba 1 3 Tederrün-i fibrini 35 Üsküdar 4 2 Tederrün-i kehfî 25 Beşiktaş - 1 Tederrün-i kehfî 45 Üsküdar 5 3 Tederrün-i fibrini 45 Aksaray 3 1 Tederrün-i fibrini 28 Üsküdar 1 1 Tederrün-i fibrini 30 Beyoğlu 1 1 Tederrün-i fibrini-i kazeinî Muhterem meslekdâşlarımız ihtimâl daha büyük ve vâsiʻ istatistikler toplamışlardır. Pek mah- dûd bir sâhaya inhisâr eden bu vekâyiʻ çok düşündürmeli ve bunun menʻi çârelerini araştırmalıyız. Avrupa'da ve milel-i mütemeddine kânûnlarında teşdîd ve tahfîf-i cezâ sûretleriyle olsun çocuk düşürenleri pençe-i adâletde sürüklendirmek için çâreler vardır. Bizde de zâbıta bu husûsda hukûk-ı ictimâʻîyi aramakda ve tecziye etmekdedir. Fakat çocuk düşürtmeğe cesâret edenleri kânûnlar korkutmakla berâber şu pek muhtasar mahkûmlar istatistiği dehşetle tüylerimizi ürpertmelidir. Elini vicdânına koyan bir anne ve oradan ileride yetişip belki pek faʻâl ve nâfiʻ bir uzuv olacak olan bir insânı henüz rüşeym hâlinde, henüz cenîn hâlinde iken o yavrucağın acıklı ve hâlet-i rûhiye- mize sâhib olan kalbî sadâsını duysa, onun henüz darabân hâline giremeyen kalbine o şişi nasıl sapla- yabilir? Cemʻiyet-i beşeriyenin telʻîn edeceği bir cinâyet olmasıyla berâber kadının bütün hayâtında dûçâr olduğu felâketler, mâddî hastalıklar ve vicdânî üzüntüler kâfi bir cezâ olmuyor mu? Sikat vekâyiʻin avâkıbını ale'l-umûm doktorlar çok iyi mütâlaʻa etmişlerdir. Onlar bu ictimâʻî cinâyetlerin safahâtına vâkıfdırlar. Bu cinâyetlerinin cezâsını kadınlarımız dâimâ hayâtlarıyla öderler. Vicdân ve nâmûsuyla teʻârüf eden bir doktorun şerîk-i cürm olduğu işitilmemişdir. Belki doktorlar mürâcaʻat eden ve zaʻf-ı rûhî içinde çırpınan hastalarına ümîd telkîn etmişler ve onları vazgeçirmeğe çalışmışlardır. Yalnız doktorların değil, bütün cemʻiyet-i beşeriye erkânının birbirine bu husûsu söy- lemeleri, telkîn eylemeleri ve bunun netîcelerini, tevlîd eylediği felâketleri söylemesi borçdur. Gün geçmez ki, hastahânelere ve doktorlara çocuk düşürtmüş, meşîme parçaları ihtibâs etmiş hastalar gelmesin. Bazen bir günde hastahânemize böyle 4-5 hastanın mürâcaʻatı [296] görülmüşdür. Memleketimizde kadın hastalıklarının artmasında da pek mühim bir sâik olan sikat avâkıbı karşısında ayrıca pek çok ve mütenevviʻ vekâyiʻ-i tıbbiye vardır. 2 Biri kazâen.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=