HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 54 2618 Kafkas cebhesinin bundan on sene evvelki mâcerâ-yı elîmini hastalığa tutulup kurtulan [312] halâskârların dimâğında bugün bile menkûş olduğunu zikretmeden geçemeyeceğiz. Lekeli hummâ eski zamândan beri maʻlûm olup ibtidâ 16 ve 17'nci asırlarda İtalya ve Alman- ya'da yapdığı salgınlar ile tanınmış ve ekseriyâ fakr u sefâlet ile tevʼem bulunmuşdur. Nitekim 1846 ve 1847 senelerinde açlık ıztırâbı geçiren İrlanda'da bu hastalıkdan 400 bin kişi musâb olarak ismine "açlık hummâsı" da denilmişdir. Eskiden beri bütün harblerde zuhûru teʻâmülî olması ve izdihâm, tecemmuʻ netîcesi temizliğe adem-i riʻâyet husûsu da bu hastalığın sebebi gibi telâkkî edilerek "ordu hummâsı" da alem olmuşdur. Ez-ân cümle 30 Sene Muhârebesi'nde, Napolyon muhârebelerinde, Kırım Harbi'nde, [12]93 [1877] seferinde orduları kemiren ve eriten âfet lekeli hummâ olduğu gibi [1]313 [1897] Yunan Sefe- ri'nde Tesalya ordusu istîlâsı da bu hastalıkdan ileri gelmişdir. Harb-i Umûmî bidâyetinde hemen bütün muhârib devletlerin ordularında zuhûra gelerek olduk- ça tahrîbâta sebebiyet veren lekeli hummâ hastalığı bir tarafdan esâslı tedkîkât-ı fenniyeye mazhar olarak sirâyetde yegâne sebebin bit denilen haşere olduğu anlaşılmışdır. Memleketimizde o âna kadar tufeylî ve zararsız bir hayvân olmakdan başka kabâhati olmadı- ğına kanâʻat getirilen bu haşereye halk tarafından nazar-ı nefret ile bakılmış ve bir hiss-i intikâm da beslenerek "bit hastalığı" diye bir de nâm-ı müsteʻâr takılmışdır. Fi'l-hakîka lekeli hummâ (tifüs-i nemeşî veya tefeccürî) bu asırda hemen de bir harb salgını sayılabilir. Şarkda fakîr ve sefîl zümre-i halkda beledî bir hâlde dâimâ icrâ-yı hükm eder. Avrupa'da Rusya ve Lehistan bu hastalığın dâimâ birer menbaʻıdır. Hattâ Rusya'ya hem-civâr memleketler ve bazı vilâyâtımızda bu hastalık tek tük vakʻalar hâlinde ara sıra bâ-husûs kış mevsimi zuhûra geliyor. Petersburg'da yapılan bir istatistikde hastalığa tutulanların % 95,8'[ini] fukarâ, % 3,5'[ini] orta hâlliler ve % 0,8'[ini] zenginlerin teşkîl etdiği anlaşılmışdır. Fukarâ-yı halkın temizliğe riʻâyet etme- dikleri kadar müzdeham yaşadıkları ve ağleb-i ihtimâl bitli oldukları bir hakîkat olsa gerekdir. Hastalığın salgınları bilhâssa kış mevsimi ve ilkbahâra doğru nümâyân olur. Fi'l-hakîka kışın halk bir araya ve soba başına toplanırlar. Sık sık çamaşır değiştirmemek, istihmâm şerâitinin güçleş- mesi ve bi'n-netîce bitlenmek hastalığın sirâyetini pek kolaylaştıracakdır. Hastalığa çocuk, kadın, erkek herkes tutulabilir. Cins ve sin husûsunda hiçbir istisnâ yokdur. Ancak memedeki çocukların muʻâf oldukları görülmüşdür. Küçük yaşdaki çocuklar ekseriyâ hastalı- ğı hafîf geçirirler. Lekeli hummâ virüsü ile bulaşık bir bitin insânı ısırdığı târîhden 10-14 gün sonra hastalık baş- lar. Bu müddet (devr-i tefrîh) ekseriyetle 12 gün tesbît edilmişdir. Şiddetli bir titreme ile müterâfık derece-i harâret birdenbire 39-40 dereceye çıkar. Bazı vakʻa- larda başağrısı, gaseyân ve kay şiddetli olur. Şahıs ilk günlerinde bile oldukça ağır bir intâna tutuldu- ğunu hisseder. 3 ve 4'üncü [313] günlerde gözler çakmaklaşır, yüz kızarır ve ağır vakʻalarda hummâ 40-41 dereceye yükselerek hasta inlemeğe, hezeyâna başlayarak dalgın bir hâle gelir. Hastalığın dördüncü gününden iʻtibâren vücûdun aksâm-ı muhtelifesinde mümeyyiz lekeler

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=