HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 54 2620 hangi bir bitin bir sağlam insânı bir-iki defa ısırdığı takdîrde lekeli hummâya tutulacağı muhakkakdır. Sirâyet ve intişâr için üst başın bitler ile dolu olması lâzım değildir. Üzeri bit ile dolduğu hâlde salgın esnâsında hastalığa tutulmayanların ya hastalığı geçirdikleri veya bitlerin hastalık zehirlerini taşımadıkları sûretiyle iddiʻâ edilir. Bu bir hakîkatdir. Salgın esnâsında bitli muhît ve eşhâs ile münâsebetde bulunmamak, kalabalık yerlere girip çık- mamak, hasta evlerini ziyâret etmemek bir farîza-i ictimâʻiyedir. Lekeli hummâ mücâdelesi pek ehemmiyetli olmağla berâber pek sâde ve kolaydır. Hastalık bitli bir muhîtde pek sürʻatle ve âdetâ bir yangın tarzında tevessüʻ edeceği cihetle daha bidâyetde ilk vekâyiʻin haber alınması ve hemen tecrîd edilerek bitden tathîr edilmesi iktizâ eder. İlk zuhûr eden şübheli vekâyiʻ Harb-i Umûmî'de keşfedilen Wail-Felix teʻâmülü ile de tahkîk edilmelidir. İlk vekâyiʻ ya intânî bir hastahânede veya her bir dispanserin intânâta tahsîs edilen barakaların- da tecrîd edilerek bit mücâdelesi çok dikkatle taʻkîb edilmelidir. Mücâdelede şahsın pek büyük ehemmiyeti vardır. Herkes kendisini bitden korumalı ve bitlen- memeğe gayret etmelidir. Bu husûsa fevkalâde taʻassub ve gayret gösterenlerin en şiddetli faʻâliyet- lerde bile hastalıkdan korundukları görülmüşdür. Harb-i Umûmî esnâsında hastalığa tutulmamak için vâkî bir aşı tatbîki düşünülmüş ve birçok cebhelerde tecrübe edilmiş ise de katʻî bir semeresi görülememişdir. Maʻamâfîh aşılayanlardan bir kısmının bilâhare hastalığa tutulduklarında hafîf geçirdikleri, nisbet-i vefeyâtın tenâkusu gibi kuyû- dât istatistiklere de geçmişdir. Ancak aşı tedârükündeki menbaʻın azlığı ve usûl-i ihzâr ve tatbîkdeki müşkilât tecârübün taʻkîb ve taʻmîkine mâniʻ olmuşdur. Bitlere karşı salgın muhîtinde ve bilhâssa hastahânelerde lastik, gömlek, çizme ve takye gibi şeylerin fevâidi inkâr edilemez ise de katʻî ve emîn bir çâre olmadığı da hâtırdan çıkarılmamalıdır. Asr-ı hâzırda lekeli hummâ hakkında yapılan bunca mesâʻî ve tedkîkâta rağmen tedâvî husû- sunda ne husûsî bir ilâc ve ne de serum gibi şâfi bir devâ henüz bulunamamışdır. Hastayı sâkin, sâf havâlı bir odada tecrîd ederek temizliğine dikkat ve güzel beslemek iktizâ eder. Vukûʻa gelecek mühlik avâkıb ve ihtilâtâtı nazar-ı dikkate alarak diyebiliriz ki, lekeli hummâyı tedâvî eden hekîmin bir eli hastanın nabzında, bir kulağı göğsünde ve bir gözü de ayaklarında olmalıdır. [315] Hilâl-i Ahmer'i Unutma! En müşkil zamânlarda yaranı saran, hastalığına bakan, açlık zamânında seni bir sıcak çay veyâhûd çorba ile doyurmaya çalışan, esâret zamânında mektûblarını ve emânetlerini nakleden ve sana mümkün olan muʻâveneti yapan, ihtiyâc vaktinde seni giydirip hayâtını hıfz eyleyen, en elîm zamânlarında senin imdâdına koşan ve seni düşünen Hilâl-i Ahmer'i unutma. Onu sev ve sevdir. Ona zahîr ol. Çünkü Hilâl-i Ahmer senin ve hepimizindir!

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=