HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 54 2642 mesʼûliyet-i vicdâniyenin kime âid olacağını o makâle sâhibi iyi düşünmelidir. Maʻatteessüf güneş banyoları hakkında gördüğüm yazılarda teennî, ihtiyât ve dikkat tavsiyesi- ne tesâdüf etmediğim gibi aynı zamânda bu husûsda yanlış maʻlûmâta da şâhid oldum. Meselâ, Vakit gazetesinin iki yâhûd üç Kânûn-ı Sânî târîhli bir nüshasında buna dâir neşredilen bir makâlede güneş banyosunun ince, zaʻîf bir elbise ile yapılabileceği zikrediliyor. Hâlbuki güneş şuʻâʻâtının doğrudan doğruya cilde temâs etmesi lâzımdır. Aksi takdîrde fennî bir güneş banyosu olmayıp vücûdu güneşde ısıtmakdan fazla bir şey yapılmaz. Hasta ve zaʻîf olanların değil, hattâ en sağlam adamların bile meselâ yemeklerden sonra dolu miʻde ile güneş banyosu yapmamak, muʻayyen bir zamândan sonra vücûdun güneş görmeyen aksâ- mını güneşlendirmek, güneşlenme zamânını tedrîcen çoğaltmak gibi nazar-ı dikkate almağa mecbûr oldukları bazı şerâit vardır. Hasta ve zaʻîflere gelince; güneş banyosu daha ziyâde ehemmiyet ve nezâket kesb eder ve böyle lâ-ale't-taʻyîn tavsiye edilecek bir tedâvî usûl-i dâiresinden çıkar. Bugün İsviçre'de tehlikesiz olarak güneş banyoları yalnız kemik ve cild veremlerine, perito- nik veremlere ve ancak pek ihtiyât ile ciğerinde lezyon bulunmayan az hafîf ciğer hastalarına tatbîk edilmekdedir. Bu sebebden kemik veremlerinin kesretle bulunduğu Leysin şehri sanatoryumlarında güneş banyoları esâs-ı tedâvîyi teşkîl ediyor. Ciğer veremlerinin yine kesretle bulunduğu Davos sa- natoryumlarında ise güneş banyosu yapanlara nâdiren tesâdüf edilmekdedir. Berây-ı tedâvî Davos'a gelenler burada hastaların güneşe fazla maʻrûz kalmakdan ne kadar korkduklarını görmüşlerdir. Bal- konda kür yapan hastalar ancak dizlere yâhûd biraz daha yukarısına kadar, o da çuval içinde yâhûd battâniye altında olduğu hâlde güneşde kalıyorlar; ciğerleri, bütün gövde kısmını dâimâ gölgede mahfûz bulunduruyorlar. Çünkü ciğeri oldukça zedelenmiş, kavernli bir hasta güneş banyosu yap- mak şöyle dursun, kalırsa bir konjesiyon olmak yâhûd bir hémoptisieye uğramak tehlikesine maʻr[û] z kalır. Böyle mühim bir ârıza olmasa bile fazla güneşden hiç olmazsa harâreti yükselir. Maʻatteessüf memleketimizde ciğer veremleri kısmen doktorların kısmen hastaların hatâsı yüzünden pek geç an- laşıldığı nazar-ı dikkate alınırsa, bizde güneş banyosu yapabilecek ciğer veremleri hemen hemen hiç yokdur denilebilir. Binâenaleyh memleketimizdeki bol bol güneşden, tabîʻatın bize bahşetdiği bu hazîne ve men- baʻ-ı hayâtdan istifâde etmeyelim mi? [335] Tabîʻî istifâde etmeliyiz. Bugün kemik ve cild veremlerinin, sâir bazı emrâzın güneş ile tedâvîleri o derece mükemmel netîceler vermekdedir ki, hayret etmemek mümkün değildir. Fransız İsviçresi'ndeki Leysin sanatoryumlarında güneş ile tedâvînin akıllara hayret veren muʻcizeleri gö- rülme[k]dedir. Bilhâssa Leysin'in meşhûr doktoru Rollier'nin muvaffakiyâtı âlem-şümûl bir şöhreti hâizdir. Güneş tedâvîsine dâir âsârı her tarafda tanınmışdır. Sıska, zaʻîf bünyeli, vereme müstaʻid çocukların üzerinde güneş banyolarının teʼsîr-i şifâ-bahşâsı bilhâssa bizi her şeyden ziyâde alâka- dâr etmelidir. Leysin'de çırçıplak güneş altında derslerini yapan bu çocuklara mahsûs mektebler bile vardır. Gönül arzu eder ki, memleketimizdeki zaʻîf, kansız, vereme müstaʻid çocuklarımıza meselâ Heybeli, Çamlıca eteklerinde, Ramizçiftliği'nde sıhhat ve hayât verecek böyle yuvalar, açık havâ ve güneş mektebleri teʼsîs edilsin. Memleketimizde ara sıra uyanan ve sönen veremle mücâdele teşeb- büslerinin inşâallah bu noktadan başladığını görmekle bahtiyâr oluruz! Fakat bunların hepsi bir usûl ve fenne tâbiʻdir. Yoksa bol bol güneşimiz var, güneş banyoları sıhhate nâfiʻ, hastalığa müessirdir diyerek herkes güneş banyolarına kalkışırsa o zamân fâide yerine zarar tevlîdi ihtimâli kuvvetlidir. Yegâne tavsiye, doktora ve mütehassısına danışmadan güneş banyo- su yapmamak ve yapdırmamakdır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=