HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 55 2692 sektedâr olmaksızın on iki senedir tevâlî ediyor. Müşkil günlerimizde hayır-perverlerimizin imdâdı işlerimizin devâmında bize muzâheret etdi. Bu meyânda Mısır'da tertîb etdiğimiz bir serginin 12 bin liralık mühim bir meblağ meydâna getirmesinde Prenses Behice Tosun Hanımefendi'nin ulvî yardım- larını zikretmek isterim. - Atölyede çalışan genç kızlara ne veriliyordu? - Atölyede çalışan ve çalışmakda olan genç kızlara müessesenin bir ticâret gâyesi taʻkîb et- memesi dolayısıyla aʻzamî ücret veriyorduk. Dârüssınâʻa'nın maksad-ı teessüsü fakîr ve muhtâc-ı muʻâvenet olanlara şitâb olduğu cihetle bu husûsda yalnız işçilerin menâfiʻ ve refâhı düşünülmekde- dir. İşçilerin hastalıkları zamânında bâ-husûs zaʻîf olanlara gıdâ ve ilâc tevzîʻ etmekdeyiz. Evlenen kızlara nakdî muʻâvenet ve cihâz yapılmakdadır. - Dârüssınâʻa'ya mülhak başka bir müesseseniz daha vardı? - Evet, yine Besim Ömer Paşa'nın himmetiyle iki seneyi mütecâviz bir müddet hasta çocukları- mıza imdâd eden bir Süt Damlası ve dispanserimiz vardı. Doktor Safiye Ali Hanım'ın her Çarşamba günleri muʻâyenesi vardı. Hasta çocuklara muntazaman süt, pirinç unu, sabun, bayramlarda ve mev- simlerde elbise veren bu müessese, merkezin nakli dolayısıyla taʻtîl-i faʻâliyet etmek ıztırârı karşısın- da kaldı. Fakat atölyemiz her zamân için faʻâliyetdedir. El-yevm elli genç kız çalışıyor ve bazı fakîr kadınlar da ücret mukâbili evlerinde çalışıyorlar. - Atölyede iʻmâl edilen işler için bir mahreciniz var mı efendim? - Çarşıda, bedestende ufak bir teşhîrgâhımız vardır ve Amerika'dan şehrimize gelen seyyâh vapurlarına da meʼmûremiz Seniye Hanım vâsıtasıyla eşyâ gönderiyoruz. - Satış mikdârı şâyân-ı memnûniyet midir? - Geçen seneye nisbetle evet. Bâ-husûs daha ziyâde sühûlet görüyoruz. Eşyâmızı teşhîr için ufak salon ve meʼmûremizin kalması için de küçük bir kamara tahsîs etdiler. Geçen sene Ermeni ve Rum müesseselerinin işleri tercîh ediliyordu. Hattâ buradan vapurlara giremeyen Ermeni ve Rum kadınları Pire'den vapura girmeğe [377] muvaffak olup kendi lehlerine propagandaya imkân buluyor- lardı. Bu sene muvaffakiyet bizim tarafdadır. Her seyyâh vapurundan tahmînen 200-300 liralık bir hâsılât yapabiliyoruz. - Atölyenin nakledileceğini işitdim. - Mart 15'den iʻtibâren Hilâl-i Ahmer İstanbul Merkezi'nin üst katına nakledeceğiz. Sâdeliği ve nezâhetiyle temâyüz eden bu hanımefendiye muvaffakiyet ve temâdî-i faʻâliyet temennîsi pek beylik bir cümle olacakdı. Onlar kalben, rûhen duydukları mukaddes bir emelle ça- lışıyorlar; elbet muvaffak olacaklardı. Mevcûdiyetimi saran derîn bir hürmet hissi ile bu mukaddes müesseseyi terk etdim. _______________ Verem Aşısı Yapılan tecrübeler çocuklar ve hayvânlar üzerinde katʻî teʼsîrler göstermişdir. Fransa'nın maʻrûf etıbbâsından Doktor Calmette'in senelerden beri yapdığı taharriyât ve te- dkîkât-ı fenniye netîcesinde verem aşısını bulduğu geçende yazılmışdı. Verem insânlar üzerinde en ziyâde tahrîbât yapan bir hastalık olduğundan vereme karşı bir aşı bulunduğu takdîrde beşeriyet bü- yük bir âfetden kurtulacağı gibi aşıyı keşfetmeğe muvaffak olanlar da âlem-i insâniyete büyük bir hizmet îfâ etmiş olacaklardır. Doktor Calmette'in keşfinde ne dereceye kadar muvaffak olduğu henüz maʻlûm değildir. Calmette, verem aşısı hakkındaki keşfiyâtına 1906 senesinde başlamış ve nihâyet 1924 senesinde çocuklar üzerinde tatbîk edilmek üzere bir aşı keşfetdiğini Fransa Akademisi'ne ihbâr
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=