HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 56 2708 Seretân illetinin beşeriyete karşı olan tecâvüz ve savleti eski zamânlardan beri maʻlûm ve mü- teʻârif idi. Hattâ birçok âile ve kitle-i ictimâʻiyelerde seretândan bahsedilir edilmez, çehreler değişir ve bu hastalığa tutulmuş olanlara karşı bir hiss-i ezâ ve merhamet duyulmamak mümkün değildi. Bilhâssa âfetin ekseriyâ ve hemen tamâmen kırk yaşından sonra zuhûru âile direğinin sarsılma- sını ve bu sûretle pek çok fecîʻ âilevî perîşânlıkları mûcib olurdu. Hastalığı seretân olduğu bir heyʼet-i sıhhiye-i müşâverenin karârı olarak iʻlân edilen bir esîr- firâş reîsin hükm-i iʻdâmı âilesine teblîğ edilmiş demek olurdu. Ne kadar uğraşılsa ve ne derece mâlî fedâkârlık yapılırsa yapılsın, bu âfetin hışmından kurtulamayacağını hemen her ferd biliyor. Bu keli- menin telâffuzu bile pek hassâs olanlara nâ-kâbil-i tahammül oluyordu. Kanser vücûdda zuhûra gelen urların en mühim ve mühlikidir. Vaktinde haber alınamayıp izâ- lesi çâreleri tatbîk olunmazsa muhakkak hayâtı ifnâ etmekle muttasıfdır. Bu cihetle habîs evrâmdan maʻdûdsa savleti ekseriyâ ânîdir. Sağlam zannolunan ve sıhhat ü âfiyet-i tâmmede görünen bir şahıs- da hiçbir aʻrâz-ı mütekaddime ve mümeyyize vermeden günün birinde fizyoloji vezâifi âtiyen tagay- yür sûretiyle nümâyân olur ve âile içinde bir bomba patlar gibi meydâna çıkar. Hastalık çocuklarda hemen hiç gözükmez. Genç yaşlarda pek nâdirdir. Kırk yaşından sonra ve bilhâssa sinn-i şeyhûhetde bu âfetden dâimâ korkmalıdır. Kanserin sebebi el-ân maʻlûm değildir. Verâsetin pek büyük dahli vardır. Birçok âilelerin şe- cerelerinde bu âfetin tohumları seyerân eder. İstatistiklerde kanserli âileler vâzıhan mukayyeddir. Husûsî bazı uzviyâtın bu âfetde âmil-i marazı olduğu gösterilmiş ise de katʻiyet peydâ edememişdir. Kanseri "bazı husûsî mikroplar taht-ı teʼsîrinde zuhûra gelen bir âfet" diye düşünen ve bu yolda yü- rüyen erbâb-ı fen de mevcûddur. Seretân vücûdda hemen bütün uzuvlarda meydâna çıkabilir. Cild üzerinde sathî vâsiʻ ur şeklin- de nümâyân olduğu kadar hacim ve kitlece büyük eşkâlde de görülür. Ukadât-ı lenfâviyenin, mesâri- kanın hemen muʻtâd âfetleri[n]dendir. Seretânın en habîs ve mühlik şekli karaciğer, pankreas, akciğer, rahim ve miʻde gibi aʻzâ-yı mü- himme-i bedene savlet eden kısmıdır. Bilhâssa dâhil-i bedende ve ahşâda zuhûr etmesi ilk zamânlarda farkına varılamayacağından istîlâsı pek çabuk olacakdır. Bu gibi eşkâli, cevf-i sadr ve batında urun büyük bir hacme bâliğ olması ve mühim vezâif-i fizyolojiyeye icrâ-yı teʼsîr etmesi sûretiyle anlaşıla- cağından tedâvî husûsunda pek büyük vakit gâib edilmiş olur. Seretân hangi uzva yapışırsa onu tahrîb etmek, çürütmek ve aynı zamânda büyütmek sûretiyle nümâyiş yapar. Urun hacmi ekseriyâ vasatî derecede ise de bazen kilolarca vezn edilir. Âfet bir uzvun diğerlerine lenf yolları vâsıtasıyla az zamânda intikâl edeceğinden bazen bedende birkaç mühim uzvu istîlâsı da görülür. Hassâs uzuvlarda ve asabî eşhâsda takarrür eden seretân pek şiddetli sancılar ile mahsûsdur. [387] Verem-i seretânînin kendisine hâs bir de habîs zehri vardır. Bunu büyüdükçe fazla mikdâr- da ifrâz ederek bedene ve kana döker ve bu teʼsîr ile vücûd günden güne erimeğe başlar. İştihâ azalır ve şahıs sarı kehribâ veya saman rengini alır ki, kaşeksi ile müterâfık olmak üzere pek mümeyyizdir. Kanser vücûd hâricinde ve sath-ı cildde tebârüz eder ise mütehassıs etıbbâ tarafından pek ko- laylıkla teşhîs edilir. Şübheli, katʻî bir teşhîs konulamayan vekâyiʻde urdan bir parça kesip teşrîh-i marazî tedkîkâtı yapmak ve bu sûretle netîceye vâsıl olmak lâzımdır. Dâhil-i bedende ve mühim aʻzâ ve ahşâ-yı bedende başlayan seretân ilk zamânlarda kolaylıkla teşhîs olunamaz. Bâ-husûs şahıs ufak tefek avârız-ı fizyolojiyeye ehemmiyet verip mürâcaʻat etmezse sıhhat-i tâmmede görülür. Bunlar
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=