HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 57 2753 en kıymetli doktor ve profesörlerin müşâhedeleri, teşhîs ve tedâvî usûlleri, on bin doktora broşürlerle gönderilmekdedir. Bu hidemâtın bi-hakkın tedvîri için birçok kânûn ve karârnâmeler tasdîk edilmiş- dir. Bu kânûnlar hükûmetin kontrolü altında tatbîk edilerek pek iyi netîceler alınmakdadır. Emrâz-ı zühreviyeye karşı mücâdele bugün müessesât-ı hayriyenin aslî ve esâsî vazîfelerindendir. Kânûnî Tedbîrler Fuhuş hakkında tahkîkât ve kavânîn-i ahlâkiyenin tatbîki Cemâhîr-i Müttehide'nin başlıcaları tarafından tatbîk edilmekdedir. Bu tahkîkâtın notları bu on sene zarfında tamâmıyla taʻkîb edilerek elde edilen maʻlûmâtın sıhhati kontrol edilmekdedir. Amerika'da 1926 senesi zarfında şimdiye kadar bu kabîl 90 tahkîkât yapılmışdır. Nizâmnâme ile tahdîd edilen prensipler feshedilmişdir. Amelî bir nazarla bakıldığı hâlde umûmhâneler Amerika'da ortadan gâib olmuşlardır. Fuhşa ve emrâza karşı yapılan kânûnlar günden güne kuvvetli bir teʼsîr göstermekdedir. Kânûnların tatbîki ve çarh-ı idârenin bi-hakkın işlemesi için gâyet [422] şâyân-ı dikkat ve tetebbuʻ teşebbüsler mevcûddur. Zührevî cemʻiyetin (Hıfzıssıhha Yurdu) ahlâk muhâkemeleri teşkîl etmişlerdir. Cemʻiyetler kânûnla- rın âdilâne ve munsıfâne bir tarzda hakkâniyetle tatbîki ve ahlâkın kuvvetlenmesini teʼmîn etmişler- dir. Amerikalılar bu husûsda pek ziyâde terakkî etmişlerdir. Terbiyevî ve Ahlâkî Tedbîrler Eski zamândan beri halkda tuhaf bir kanâʻat vardır. Halk tenâsülî mesâilin açıkça konuşul- masına tarafdâr değildir. Ne kadar hastalar hastalıklarını günler veya aylarca saklamışlar, evcâʻ ve ıztırâbâtın şiddetine tahammül edemeyerek bana mürâcaʻata mecbûr olmuşlardır. Halkda bu gibi has- talıklarla maʻlûl olanlara tuhaf bir nazarla bakılmakdadır. Umûmî vicdânda kökleşen bu kanâʻatleri değiştirmek lâzımdır. Çünkü memleketin menfaʻati ve gençlerin kurtarılması için lâzımdır. Son zamânlarda Fransa kadınları bu mesʼeleleri açıkdan açığa münâkaşa ederek pek mühim tedbîrler almışlardır. Amerikalılar da eskiden kökleşen bu fikirleri tamâmıyla imhâ etmişlerdir. Tenâsülî mesâil hak- kında serbestçe konuşabilmek, bu mesʼelelerle hakkıyla uğraşabilmek lâzımdır. Bugün müşâhedele- rimizle zührevî emrâzın açdığı cerîhalar kaydedilmelidir. Amerika'da konferansçılar 750 talebeye telkînâtda bulunmuşlardır. 200 dârülfünûn komitesi emrâz-ı zühreviye ile mücâdele eden cemʻiyetlerle teşrîk-i mesâʻî etmişlerdir. Mürebbîler, ebeveyn ve muʻallimlerin iştirâk etdiği cemʻiyetlerle ictimâʻî emrâza karşı şiddetli bir mücâdele açmışlardır. Emrâz-ı zühreviyeye karşı her memleketde bir hareket meşhûd olmakdadır. Yukarıda Amerikalıların teşkîlâtından bir nebze bahsetmişdim. Bugün maʻatteessüf bizde başlı başına emrâz-ı zühreviye ile uğraşan müşterek bir teşkîlât yokdur. Hükûmet maʻa't-teşekkür yalnız kendi vesâitiyle aʻzamî bir saʻy ile uğraşmakdadır. Bu gibi muʻazzam ve muʻdil umûr yalnız hükûmetin omuzlarına yüklenmemelidir. Bununla en çok alâkadâr olması îcâb eden, halk kitlesidir. Her gün binlerce eşhâsı ifnâ eden bu emrâza karşı şiddetli mücâdele açmak lâzımdır. Bu mücâdelenin netîcesi memleketi saʻâdete kavuşturacakdır. İstanbul'da hükûmetin tanıdığı sekiz bin frengili vardır. Bunlar icrâ-yı fuhuş edenler arasında-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=