HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 58 2832 Maʻlûm-ı âlîniz bunlar tevzîʻ edilmişdir. Mütâlaʻa var mı efendim? Söz isteyen olmadığına na- zaran heyʼet-i umûmiyesinin tasvîbini teklîfinize arz ediyorum. Büdceleri kabûl edenler lütfen işâret versinler. Kabûl edilmişdir, efendim". Hakkı Şinasi Paşa (Merkez-i Umûmî'den): "-Mâddeler de berâber değil mi efendim?" Reîs Bey (İzmir): "-Mâddelere geçilmesine nizâmnâme-i esâsîde bir kayıd varsa yaparız. Yoksa heyʼet-i umûmiyesini arz etdim ve kabûl edildi, efendim. Mesʼele kalmadı. Efendim, müsâʻade buyurur musunuz? Nizâmnâme-i esâsînin taʻdîline dâir encümenin raporu vardır, okunacakdır ve mâdde mâdde tasvîbinize arz edilecekdir". (Encümen raporu okundu.) Meclis-i Umûmî Riyâset-i Celîlesi'ne, 1-Meclis-i umûmîce komisyonumuza havâle edilen rûznâme-i müzâkerâtın dördüncü mâdde- sindeki nizâmnâme-i esâsî taʻdîlâtına dâir merkez-i umûmî teklîfâtı tedkîk edilerek ber-vech-i âtî şekilde taʻdîliyle kabûlü, Nizâmnâme-i esâsînin 5'inci mâddesi: Türkiye dâhilinde ecnebî devlete âid bir Hilâl veya Salîb-i Ahmer şuʻbesinin küşâdı taleb olunur ve taleb-i vâkiʻ merkez-i umûmîce esbâb-ı mûcibeye müstenid bir karârla tasvîb edilirse muktezâsı devletçe teemmül ve îfâ edilir. Nizâmnâme-i esâsînin 23'üncü mâddesinden "şehir ve köy dâhil ve hâricinde" fıkrasının tayyı, Nizâmnâme-i esâsînin 31'inci mâddesinin fıkra-i ahîresinden "Mart" kelimesinin "Nisan"a teb- dîli, Nizâmnâme-i esâsînin 37'nci mâddesinin son fıkrasındaki "murahhaslara harcırâh veya tazmînât verilmez" fıkrası tay olunarak yerine "murahhaslara masârıf-ı seferiye ve zarûriyelerine mukâbil ma- halleri meclis-i umûmîlerince 123'üncü mâddedeki kayıd dâhilinde olmak şartıyla tazmînât verilebi- lir" cümlesinin ikâmesi, Nizâmnâme-i esâsînin 61'inci mâddesi 11'inci fıkrasının "takdîm" kelimesinden sonra 12'nci fıkra olarak "cemʻiyetin merâkiz ve şuʻabâtını teftîş ve murâkabe eylemek üzere müfettiş-i umûmî maʻiyetinde lüzûmu kadar muvazzaf müfettişler nasb u taʻyîn eder" cümlesinin ilâvesi, Nizâmnâme-i esâsînin 56'ncı mâddesindeki "ve bir kâtib-i umûmî" kelimesinin ve 66'ncı mâd- deden "kâtib-i umûmî" kelimelerinin tayyı, Nizâmnâme-i esâsînin 84'üncü mâddesindeki "Teşrîn-i Evvel'in" kelimesi "Şubat'ın" kelimesine, Nizâmnâme-i esâsînin 93'üncü mâddesindeki "her Teşrîn-i Evvel'in bidâyetinde" cümlesinin "her Kânûn-ı Sânî'nin on beşinde" cümlesine kalbi, Nizâmnâme-i esâsînin 103'üncü mâddesindeki "Eylül'ün on beşinde" cümlesine "Kânûn-ı Sânî'nin [490] onuncu günü" ibâresinin ikâmesi, Nizâmnâme-i esâsînin 110'uncu mâddesindeki "Eylül" kelimesinin "Kânûn-ı Sânî"ye kalbi, Nizâmnâme-i esâsînin 112'nci mâddesi 2'nci fıkrasındaki "Eylül'de" kelimesi "Kânûn-ı Sânî'ye" kalb edilecekdir. Nizâmnâme-i esâsînin 115'inci mâddesine "hükûmet her zamân cemʻiyetin muʻâmelât-ı umû- miye ve kuyûdât-ı hesâbiyesini teftîşe salâhiyet[dâr]dır" fıkrasının ilâvesi,

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=