HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 58 2836 Mükerrem Bey (Isparta): "-Efendim, eski nizâmnâme-i esâsînin 37'nci mâddesinin son fıkrasın- da murahhaslara harcırâh ve tazmînât verilmez deniliyor. Bunun bazı mehâzîri hâvî olduğu görülü- yor. Arzu ediliyor ki, vilâyât murahhaslarımız muhtelif vesîlelerle merkez-i hükûmete gelerek Hilâl-i Ahmer Meclis-i Umûmîsi'ne iştirâk etsinler. Mahallerinin ihtiyâcât-ı umûmiyesi hakkında îzâhât versinler. Hâlbuki bu harcırâh verilemeyeceği için hâricden murahhas gelemiyor. Buradaki arkadâş- ları intihâb ediyorlar. Bugün görüyoruz ki, kongrede mebʻûslar ekseriyeti teşkîl ediyor. Bunu tabîʻî merkez-i umûmî büdcesinden verirsek bu merkez büdcesine büyük yük olur. Bunun vilâyât meclis-i umûmîleri tarafından verilmesini düşündük. Fakat 123'üncü mâddede her vilâyet meclis-i umûmî- sinin vâridâtının yüzde kırkı nisbetinde sarfiyâta salâhiyeti hâiz olduğu için bunun aşırılmamasını muvâfık gördük. Vilâyet murahhaslarının harcırâhları vilâyet büdcelerinden ve 123'üncü mâddedeki yüzde kırk dâhilinde olmak üzere tesviyesi tensîb edildi". Salahaddin Bey (Beyoğlu): "-Efendim, harcırâh verilmesi tasvîb edildiği takdîrde her hâlde merkez-i umûmî büdcesinden verilmesi muvâfıkdır. Çünkü geçen sene kongrede hâsılâtın ne mikdâr- da mahalline terk edileceği mesʼelesi müzâkere ve münâkaşa edilmişdir. Netîcede yüzde kır[k]ı kabûl edilmişdir. Mahallerinde sarfı muktezî birçok masârıf da dâhil olduğu hâlde Hilâl-i Ahmer nâmına verilecek bazı muʻâvenetler de bu paralardan sarf olunuyor. Kongreye gönderilecek murahhasların harcırâhını onları gönderen mahallerin tesviyesine büdceleri müsâʻid değildir. Binâenaleyh maksad husûle gele. Bir de olabilir ki, murahhasın yarı yolda mahallinden verilen bu paralar zimmetinde kalır. Bunun istirdâdı gibi bazı mülâhazât vardır. Ve'l-hâsıl bu gibi teşevvüşât da zuhûr eder. Binâenaleyh murahhas gelir ve kendisine merkez-i umûmî îcâb eden masârıf-ı zarûriyeyi verir. Her hâlde intizâm-ı muʻâmele nokta-i nazarından bu daha muvâfık olur". Muhyiddin Nâmi Bey (Bitlis): "-Reîs beyefendi! Bendeniz de Salahaddin Bey'in fikrine iştirâk ediyorum. Masârıf-ı zarûriyeyi doğrudan doğruya şuʻbelerin teʼdiye etmesi yine arzu olunan maksadı teʼmîn edemez. Her hâlde harcırâh ve masârıf-ı zarûriyenin merkez-i umûmîce verilmesi doğru olur". Sıhhiye Vekîli Refik Bey (Merkez-i Umûmî'den): "-Lâ ale't-taʻyîn arz edeceğim efendim. Or- haneli’nin bütün senelik vâridâtı 330 liradır. Aydos şuʻbesinin bugün vâridâtı 320 liradır. [494] Kara- cabey şuʻbesinin 250, Bozkır şuʻbesinin 300, Karahisarışarkî'nin 302 liradır. Böyle olmakla berâber harcırâhların mahallerinden verilmesi müşkilâtı vardır. Fakat merkezden de veremez. Ona da tarafdâr değiliz". Hakkı Şinasi Paşa (Merkez-i Umûmî'den): "-Merkez-i Umûmî belki muʻâvenet edebilir". Celâl Sâhir Bey (İstanbul): "-Efendim, Refik Beyefendi îzâhâtı teklîf olunan şekli değil, bila- kis bizim nokta-i nazarımızı himâyedir. Vâridâtı buraya gelecek murahhasların masârıfını vermeğe kifâyet etmeyen mahallere bu tahsîsâtı verin demek muhâl teklîfdir yâhûd onların buradaki hakk-ı teklîflerinden istifâde etdirmeği kabûl etmemek demekdir. Bendenizce bunların muhakkak merkez-i umûmîden teʼdiyesi lâzımdır. Çünkü vâridâtı çok olan merkezlerde bile birçok tâlî teşkîlât vardır. Farazâ İstanbul'u nazar-ı dikkate alalım. İstanbul heyʼet-i idâresi bir takım teşkîlât-ı tâliyeye mâlikdir. Onlar da cemʻ-i iʻânât için, teber- ruʻâtı tahsîl için esâsen yüzde beş, yüzde on tevkîf ediyorlar. Mahalleden kazâya, kazâdan merkeze gelinceye kadar zâten İstanbul heyʼet-i idâresinin elinde bu yüzde kırkdan ya yüzde on kalıyor veya kalmıyor. Bununla da birçok şeyler yapmak mecbûriyeti vardır. Sonra bilirsiniz ki, Hilâl-i Ahmer'in aynı zamânda müesses olduğu şehirlerde varlığını göstermesi lâzımdır. Halkın verdiğine mukâbil kendisine bir hizmetde bulunmak mecbûriyeti vardır. Bu geçen kongrede uzun uzadıya müzâkere

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=