HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 58 2848 sından olduğu hâlde burada hâzır bulunmayan zevâtın istiʻfâsı vesâir husûsât hakkındaki maʻrûzâtı- mızda merkez-i umûmî ile hem-fikir olmak bizce şâyân-ı şükrândır. Kendilerine müteşekkiriz ki, bunlar bizce teemmül edilen şeyler, kendilerince de teemmül edilmişdir. İlâveten ricâ etdiğimiz bazı noktalar vardır ki, bunlar bizce ehemmiyetli telâkkî olunuyor. Hastabakıcı [506] Mektebi tevsîʻ ede- ceğiz. Ne kadar tevsîʻ edersek edelim, memleketin her türlü ahvâl ve hâdisâtı karşısında bize lâzım olan hastabakıcılar için paramız müsâʻid değildir. Harb esnâsında gördük ki, âile hanımlarımız da mürâcaʻat ediyorlar ve hastabakıcılık yardımlarını taleb ediyorlar. Fakat bunlar hiçbir maʻlûmâtı hâiz olmadıkları için yardımları gelip şurada burada dolaşmakdan ibâret kalıyor. Memleketini seven âile hanımlarının bu işi lâyıkıyla görebilmeleri için ileride ihtiyâc hâlinde bu işi ihtisâs dâiresinde göre- bilmesi için bu mekteblere devâm edebilsinler. Öksüz yurdlarında ehemmiyetli derslerden biri bu hastabakıcılıkdır zannederim. Hattâ kız liselerinde böyle hastabakıcılık derslerinin konulmasını ricâ ediyoruz. Âid olduğu vekâlet nezdinde teşebbüsde bulunulursa müsmir netîceler vereceğine kâniʻim. Bir de şefkat pulu hâsılâtı vardır. Şefkat pulu mesʼelesini de tıbkı rozet ve gazete gibi düşünüyo- ruz. Bi't-tecrübe hâsıl etdiğimiz kanâʻate nazaran bu şefkat pullarını tevzîʻ edenlere ve tevzîʻe delâlet edenlere ikrâmiye verilmesini tavsiye ediyoruz. Zannediyoruz ki, verilecek küçük ikrâmiye bu şefkat pullarının sarfiyâtını tezyîd edecek ve bu sûretle Hilâl-i Ahmer'in vâridâtı daha ziyâde artacakdır". Salahaddin Bey (Beyoğlu): "-İstanbul murahhası arkadâşlarımızın teklîfâtlarından birisinin doğru olmadığı kanâʻatindeyim ve merkez-i umûmînin bu şekle iştirâk etmesini de muvâfık bulmu- yorum. O da muʻayyen maksadlarla teberruʻâtda bulunanların paralarını kabûl edip yalnız o maksada sarfına Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti'nin tavassut etmemesidir. Çünkü Hilâl-i Ahmer'in vazîfesi harb ve sulh zamânlarında diye tasrîh edilmişdir. İstanbul'da bir mesʼele hâdis oldu: İlk mekteblerin fakîr çocuklarına yardım etmek. Buna biz Beyoğlu merkezi de iştirâk etdik. Hulâsa görüyoruz ki, her yerdeki şuʻbelerimizde böyle mahallî ihtiyâclara sarf-ı mesâʻî edilmek için fazla inhimâk vardır. Bunların her biri doğru ve şâyân-ı takdîr hidemâtdan ol- makla berâber Hilâl-i Ahmer'in vezâif-i asliyesinden değildir. Hilâl-i Ahmer'in vazîfesinin azameti- ni derpîş edince bendeniz o gibi şeylerle uğraşmanın doğru olmadığı kanâʻatindeyim. Binâenaleyh Hilâl-i Ahmer hiçbir zamân gıdâsız çocuklara yardım edecek bir teberruʻa vesâtat etmek şefkatini kabûl etmemek lâzımdır. Yalnız vefeyât hakkında mücâdele sulh zamânında Hilâl-i Ahmer'in yapa- cağı mesʼeleler meyânındadır". Faik Bey (Tekirdağı): "-Efendim, bu teklîflerin rozet vesâireye taʻalluk eden aksâmı doğrudur. Fakat maksad-ı hayır için verilen para ile neşredilen gazete hâsılâtının yalnız İstanbul'a mâl edilme- sini anlamadım. Gazete münhasıran İstanbul'a âid değildir. Bizim Tekirdağı da alacakdır. İzmir de alacakdır. Binâenaleyh bütün memleket nâmınadır. Bu para olduğu gibi merkez-i umûmî nâmına gelmelidir. Oradan sarf edilmelidir". Sıhhiye Vekîli Refik Bey (Merkez-i Umûmî'den): "-Gazete mesʼelesi heyʼet-i celîlenin ızhâr edeceği ârâ ile tebeyyün edecekdir. Bendeniz şefkat pulları hakkında maʻrûzâtda bulunacağım. Şefkat pulları doğrudan doğruya merkez-i umûmîden, Ankara'dan tevzîʻ edilmemekdedir. Çünkü memleke- tin umûm postahânelerine tevzîʻât İstanbul Posta Müdüriyeti vâsıtasıyla oluyor. Binâenaleyh bizim pulları da topdan kendisine tevzîʻ ediyoruz ve oradan [507] tevzîʻât yapılıyor. Bunu tavzîh etmek istedim. İkincisi teberruʻâtdır. Yeni büdcemizin muvâzene faslında bir mâdde vardır". (Mezkûr faslın mâddesini okudu.) Faik Bey (Tekirdağı): "-Gazete için bir şey söylemediniz".

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=