HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 6

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 51 2495 sâʻatlerinde ve mahdûd vüsʻatde çalışabilecek ebdân olacağı da unutulmamalıdır. Vereme müstaʻid ve vücûdu günden güne eriyen nice gençlerin memleketimizde hâlâ ayak topu peşinde kış, yaz, gece, gündüz koşup durdukları ve kalbleri nârîn bir kısım gençlerin de yüzme, atlama gibi harekât-ı ânife ile az zamânda ecellerine susadıkları maʻalesef görülmekdedir. Binâenaleyh spor heveskârânının hiç olmazsa her altı ayda bir muʻâyene-i tıbbiyeden geçerek echizenin ne hâlde oldukları, sıklet ve mihver-i bedenin nisbet ve mukâyeseleri tedkîk edilmek, el-hâ- sıl devâm edilen sporun bünyeye nefʻ ve zararları kaydedilerek îcâb eden muʻâmelenin îfâsı zarûrîdir. Her nevʻ sporun vücûd ve bünye için bir gıdâ ve devâ olduğunu nazar-ı iʻtibâra alırsak, bidâyet- den nihâyete kadar îcâbât ve istitbâbât-ı fenniyeye tevfîkan mikdârını takdîr etmek ve lüzûmu hâlinde tezyîd, tenkîs ve şekl-i âhara taklîb husûslarını derpîş etmek bir kâʻide-i külliyedir. Sporun bedendeki fizyoloji istiklâbâtı[n]a olan teʼsîri pek bârizdir. Spor ile senelerden beri mü- teveggıl milletlerde, göğüs ve adalâtın tenâsübü, topuk ve kalçaların nisbeti ile bütün vücûdun şekl-i zarîf ve hendesîsi (statik) pek ziyâde câlib-i dikkatdir. Bu gibi milletlerde ecdâdın spor hevesleri ahfâ- da intikâl etmekde ve nesil seneden seneye, asırdan asra daha zarîf ve daha mütenâsib bir şekle kalb olmakdadır. Bunlarda bedenin nukât-ı müntehabesinde toplanmağa koşan zerrât-ı şahmiye mütemâdî spor merâkı ile ancak zerre zerre yanmağa ve kül olmağa mahkûm olmakdadır. Henüz spor lezzetini tatmayan ve bu husûsu lâyıkı vechile merâk etmeyen milletlerde ise bunun aksine karın ve göğüsleri küme ile yağ olmuş birçok bünyeler görülür. Bu gibi vücûdlar bir kere yağ habbelerini bedenin muʻayyen nukâtına daʻvet etdikden sonra büsbütün âtıl olarak mütemâdî şişer ve şekl-i tenâsüb ve zarâfetden pek ziyâde inhirâf ederler. Şarka gidildikçe bu tiplerden herhangi bir mıntıkada oldukça sık tesâdüf etmemek gayr-ı mümkindir. Yanmayarak vücûdda toplanan zerrât-ı şahmiye başlıca üç mıntıkada temerküz ederler: Bunlar- dan birincisi, karındır. Fi'l-hakîka şişmanlamağa başlayan eşhâs muhîtine ibtidâ batınları ile teʼsîrât yaparlar. Batın ve cidârı yükünü aldıkdan sonra kaba etlerde terekkübât başlar. En sonra kalb yağlanır ve onu müteʻâkib şahıs ve bünye tehlikeye girmeğe başlar. Bünye ve vücûdları şekl-i hendesî-i zarâfetden pek ziyâde inhirâf eden bu zavallıların spordan başka ilâcları yokdur. Bunların sıhhat yurdları stadyum denilen vâsiʻ arsalar, tedâvîlerini yapacak olan hekîmler sportmenler, devâları da her gün muʻayyen sâʻatlerde yapılacak operasyonlardır. Fakat bunlara bidâyetde bu harekâtı yapmak ne kadar müşkil gelir! Hattâ bu gibi yerlere girmek ve bu muh- telif oyunları seyretmek istemezler, üzülürler. Açık havâda cereyân eden bütün sporlar sıhhat ü âfiyet nâmına pek nâfiʻdirler. Ancak sâhanın hıfzıssıhha kavâʻidine nazaran teʼsîs ve tertîbi lâzımdır. Binâenaleyh muhtelif istikâmetlerde güneş- lenmesi, [223] havâ ve toz cereyânlarına maʻrûz kalmayacak derecede etrâfı ağaçlar ile tezyîn ve asfalt ile tefrîş edilmesi, duman ve buna mümâsil buhâr ve gazât neşreden müessesât ve fabrikalar ile hem-civâr olmaması iktzâ eder. Bundan mâʻadâ on binlerce halkın toplandığı sâhanın nezâfet ve rasâneti ilh. gibi husûsât da ehemmiyetle nazar-ı iʻtibâra alınmalıdır. Her nevʻ sporlarda vâkiʻ olacak avârız ve kazâyâya karşı gelmek ve bütün tehlikelerin önünü almak üzere stadyumun asrî âlât ve ec- zâ-yı tıbbiye ile mücehhez bir de heyʼet-i sıhhiyesi bulunacakdır. Spor bir kısım milletlerde âdetâ ibtilâ hâlindedir. Bunlar sporu senelerden beri vücûdun neşv ü nemâ ve tegaddîsine elzem bir gıdâ gibi telâkkî etmişler ve binâenaleyh her gün ona muʻayyen sâʻat taʻyîn etmişlerdir. Bilhâssa yeni yetişen nesilde spor merâkı ol kadar şiddetlidir ki, mevsimin müsâʻa- desi olsun olmasın hayât, muʻayyen sâʻatlerde hep stadyum, kırlar ve denizlerde geçecekdir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=