HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 7
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 64 3127 den sağdığı süt ile Amerika'nın bir şehrinde (Detroit) 3 bin dolar aldığı nazar-ı iʻtibâra alınırsa, bir kısım insânlar için bu şekl-i ticârete gıbta etmemek mümkün değildir. Bugün memâlik-i mütemeddine ve müterakkibede bizim memleketimizde devâm edegelen şe- kilde sütninelik târîhe karışmış bulunuyor. Gerek vâlidelerin sıhhat ü âfiyeti gerek sütün mikdâr ve hâssasının noksânı cihetiyle bebeklerin yevmî gıdâsı kâfi olmadığı takdîrde bu noksân muʻakkam inek sütleri veya tamâmen fennî kontrol altında husûsî sûretde ihzâr olunan şehâdetnâmeli sütlerle taʻvîz olagelmekdedir. Ancak vaktinden evvel doğmuş, zaʻîf ve cılız çocuklara insân sütü içirmek mecbûriyetidir ki, piyasaya insân sütü çıkarmağa vesîle olmuş ve ayrıca bir ticâret hâlini almışdır. Sütnineliğin başka bir şekli de bîkes ve metrûk bebeklerin husûsî müessesât tarafından himâye edilerek muhtelif evlere dağılması keyfiyetidir. Bu husûsât ayrıca müessesât tarafından idâre edil- mekdedir. Evvelâ, bu gibi çocukların verileceği âileler sıhhî-ictimâʻî nokta-i nazardan pek amîk te- dkîk ve tahkîke maʻrûz kalırlar. Husûsî kadın meʼmûrlar vâsıtasıyla muhîtin ve evin hâli, âilenin ço- cukları, vazʻiyet-i sıhhiye ve ictimâʻiyesi tedkîk olundukdan sonra bebek yed-i himâye ve nezâretine tevdîʻ olunmakdadır. Sütanneliğin buradaki vazîfesi kendisine tevdîʻ olunan yavruyu usûl-i mahsûsasına tevfîkan ve sâdece muʻakkam inek sütüyle emzirmek ve tamâmen sıhhî bir muhîtde yavruyu yetiştirmekdir. Hattâ bu kabîl evler, evlenmemiş olup da çocuğu dünyâya gelen vâlideleri de (bâkir vâlideler) almakda ve pansiyon tarzında bir hayât yaşamakda ve gerek anne ve gerek yavrusunun masârıfâtı mâh be-mâh müessese tarafından derʻuhde edilmekdedir. Bu gibi evler haftada asgarî iki defa muʻayyen nörsler tarafından teftîş ve bebekler müşâhede [124] ve taʻkîb olunur. Nörsler ekseriyâ muhtelif zamânlarda ve apansınız ziyâret ederek bebeğin hâ- lini, beslenmesini, uykusunu, muntazam sâʻatlerde süt verilip verilmediğini ilh. hepsini tedkîk eder. Hastalığını, râhatsızlığını sorar ve îcâb ederse doktora muʻâyene etdirir, tedâvîsini taʻkîb eder. Bebeğin muʻayyen zamânlarda tartılması, çamaşırlarının, yatağının hâli, güneşe, bâğçeye çı- karılıp çıkarılmadığı keyfiyetleri ihmâl olunmaz. El-hâsıl müessese pek büyük masârıfâtı taʻahhüd etmesi ve sütannelikler bu şekilde bir ticâret ve kazanç teʼmîn etmeleri dolayısıyladır ki, mütekâbilen himâye ve şefkate mazhar ve az zamânda yetişerek gürbüz, besili birer çocuk olurlar. Bu kabîl müessesât sâyesinde Almanya, Amerika gibi memâlikde vefeyât-ı etfâlin pek mühim bir kısmının önüne geçilmişdir. Çocuk vefeyâtının en ziyâde metrûk, bîkes ve evlenmemiş vâlidelerin çocuklarından olduğu düşünülürse bu husûsun ehemmiyeti tezâhür edecekdir. Sütanneliğin izâfî bir şekli de fakîr ve amele tabakasından olan kadınların gündüzleri çalışdık- ları müddetçe memedeki çocuklarını bir müesseseye tevdîʻ etmeleri ve burada usûl-i sıhhî ve nizâmî- de himâye edilmeleridir. Bu, bilhâssa sınâʻiyâtı ve fabrikaları pek işlek olan memleket ve şehirlerde amele gibi çalışmak mecbûriyetinde olan ve mütemâdiyen doğuran âilelere pek güzel bir yardım olup bakımsızlık ve ihmâl yüzünden çocuk vefeyâtına karşı büyük bir kuvvet ve istinâd teşkîl etmekdedir. *** Her annenin muhakkak yavrusunu emzirmesi ve böylece yetiştirmesi keyfiyeti tabîʻî bir kânûn ve düstûrdur. Hilkatin bu bahşâyış ve enmûzecini yavrusundan esirgemek zilletini irtikâb eden ve yavrusunun tabîʻî ve hulkî ihtihkâkı olan gıdâsını gasbeden bir vâlidenin ictimâʻiyâtda lâyık olacağı mertebenin takdîri hiçbir vakit lehinde olamaz.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=