HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 7

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 60 2921 Her yerde, her sene Temmuz, Ağustos, Eylül'de, bu üç aylarda, bâ-husûs küçük süt çocukları çok ölüyor. Bu ayların en fenâsı, en tehlikelisi Temmuz ile Ağustos ibtidâlarıdır. Zâten bizde doğan çocukların hemen yarıdan ziyâdesi telef oluyor. Bu bâbda tekmîl zâyiʻâtımız hesâb edilecek olur ise nüfûsa pek ziyâde muhtâc vatanımız ölmek için değil, yaşamak için doğan çocuklardan her sene ne kadar çok gâib ediyor, anlaşılır. Çocuklar her vakit helâk oluyor; bâ-husûs bu mevsimde. Ölenler arasında anneleri tarafından emzirilenler de var, inek sütüyle ve emzikle büyütülenler de. Fakat en ziyâde hayvân sütünden, emzikden helâk oluyorlar. *** Anne sütü ile beslendikleri, anneleri tarafından meme verildiği hâlde ölenler hemen tamâmen cehâletden, bilgisizlikden, kötü öğüdlerden, fenâ sağlıklardandır. Meme yolunda verilmiyor. Çocuk çok sık ve her ağlayışında emziriliyor. "Cân boğazdan geldi- ği" kanâʻatiyle bâ-husûs çocuklar da "boğazdan gitdiği, çıkdığı" düşünülemiyor. Süt çağında çocuk çok defa açlıkdan değil, toklukdan, oburlukdan ölüyor. Yolunda verilmeyen anne sütü bile çocuk için zehir olabilir. Anne memesiyle büyütülen çocuklar bu mevsimde en ziyâde miʻde ve bağırsak ufûnetinden (iltihâb-ı miʻde ve emʻâ), bağırsak zehirlenmesinden ve netîcesi ishâlden ve sebebi olmak üzere çok defa oburlukdan, ziyâde nizâmsız ve sık emzirilmekden telef oluyorlar. Sık ve tıka basa emzirildiği vakit bittabʻ ne meme başları temiz tutulabilir ve ne de çocuğun ağzı. Emzik ile büyütülenlerde vefeyâtın ziyâde olmasına sebeb süt, emzik ve emzirmede yolsuzlukdur. İnek sütü, insân sütü gibi memeden çocuğun ağzına akmaz. Aksa bile inek ve memesi hasta olabilir. Süt sağılır, kaplarda toplanır ve onlarla taşınır, getirilir, kaynatılır ve nihâyet emzik ile çocu- ğa verilir. O hâlde hayvân hastalanabilir. Süt temiz sağılmaz, kirli kaplarda toplanır, güğümden pis ölçeğe, bundan açık bir tencereye boşaltılır, iyi kaynatılmaz, temiz ve serin tutulmaz [ise] bu hâlde süt bozukdur, kesikdir, bulaşıkdır, fenâdır. İçinde mikroblar da peydâ olmuşdur. Evvelden bulunan bazı zara[r]sız mikroblar da çok ziyânlı bir şekle dönmüşlerdir. Süt, mikrobların salyalarıyla zehirlenmiş- dir. Böyle bir süt kaynatılsa, içindeki mikroblar öldürülse bile lâşeleri, zehirleri yine fenâdır. Sâf ve hâlis inek sütü çocuğa yolunda verilmezse çok muzırdır. Anne sütü nizâmında verilmedi- ğinden muzır olursa inek sütünün bu hâlde ne kadâr fenâlık vereceği bir kere düşünülsün! Hele böyle sıcak mevsimlerde inek sütü ile emzirilen çocuklarda miʻde ve bağırsak ufûneti derʻakab zuhûr eder. O zamâna kadar pek iyi büyüyen, şen ve sıhhatde olan çocuk, birdenbire âteşlenir, çırpınıp durur, bî- karâr haykırır. Verilen sütü, hattâ suyu bile çıkarır. Çok geçmeksizin ishâl, bâ-husûs "çocuk kolerası" ismiyle yâd olunduğundan dolayı kadınları çok korkutan "yeşil ishâl" başlar. Ne Yapmalı? Nasıl Mücâdele Etmeli? Çocuklarda bu çok ölüme karşı mücâdeleye her annenin kendi çocuğunu emzirmesini teʼmîn ile başlamalıdır. Hiçbir anne vazîfeden çekinmemelidir. Arslan ve kaplan, keçi ve kedi, hattâ balina ve gece kuşu anneleri bile yavrularını seve seve emzirirler.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=