HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 71 3549 Reîs: "-Başka mütâlaʻa var mı efendim? Tedkîk komisyonunun teklîfi vechile evvelâ Ankara murahhaslığı ve buna müteferriʻ hesâbâtı reʼyinize arz edeceğim. Kabûl edenler el kaldırsın. Kabûl etmeyenler el kaldırsın. Kabûl edilmişdir. Raporun ikinci kısmını kabûl edenler el kaldırsın. Kabûl edilmişdir". Reîs: "-Efendim, merkez-i umûmînin ibrâsı vardır. Bu bâbda mütâlaʻa var mı?" Faik Bey (Edirne): "-Efendim, hesâbât rüʼyet olundukdan sonra merkez-i umûmînin ibrâsı gâ- yet kolaydır. Onun da reʼye konulmasını teklîf ederim". Musa Kâzım Bey (Giresun):"-Efendim, esâsen raporumuzda merkez-i umûmînin ibrâsına dâir bir fıkra vardır. Rapor kül hâlinde kabûl edilince ibrâ fıkrası da kabûl edilmiş olur. Onun için bunu bu şekilde reʼye koymağa bendenizce lüzûm yokdur". Reîs: "-Efendim, diyorlar ki merkez-i umûmînin ibrâsı keyfiyeti reʼye konmağa lüzûm yokdur. Çünkü esâsen raporda mündericdir". Sıhhiye Vekîli Refik Bey: "-Doğrudur, efendim. Çünkü esâsen tedkîk heyʼetinin raporunda bu dâhildir". Reîs: "-Efendim, bu rûznâmemizde ayrıca bir mâdde olarak zikredilmişdir. Maʻamâfîh mâdem- ki öyledir, bunu geçiyoruz. 1927-1928 sene[s]i büdcesinin müzâkeresine başlıyoruz. [450] Sıhhiye Vekîli Refik Bey: "-Efendim, Hilâl-i Ahmer büdcesi, bu sene heyʼet-i celîlenize takdîm edilen büdce, geçen seneki büdceye nazaran daha mütekâmil bir büdcedir. Bundan evvelki büdceler umûmî rakamlar üzerinde fasıl ve mâddelere ayrılmadan yapılmış bir takım büdceler iken biz bu sene büdcemizi doğrudan doğruya idâre-i merkeziye masârıfı, mecmûʻa , Eskişehir anbârı, hastabakıcılık mektebi, masârıf-ı müştereke gibi kısımlara ayırarak her birini ayrıca fasıl ve mâdde hâlinde tesbît ve heyʼet-i celîlenize takdîm etdik. Aynı zamânda buna merbût olmak üzere bu fasıl ve mâddelerin muhtevî olduğu kadroları da ayrı ayrı yegân yegân müfredâtıyla heyʼet-i celîlenize arz eyledik. Üçüncü olarak da vâridât büdcemizi ve vâridâtı tesbît etdik. Ondan sonra 1 Temmuz [1]927 ilâ 31 Haziran [1]928 târîhine kadar merʻî olmak üzere büdce taʻlîmâtnâmesi nâmıyla âdetâ bir muvâzene-i umûmiye kânûnu[nu] da heyʼet-i celîlenize takdîm etdik. Bu sûretle büdcemiz umûmî bir çerçeve içinde muhtelif aksâma ayrılmış, muntazam fasıl ve mâddeleriyle, kadrolarıyla geçen senekilere nazaran daha mütekâmil bir şekilde heyʼet-i celîlelerine takdîm edilmiş bulunuyor. Büdce taʻlîmâtnâmesi nazar-ı dikkate alınırsa cemʻiyetimizin mevcûd parasından bir milyon lirasını ihtiyât akçe olmak üzere ve ahvâl-i âdiyede sarf edilmemek şartıyla bırakdık. Masârıfımız, sene zarfında vâ- kiʻ olacak vâridâta ve bir milyondan fazla olan yekûna istinâd ediyor ki, bu sûretle cemʻiyetin hayâtı ve âtîsi için elimizde esâslı bir sermâye vardır. Aynı zamânda fasıldan fasla nakli menʻ ediyoruz. Yani kendi kendimizi bu sûretle takayyüd etmiş oluyoruz… Bittabʻ aynı faslın mâddeleri arasında münâ- kaleyi tecvîz ediyoruz. Büdce heyʼet-i umûmiyesi hakkında vereceğim îzâhât bundan ibâretdir. Eğer ayrıca sorulacak şeyler varsa onlara da arz-ı cevâb ederim. Bundan başka, bir teklîfimiz vardır. Nizâmnâmemizin bir mâddesinin bir kelimesini tayyet- meği teklîf ediyoruz. Bu da geçen sene kabûl edilmiş olan bir 'müdür' kelimesinden ibâretdir. Hilâl-i Ahmer'de bir müdür bulunsun diye geçen sene nizâmnâme yapılırken bir kelime ilâve edilmişdi. Bunun tayyını teklîf ediyoruz. Esbâb-ı mûcibesi, bu sene zarfında yapdığımız tedkîkât bize gösterdi ki, merkez-i umûmîde imzâ salâhiyeti bulunmayan, icrâ salâhiyeti heyʼet-i idârenin yed-i iktidârında
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=