HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 71 3564 Hilâl-i Ahmer nâmıyla bir başka gazete çıkarmışdır. Bir kere böyle geçmiş bir misâl vardır. Geçmiş misâl olduğu gibi bugün bütün kânûnî naslar bunun hilâfına hiçbir memnûʻiyet kaydetmez. Herhangi bir merkez, herhangi bir şuʻbe pekâlâ her yerde Hilâl-i Ahmer nâmına bir gazete çıkarmak için bir imtiyâz isteyebilirler. Ancak merkez-i umûmî ben bu gazeteyi filân târîhde tekaddümen aldım, benim hakkımdır, sen çıkaramazsın der, hükûmeti tahrîk ederse o zamân doğrudur. Diğer târîhen muahhar olan gazete imtiyâzları hükümden sâkıt olur. Binâenaleyh Hilâl-i Ahmer Merkez-i Umûmîsi'nin elin- de bir Hilâl-i Ahmer gazetesinin imtiyâzı varsa pekâlâ kendileri Ankara'da, İzmir, Bursa, İstanbul'da diğer büyük yerlerde Hilâl-i Ahmer nâmıyla birer gazete çıkarılmasına müsâmaha edebilirler ve et- mek vazîfeleri olduğunu ve etmek menfaʻatleri olduğunu şimdi arz edeceğim. Demek ki, bir imkân-ı kânûnî vardır. İmkân-ı kânûnî yokdur mülâhazası vârid olamaz. Merkez-i umûmînin Ankara'da çı- kardığı gazete, bu son tecrübe gösteriyor, iki günde sabâhlı akşâmlı olmak üzere yetmiş bin nüsha basılmışdır. Demek ki, günde otuz beş bin nüsha basılmışdır. Sabâh on beş bin, akşâm yirmi bin gibi bir nüsha kaydedilebilir. Elde şimdi aldığım hesâblar gösteriyor ki, bunun yüzde otuzu, belki yüzde kırkı taşraya sevk edilmişdir. Acabâ merkez-i umûmî Ankara'daki vesâitini ikmâl etmiş olsa, Refik Beyefendi'nin buyurdukları gibi burada 25-30 bin nüsha çıkaracak bir makine hâzırlamış bulunsa ve Hilâl-i Ahmer gazetesi burada basılsa iki bayram günü zarfında yetmiş bin nüsha basıp burada satabilecekler midir? Bendeniz iştirâk etmiyorum. Bu, derhâl yarıdan yarıya düşer. Çünkü gazete işi mecmûʻa işi değildir. Onun için bir arkadâşım gazete taʻbîri yerine mecmûʻa taʻbîrini kullandığını hâtırlatmak ıztırârında kalmışdır. Gazete işi gün işi, sâʻat işidir. Sabâhleyin çıkacak ve bir-iki sâʻat arasında tevzîʻâtı behemahâl ikmâl edilecekdir. Böyle yapılmazsa o üç-beş sâʻat sonra diğer bir taraf- da taʻbîri geçdiği vechile mütesâriʻu'l-fesâd mevâd arasına girer, derhâl hükümden sâkıt olur. Öğle- den sonraya kaldı mı, öğleden sonra çıkan akşâm gazetesinin kıymeti ve iʻtibârı artar. Sabâh gazetesi kıymetden düşer. Ankara'da çıkan bir gazeteyi İstanbul gibi satışı en çok olan bir yere ne zamân yetiş- tirebilir ki, onun kıymetini muhâfaza etmek imkânı olsun? Bu mümkün değil, buna imkân-ı aklî yok- dur. Çünkü İstanbul gazetecileri taʻtîl etseler etseler nihâyet dînî bayram günlerinde, resmî bayram günlerinde taʻtîl edebilirler. Demek ki herhangi bir zamân veya Kurbân Bayramı'nın ilk sabâhı gazete çıkar. Fakat o akşâm, akşâm gazetesi çıkmaz. İkinci günü sabâh gazetesi ve akşâm gazetesi çıkmaz. Böyle iki gün zarfında Ankara gazeteyi ne vakit çıkaracakdır ki, bu gazeteyi satışa çıkarsın ve satsın, onu paraya kalb edebilsin? Buna imkân yokdur. Buna imkân olmadığı içindir ki, bunu tatbîk etdikleri gün merkez-i umûmî ancak Hilâl-i Ahmer gazetesini [465] kendisi çıkarır. Yoksa derhâl bir mâdde-i zarar karşısında kaldığımızı görürüz. Hâlbuki bunun maʻnevî zararı daha büyükdür. Çünkü diğer gazeteler taʻtîl gününde artık öbür gazetelerin bi'l-ihtiyâr Hilâl-i Ahmer gazetesine ferâğat etdikleri fırsatdan maʻnevî bir istifâde teʼmîn etmek lâzım gelir. Yalnız İstanbul'da veya Ankara'da çıkan bir gazete vâsıtasıyla yapılmak sûretiyle hasr kasredilmiş olur. Buna hâcet yoksa Karahisar, Konya, Es- kişehir, Adana, her nerede olursa olsun, Hilâl-i Ahmer böyle taʻtîl günlerinden istifâde ederek gazete çıkarabilmelidirler. Teʼmîn edeceği hâsılât iʻtibârıyla İstanbul'da ve Ankara'da hâsılât iʻtibârıyla, İs- tanbul'da ve Ankara'da çıkan gazeteler kadar mühim olabilir. Çünkü oralarda daha çok faʻâliyet ibrâz edecek sûretde muhîti daha dar olur, bir nüsha belki yir- mi kuruşa veyâhûd elli kuruşa kadar satılabilir. Herhangi bir yazıdan dolayı ona bir kıymet koyabilir ve bir makbûz mukâbilinde bir gazete satabilir. Hulâsa, birçok tertîbât alabilir. Onun için gazete basa- cak olan her yerde Hilâl-i Ahmer nâmıyla taʻtîl günlerinde bir gazete basmasını Hilâl-i Ahmer Mer- kez-i Umûmîsi kendisi kabûl ve kendisi teşvîk ve emretmelidir. Mâddî ve maʻnevî menfaʻati bunu âmirdir. Bundan niçin çekiniyorlar? Bir kere hukûken, nizâmen hiçbir mâniʻ yokdur. Hilâl-i Ahmer Nizâmnâme-i Dâhilîsi hiçbir mümânaʻat kabûl etmiyor. Merkez-i umûmî ve her yer bu kabîl neşrîyât

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=