HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 71 3566 Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti şahsiyet-i maʻneviyesinin nâşir-i efkârı olan ve imtiyâzı merkez-i umûmî uhdesinde bulunan Hilâl-i Ahmer gazetesinin İstanbul merkezi tarafından neşri hâlinde diğer bi'l-umûm merkezler ve şuʻbelerimiz delâletiyle aksâm-ı sâire-i memleketde teʼmîn-i revâcı İstanbul merkezinin salâhiyeti hâricinde kalacağından gazetenin İstanbul merkezimize terkine imkân görüle- memişdir. İstanbul merkezimizin gazete işiyle iştigâli hâlinde her vilâyet merkezimizden bu yolda talebler tevâlî etmesinin taht-ı ihtimâlde olması da pek tabîʻîdir. Okuduğum raporun şu sahîfesi sarâhaten gösteriyor ki, bu mesʼele dün tevzîʻ edilen rapor içeri- sinde vardır ve heyʼet-i muhtereme kabûl etmişdir. Binâenaleyh tekrâr mütâlaʻasına ve karâra imkân kalmamışdır. Diyorum ki, bu imkânsızlıkla berâber bir de kânûnen imkânsızlık vardır. Arkadâşımız gazetecidir, [467] imtiyâzı pek güzel taʻdâd ediyorlar. İmtiyâz, Hilâl-i Ahmer Merkez-i Umûmîsi nâ- mına alınmışdır. Bu iʻtibârla bu hakkı yine bir takım merâsim-i kânûniyeye riʻâyet sûretiyle başkasına devr u ferâğ edebilir. Arkadâşımızla zannediyorum ki, nokta-i nazar farkı kalmamış oluyor. Kaldı ki, İstanbul murahhasları arkadâşlarımızın talebleri kâbil-i isʻâf, kâbil-i istihsaldir. Bu gazeteyi niçin çı- karmak istiyorlar? Teʼmîn-i vâridât, teʼmîn-i propaganda ise bu iki vesâit dâimâ ellerindedir. Teʼmîn-i vâridât için bilhâssa İstanbul gibi bir yerde zannederim ki, büdcenin İstanbul vâridâtına ve İstanbul mesâʻîsine taʻalluk eden satırları arkadâşımızın nokta-i nazarlarını kâfi îzâh etmiş sayılamaz. Biz, kendilerinden çok temennî ederiz ki, İstanbul'da Hilâl-i Ahmer için hiçbir vakit ızhâr-ı muzâheretden geri kalmamış olan halkdan aʻzamî mesâʻî sarf etmek sûretiyle daha ziyâde vâridât cihetine gidilme- sini temennî ediyorum. Onlar da bütün mevcûdiyetleriyle bu temennîyi nazar-ı dikkate alacaklardır. Maksad propaganda ise evvelce de arz etdiğim gibi İstanbullu arkadâşlarımın nokta-i nazarlarını îzâh buyuran arkadâşımız bir gazetecidir; kendilerinden de dâimâ Hilâl-i Ahmer için propaganda yapıl- masını ve mukaddes gâyelerin îzâh edilmesini, hattâ şifâhî olarak kendileri hâtırlarlar ricâ etmişdim. Kendileri bu ricâyı nazar-ı dikkate almadılar mı ki, diğer arkadâşlarımız da herhangi bir yevmî mat- bûʻât sâhibinden Hilâl-i Ahmer'e propaganda için arzu etdikleri vakit bu arzuyu, bu ricâyı nazar-ı dikkate almamış olsunlar? Şu hâlde propaganda için Hilâl-i Ahmer Merkez-i Umûmîsi'nin emrinde bulunan gazetenin kendilerine verilmiş olması, kendilerinin emretdiği büyük bir maksadı teʼmîn et- miş olmayacakdır. Kürsüyü terk ederken nizâmnâme-i dâhilînin 63'üncü mâddesini de bir defa Hakkı Tarık Beyefendi ile berâber okuyalım: "Mâdde 63- Merkez-i umûmî cemʻiyetin maksadına hâdim her nevʻ neşriyâtda bulunabilir". Diğer şuʻbelerin mesâʻîsi, hidemâtı tedkîk olunurken meclis-i umûmî diğer şuʻbeler neşriyâtıy- la meşgûl olsun diye bir mütâlaʻa dermeyân etmemiş ve bundan dolayı nizâmnâme-i esâsî böyle bir mâdde dercine lüzûm görmemişdir. Propaganda husûsunda aʻzamî faʻâliyet sarf etmelerini ricâ edi- yoruz. Bu maksad halkın konferanslarla vesâir husûsâtla tenvîri bâliğan mâ-belağ edilebilir. Rapor tasdîk edildikden sonra bu mesʼelenin müzâkeresine mahal kalmamışdır. Şuʻbelerin ayrıca gazete çıkarması iktizâ ediyorsa bu ayrıca mütâlaʻa olunabilir". Hakkı Tarık Bey (Giresun Mebʻûsu): "-Efendim, sabrınızı sûistiʻmâl etmek istemiyorum. Bir prensip mesʼelesi olduğu için bunu burada mevzûʻ-ı bahis etmeği vicdânen kendimi borçlu addedi- yorum. İstanbul merkezi gerek beyefendinin ifâdeleriyle gerek neşredilen raporların muhtelif kısım- larıyla takdîrinize mazhar olmuşdur. Onun için vâridât mesʼelesine temâs etmek istemezdim. Fakat bir nokta-i nazarla ona temâs zarûreti hâsıl oldu. Hele propaganda için İstanbul gazeteleri hâzırlan- mamış, vazîfelerini yapmamışlardır diye bir şey söylemek hâtırımdan geçmedi. Çünkü hakîkaten bu muhtelif vâsıtalardan istifâde edilerek yapılmakdadır. Yalnız demek istedim ki, bir merkeziniz vardır. Bu merkeziniz iʻâne toplar ve merkezin iʻânesi etrâfında o merkezin halkı olan Türkler vermekdedir-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=