HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 72 3613 Şâyed bu esnâda tabîb bulunamayacak olursa hasta ölmek tehlikesine maʻrûz kalabilir. Binâe- naleyh hastanın akrabâ ve taʻallukâtı müdâvât-ı evveliyenin neden ibâret olduğunu bilecek olursa birçok vakʻalarda mevte müntehî olan felâket bertaraf edilmiş olur. Fi'l-hakîka bir tesemmüm vakʻasında ittihâz edilecek tedâbîr-i ibtidâiyeyi her şahsın bilmesi lâzım olup böyle vahîm dakîkalarda "doktoru bekleyiniz!" sözü bir hayâtı kurtarmağa kâfi gelmez. Vâkıʻâ her tesâdüf olunan kimselerden bu husûsda yüksek maʻlûmât taleb edilemeyeceği gibi her zehirin teʼsîrini izâle edecek ilâcların bilinmesine de lüzûm yokdur. Yeter ki böyle hayâtî bir mesʼelede umûmî prensipler herkesçe maʻlûm olsun. Nâgeh-zuhûr birçok ahvâl ve vekâyiʻde mevcûd ve melhûz tehlikenin önüne geçmek için akl-ı selîm rehber-i harekâtınız olacak, şaşırmayacak, telâş etmeyecek ve diğerlerinin havf u telâşlarına mâniʻ olacaksınız. Doktor Murrell, Tesemmüm Vukûʻunda İttihâzı Vâcib Tedâbîr unvânıyla neşretdiği eserde ba- şından geçen bir vakʻayı şu sûretle hikâye ediyor: Bir aşk mâcerâsından mütevellid meʼyûsiyetle afyon rûhu içerek intihâra teşebbüs eden bir genç kızın nezdine daʻvet edilen doktor Murrell, hastanın miʻdesini tulumba ile tahliye ederken diğer tarafdan müntehirin ne mikdâr afyon rûhu aldığını anlamak ister. Doktora "çok mikdârda" hattâ "iki defa" cevâbı verilir. Bunun üzerine tahliye cihâzını tekrâr istiʻmâl eder. Maʻamâfîh afyon rûhunun mevcûdiyetine delâlet edecek kokuyu hissedemediğinden hastanın içdiği zehirin mikdâr-ı hakîkîsini öğrenmekde ısrar ve îrâd etdiği suâli tekrâr eder. Nihâyet içilen mikdârın yalnız altı damladan ibâret olduğunu hayret ve mahcûbiyetle öğrenir. Doktor Murrell, bu vakʻada biraz daha fazla hiss-i selîm ile hareket etmiş olsa idi ne böyle gü- lünç mevkiʻe düşer ve ne de zavallı âşık-ı şeydânın miʻdesi bîhûde itʻâb ve izʻâc edilirdi. Tesemmüm teşhîsinin vazʻı esnâsında da hiss-i selîm pek müfîd bir vazîfe îfâ eder. Zehirin önünü almağa, teʼsîrâtını izâleye çalışmazdan evvel hastanın herhangi bir zehiri içip içmediğine itmiʼnân hâsıl etmek îcâb eder. Hiss-i selîminizin, akıl ve zekânızın derecesi her ne olursa olsun, bazen hakîkat-i hâle muttaliʻ olamazsınız. Fi'l-hakîka şiddetli bir apandisit buhrânı, miʻde veya bağırsak karhasının delinmesi, bir insidâd-ı emʻâ vakʻası, nüzûl isâbeti, bir iltihâb-ı sehâyâ, şeker hastalığının bazı safahâtı, bâ-husûs yemek yedikden ve ilâc aldıkdan sonra tesemmüm aʻzârı zannetdirecek derecede bir müşâbehet arz edebilir. Ama bu aʻrâz aynı taʻâmı ekl etmiş veya aynı ilâcı içmiş kimselerde ve aynı zamânda zuhûr etmiş olursa bunun bir hastalıkdan ziyâde her hâlde bir tesemmüm alâmeti olduğuna bilâ-tereddüd hükmedebilirsiniz. Bundan mâʻadâ hastanın sizce maʻlûm olan iʻtiyâdâtı, tabîʻatı ve hattâ bir şişenin etiketi, tah- te'l-cild istiʻmâl olunan bir şırınganın kokusu size irâʼe-i tarîk edebilir. [504] Mevte müntehî olmayan bir intihâr vakʻasında birkaç zehir aynı zamânda içilmiş ola-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=