HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 72 3614 bileceğinden tamâmen boş veya yarısı içilmiş şişelerin muhâfaza edilmesi ihtiyâtkârâne bir hareket addedilmelidir. Hastanın ifrâğât ve tagavvutât vesâiresi gibi tabîbin vürûdunda tedkîk etmek isteyeceği şeylerin de bu sûretle muhâfazası elzemdir. Bi'l-cümle tesemmüm vekâyiʻinde ve bilhâssa tasaddî-i intihârda hastanın yalnız bırakılmama- sının derece-i ehemmiyeti ise îzâhdan müstağnîdir. Arz etdiğimiz şu mücmel maʻlûmâtdan sonra tesemmüm vekâyiʻinde taʻkîb edilecek üç umûmî kâʻideyi de aşağıya derc ediyoruz: 1-Zehiri miʻdeden defʻ u tard etmek 2-Hastaya bir muzâdd-ı sem vermek 3-Tezâhür edecek aʻrâz ve alâime nazaran tedâvîyi idâre etmek Bu üçüncü ile en ziyâde tabîb meşgûl olacağından birinci ve ikinci kâʻide tabîbin vürûdundan evvel tatbîk edilebilir. Zehir ağızdan alınmış ise miʻdeyi her hâlde bundan tahlîs etmek şâyân-ı temennîdir. Miʻde tu- lumbası her zamân bulunamayacağı gibi tarz-ı istiʻmâlini bilenler de nâdir olduğundan evvel emirde hastayı kusturacak tedâbîre mürâcaʻat etmelidir. Bazı vekâyiʻde bir tüy veya parmak ile hastanın bo- ğazını gıcıklamak kâfi geldiği hâlde diğer bazı vakʻalarda behemahâl bir mukayyiʼ vermek îcâb eder. Hastanın miʻdesini tathîr ve tahliyeye teşebbüs etmezden evvel sıkça gaseyân etmek sûretiyle evvelce bu netîcenin istihsâl edilmiş olup olmadığının anlaşılması lâzımdır. Bu cihet anlaşıldıkdan sonra şâyed hasta bolca istifrâğ etmiş ise hemen bir muzâdd-ı sem veri- lir, etmemiş ise bir litre suyun dörtde birine bir kaşık hardal ve iki kaşık iri tuz tâneleri ilâve edildik- den sonra hâsıl olan mahlûl mukayyiʼ olarak hastaya içirilir. Miʻdenin tahliye edildiğine kesb-i kanâʻat etdikden sonra ancak bir muzâdd-ı sem verilebilir. Bazı zehirlerin husûsî pâdzehri olduğu gibi bazı muzâdd-ı semler de umûmiyet üzere istiʻmâl edilegelmekdedir. Nitekim bildiğimiz âdî ağaç kömürü yıkandıkdan ve toz hâline ircâʻ edildikden sonra su ile karıştı[rı]larak çok mikdârda içilebilir. Bu sûretle zehirin ensiceyi istîlâ etmesinin teʼhîrine kömür fevkalâde icrâ-yı teʼsîr etmiş olur. Sûret-i umûmiyede istiʻmâl olunan muzâdd-ı semlerden diğer bir mâdde de albümindir. Albü- minin kolayca yumurta akından, sütden ve yakılmış etden hemen tedârükü kâbildir. Ancak kaleviyât ve muhrik hâmızât dâhil olduğu hâlde hemen bi'l-cümle hâmızât-ı muharreşenin albümin ile imtizâ- cından nisbeten gayr-ı müessir ecsâm-ı mürekkebe teşkîl etmekde olduğu da unutulmamalıdır. Sabun dahi hacminin dört misli sıcak suda eritildikden sonra çok miktârda hastaya içirilebilir. Zehir bağırsaklara dâhil olmuş bulunursa bir müshil verilmesi ekser-i ahvâlde şâyân-ı tavsiye- dir. Meselâ bir kaşık İngiliz tuzu (sulfate de magnésie) bir bardak suda karıştırılarak hastaya içirilir. Nazar-ı ehemmiyete alınacak diğer bir cihet dahi vahîm tesemmüm vekâyiʻinde cümle-i haz- miye son derecede istirâhate muhtâc olduğundan muzâdd-ı sem olarak albümin yerine verilen süt, yumurta, kıyılmış et gibi mevâd istisnâ edildiği hâlde hastaya kırk sekiz sâʻat hiçbir gıdâ verilemez.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=