HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 73 3676 Bu tufeylî ayaklarının uzunluğu ve kendisinin serîʻu'l-hareke olması sâyesinde makarrı olan matbah ve ocaklardan meskenin bi'l-cümle aksâmına ve hattâ dolâblara kadar yayılarak vücûdunun ince ve düzlüğüyle en dar delik ve deşiğe sokulur, yiyecek kırıntıları ve biraz da su bulduğu mahalle hemen yerleşir. Baʻdehû matbahda kalan diğerleri de bunlara iltihâk eder. Dâhil oldukları odada ve bulundukları mahalde yiyecek bulamayan hammâm böcekleri, bura- ları hemen terk ve gıdâsız ve susuzluğa on beş gün mukâvemet ederler. Fosforlu ve arsenikli semmiyâtın hammâm böcekleri üzerindeki teʼsîrâtı katʻî olmakla berâber matbahlar civârına bolca serpilmesi îcâb eden bu mevâddın insân için tehlike ve mahzûru olacağın- dan umûmiyetle bu tarz-ı itlâfdan sarf-ı nazar edilmekdedir. Mücâdelede evvel emirde yapılacak şey, mümkün oldukça matbahda devâmlı âteş bulundur- mamağa gayret etmekdir. Kalkmamak için geceleri âteşi külledikden sonra yatdıklarından bu sûretle idâme edilen sıcaklık hammâm böceklerinin tekessürüne hizmet eder. Sâniyen, hammâm böcekleri matbahda ekmek ve yemek kırıntıları ile yaşadıklarından her ak- şâm matbah tamâmen süpürülerek kırıntı ve döküntüler gâyet mahfûz bir kap içine konulacakdır. Hammâm böcekleri lâmbaların sönmesini müteʻâkib gıdâsını taharrî eden leylî ve tufeylî oldu- ğundan gündüzleri bu tedbîre lüzûm yokdur. Gâyet temiz tutulduğu zannolunan bir matbah geç vakit teftîş edilecek olursa haşerâtın derece-i kesreti reʼyü'l-ayn görülmüş olur. Hammâm böcekleri suya pek harîs olduklarından mücâdelede bu cihet dahi nazar-ı dikkate alınmalı ve akşâmları matbahın zemîni kurutulmalı ve musluklardan bir damla suyun sızmamasına ehemmiyet verilmelidir. Ancak bu tedâbîr tamâmen ittihâz edildikden sonra tedâbîr-i itlâfiye müessir olabilir. Hammâm böceklerine mahsûs yapılacak tuzak şudur: İçerisi düz ve mücellâ olan bir kabı meselâ salata tabağını nısfına kadar bira veya süt ile doldur- malı ve haşerâtın kabın kenârına kolayca çıkabilmesini teʼmîn için de tabağa bir-iki mukavva parçası dayamalıdır. Kabın içerisine düşen böcekler dışarıya çıkamayacaklarından ertesi sabâh kabın sathında yüzen haşerât kaynar su ile haşlanmalıdır. (Mâbaʻdi var.) [16] BEYNELMİLELMUʻÂVENET BİRLİĞİ (LʼUnion Internationale de Secours) Zelzele, kasırga, harîk-ı hâil, emrâz-ı istîlâiye, kaht, tufan-ı bahrî, çekirge hücûmu gibi âfât ve mesâib-i umûmiyeye karşı gerek Hilâl ve Salîb-i Ahmerlerin gerek cemʻiyât-ı hayriye-i sâire ile hayır-perver ashâb-ı yesârın bezl etdikleri muʻâvenetler henüz rûh ve vicdânımızı tatmîn edecek bir dereceye vâsıl olamadığını gören İtalya Salîb-i Ahmer sâbık reîsi aʻyândan Sinyör Ciraolo 1921 se- nesinde Cenevre'de inʻikâd eden Beynelmilel Onuncu Salîb-i Ahmer Konferansı'na takdîm etdiği bir proje ile bu gibi âfât ve mesâib-i umûmiyeden müteessir olan memleketlerin tehvîn-i sefâletine çâresâz olacak bir müessesenin zîr-i himâyesine tevdîʻini ve bunun mesâil-i siyâsiye, mezhebiye ve ırkıyede tamâmen bî-taraflığı şartıyla beynelmilel bir imdâd ve muʻâvenet ordusu mâhiyetinde kal- masını teklîf etmiş idi. Sinyör Ciraolo, teşekkül edecek bu müessese için her devlet nüfûsunun adedi, arâzîsinin vüsʻati ve büdcesinin ehemmiyeti nisbetinde bir hisse-i muʻâvenet teʼmîn etmesini ve millî Salîb-i Ahmer Cemʻiyetlerinin müessesenin idârî ve icrâî vâsıtaları olarak tanınmasını ilâve eylemiş idi.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=