HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 74 3716 rahlelerin şekil ve biçim ve duruşları ile ziyânın cihet-i vürûd ve inkisâmı bu cihetle mühim bir key- fiyet olmuş oluyor. Bununla berâber yeni yetişen nesle sokak ve parklarda nasıl yü- rümek lâzım geldiği, koşarken, bedenî mümâreseler yaparken nasıl vazʻiyet alınacağı ve buna mümâsil şeyler hep öğrenilmeli ve tamâ- men tatbîk edilmelidir. Her neşv ü nemâ bulan nesle bedenin bir mih- veri olduğu ve bunun vücûdun muʻayyen nukâtını katʻ ederek şekl-i bedene îcâb eden güzellik ve tenâsübü verdiğini ve bu mihveri kâimî vazʻiyetde muhâfaza etmek çâreleri gâyet açık bir sûretde taʻlîm edil- mek îcâb eder. Mekâtib hıfzıssıhhasında son zamânlarda bilhâssa ilk mekteb sıralarına pek ziyâde ehemmiyet verilmekdedir. Yeni teʼsîsâtda he- men bütün sıra usûlü kaldırılarak her talebenin şahsî rahlesi esâsı ko- nulmuşdur. Bu şahsî rahleler sâhibinin cesâmetine göre dereceli ola- rak kremayerler ile istenilen şekil [ve] vazʻiyete konulabilmekdedir. Gözlerin adesât ile tashîhi mesʼelesi de vücûdun şekil ve biçimine teʼsîr etmekde olduğundan bu husûsda ihmâl olunmamalıdır. Gözleri- nin inkisâr hatâları tashîh olunmayan veya herhangi bir sûretle gözlük kullanmasını ihmâl eden mektebliler hocanın karatahtaya yazıp çiz- diklerini lâyıkıyla göremeyecekleri cihetle sıra ve rahle üzerinde ken- dilerine muvâfık vazʻiyet alır ve otururlar. Bundan dolayı zamân geç- dikçe vücûd tabîʻî şeklini gâib ederek biçimsiz bir şekle girecekdir. Orta ve yüksek mekteblerde neşv ü nemâ bulmakda olan vücûd ve iskeletin arzu olunmayacak eşkâl alması pek zor değildir. Usûl- süz sıra ve rahlelerden yetişen, yürümek husûsunda bir nizâmnâmeye tâbiʻ tutulmayan orta mekteb ve lise meʼzûnlarından pek çoğunun kanbur, çarpık şekilde meydâna çıkdıkları ekseriyâ görülmekdedir. Bugün bi'l-umûm dârülfünûn, mekâtib-i âliye ve kolejlerde eğri büğrü, biçimsiz vücûdları tas- hîh etmek pek mühim bir mesʼele-i sıhhiye ve ictimâʻiye hâlini almışdır. İlk, orta ve yüksek mekteblerde kazanılan, bebek ve çocukluk devresinden intikâl eden bütün vücûd sû-i eşkâlinin son tashîh merhalesi buradır. Bu gibi irfân ocaklarına girmek [45] isteyen bütün nâmzedler, muʻâyene-i tıbbiyeden geçerken bir de vücûdun vazʻiyetini tedkîk imtihânından geçmek mecbûriyetinde kalmakdadırlar. Muʻâyene-i tıbbiyeden muvaffakiyetle geçenler husûsî bir odada çırçıplak vazʻiyetde kalarak aynaya inʻikâs eden vücûdlarının şekil ve irtisâmı bir harita şeklinde çizilerek hâl-i tabîʻî mihverden ne derece inhirâf etdiği veya tevâfuk etdiği anlaşılır. Eğer bedenin kâimi mihveri ve şekli hâl-i tabîʻî- de ise genç muvaffak olmuş sayılır. Şekil ve vazʻiyet, bedendeki her türlü inhirâf matbûʻ varakalarda mâdde şeklinde gösterilen nesâyih ve tatbîkât ile ıslâh ve taʻdîl olunagelmekdedir. Bi'l-umûm mekâtib-i âliye ve dârülfünûn gençleri her sene imtihânlarını müteʻâkib vücûd, beden vazʻiyeti imtihânından da geçmekde ve ken- disine verilen taʻlîmâtnâme ahkâmına riʻâyet edip etmediği tedkîk ve tahkîk edilmekdedir. Bundan dolayı bilhâssa yeni dünyâda yetişen yeni neslin genç efrâdı sene be-sene tekâmüle mazhar ola- Şekil 1 Muvâfık olmayan oturuşu gösterir: Bu vazʻiyet cezʻ adalâtının gevşekliğini mûcib olarak müdevver omuz ve ekseriyâ da çift gerdân husûle getirir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=