HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 74 3722 1-Gışâ-yı vitellin denilen hücrenin gışâsına tekâbül eder. 2-Vitellius, protoplazmadır. 3-Huveysal-ı menteşe, nüveyt Evvelâ yumurta ikiye inkısâm eder. Sonra dörde, sonra 16'ya ayrılır. Muhtelif parçalara ayrılan huceyreler dut manzarası aldığından bu esnâda iktisâb etdiği bu hâle morula denir. Bunu müteʻâkib merkezî huceyreler yekdiğerinden uzaklaşarak merkezde inkısâm-ı cevfî (cavité de segmentaiton) denilen bir boşluk hâsıl olur. Bu sûretle hâsıl olan boş küreye blastula ismi verilir. Blastulanın muʻayyen bir noktası hâricden dâhile doğru tahaffus ederek bir çukurluk hâsıl olur. Bu ibtidâî bir emʻâ manzarasında olduğundan blastopor denilen bir delik ile hârice açılır. Bu teşek- külâtın iki cidârlı olan bu manzarasına gasturula taʻbîr olunur. Bunun hâricî cidârı, edimme-i hâriciye, dâhilî cidârı edimme-i dâhiliye nâmını alır. Bundan sonra inkısâm-ı cevfinde yeni hücreler hâsıl olarak edimme-i mütevessıta teşekkül eder. Edimme-i mütevassıta inkısâm boşluğunu tamâmıyla doldurur ve sonradan iki parçaya ayrılır. Ortasında cevf-i umûmî denilen bir boşluk hâsıl olur. Ruşeymin tekmîl hücreleri gasturula devresine kadar muhît-i hâricîye nazaran aynı vazʻiyeti muhâfaza etmekdedir. Gasturulada vazʻiyet değişmeğe ve hücrelerin vazîfesi tebeddül etmeğe başlar. Edimme-i hâriciye beşereyi, cümle-i akliye ve hissiye, edimme-i dâhiliye enbûb-ı hazmı, kebed pankreası, edimme-i mütevassıta iskeleti, adaleleri, kanı vücûda getirir. Her hücre husûsî bir vazîfe derʻuhde eder ve bi'n-netîce huceyrât, fizyoloji vazîfele- rinde ihtisâs kazanırlar. İbtidâî hayvânlarda, nakîʻiyyelerde ve amiplerde bütün vezâif bir tek hücrede temerküz etmişdir. Fakat büyük hayvânlarda her huceyrenin bir vazîfesi var. Aynı vazîfe ile tav- zîf edilen huceyreler nescleri yapar. Muhtelif nesclerin birleşmeleri uzuvları, aynı vazîfeyi derʻuhde eden uzuvlar da cihâzları teşkîl ederler. İbtidâî bir hayvân kasabalardaki dükkânlara benzer. Muhtelif vazîfeler bir dükkâna yüklenmişdir. Büyük şehirlere doğru gidildikçe, muhtelif eşyâ, muhtelif mü- tehassıslar tarafından iʻmâl ve taʻmîr edilir ve satılır. Fi'l-vâkiʻ hayât başlangıçda tek bir hücredir, tekessür eder. Hacmi genişler, muhtelif uzuvları teşkîl eder. Bazen huceyrenin tek bir menşei vardır. Yalnız dişi huceyre âmildir. Erkek huceyre katʻiyen alâkadâr değildir. Kışrı ve şuʻâʻı sınıfdan bazı hayvânâtda uzviyet-ı ricliye tamâmıyla mefkûddur. Bunu krantida denilen nebâtda görürüz. Bu ne- bâtlarda hayâtı doğuran yalnız dişi hücredir. Bazılarında ise dişi ve erkek hücre hayâtı müştereken husûle getirmekdedir. Dişi hücreler îcâb-ı hâlinde erkek hücre vazîfesini de yüklenir ve onların yerine kâim olur. Puceron nâmı altında yaşayan bir takım böcekler vardır ki, bunlar nısf-ı cenâhiye fasîlesin- dendir. Nebâtât üze[ri]nde yaşarlar ve nebâtın usâresini emerek idâme-i hayât ederler. [52] Bu hayvânların en çok sevdikleri gül ağaçlarıdır. Bunlara aphis tesmiye edilmişdir. Aphis, Yunanca gül demekdir. Bu böceklerde fiʻl-i telkîh olmadan birçok nesil husûle gelir. Yaz mevsimi esnâsında mülekkah olmayan yumurtalardan dişiler tevellüd eder. Yaz mevsiminin nihâyetine doğru erkekler tevellüd eder ve sonra fiʻl-i telkîh başlar. Arılarda gayr-ı mülakkah beyzalardan erkek arılar tevellüd eder. Mülak- kah olan yumurtalardan amele olan dişi arılar tevellüd ediyor. Birçok uzviyetlerde tekessür ve neşv ü nemâ telkîh ile vukûʻa geldiği hâlde bazı uzviyetlerde bilâ-telkîh tevellüdât vukûʻ bulmakdadır. Bazen beyza telkîh edilmeden mihanikî veya kimyevî bir münebbih ile tevellüdât vukûʻ bulmakdadır. Bunlarda neşv ü nemâ kâhil devresine kadar devâm edebilmekdedir. Bazen neşv ü nemânın erken tevakkuf etdiği vardır. Eşkâl-i ulviye de rüşeym veya sürfe hâlinde gayb olur. Bunlar istisnâî

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=