HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 68 3373 Mebhûsün anh prensipler evvelâ millî Salîb-i Ahmer Cemʻiyetlerinden bir ittihâz vücûda ge- tirileceği ve bütün tanınmış millî cemʻiyetler işbu ittihâda aʻzâ olacağı ve merkezinin Cenevre'de bulunacağı, sâniyen beynelmilel konferans ittihâdın en büyük makâmı olup mukannen zamânlarda ictimâʻ edeceği ve başlıca millî cemʻiyetlerle Cenevre Mukâvelesi'ne vâzıʻu'l-imzâ devletler murah- haslarından teşekkül eyleyeceği ve devletler murahhaslarının devletleri ancak doğrudan doğruya alâ- kadâr eden husûsâtda reʼy sâhibi olacakları, sâlisen konferans tarafından taʻyîn olunacak bir meclis-i dâimî konferans münʻakid bulunmadığı zamânlarda onun salâhiyâtını istiʻmâl ve mukarrerât-ı müt- tehazesini icrâ eyleyeceği ve hâl-i harbde meclis-i mezkûrun düvel-i muhâribeye mensûb aʻzâsının terk-i mevkiʻ eyleyecekleri, râbiʻan ittihâd faʻâliyetlerini biri Beynelmilel Salîb-i Ahmer Komitesi ve diğeri Salîb-i Ahmer Sıhhiye Komitesi olmak üzere iki uzuv vâsıtasıyla icrâ eyleyeceği ve bunlardan birincisinin gerek Cenevre ve Lahey Mukâvelesi ile ve gerek Beynelmilel Salîb-i Ahmer konferansla- rı ile muʻayyen olan vezâif-i insâniyeyi îfâya ve ikincisinin ise kendisine halef olacağı ligin vezâifini icrâya devâm edeceği ve her komite aʻzâsının konferans tarafından intihâb veyâhûd onun tarafından tasvîb sûretiyle taʻyîn olunacağı, hâmisen ittihâd herhangi millî bir cemʻiyeti bu cemʻiyetin muvâfa- katı olmadıkça bir vechile bağlayamayacağı husûslarından ibâretdir. Hilâl-i Ahmer komitemizin ve hükûmetimizin teşkîlât mesʼelesinde mine'l-kadîm müdâfaʻa edegeldiği nokta-i nazar evvel emirde Cenevre'de kendi kendilerini müstakillen intihâb sûretiyle te- şekkül edegelen ve bu iʻtibârla bî-taraflığını Salîb-i Ahmer Komitesi'nin bütün vezâif ve salâhiyât ve imtiyâzâtıyla idâme-i mevcûdiyeti husûsundan ibâret olduğundan ânifü'z-zikr prensipler içinde Beynelmilel Komite aʻzâsının konferans tarafından intihâb sûretiyle taʻyîn olunacağına müteʻallik bulunan fıkraya tarafımızdan şiddetle iʻtirâz edilmiş ve bu komitenin teşekkülünde makâsıd-ı siyâ- siyenin büyük bir rol oynayacağı kaviyyen melhûz bulunan konferansın âmil olması şâyân-ı kabûl olamayacağı îzâh edilmişdir. Hâzır olan aʻzâdan bazıları ise ligin ve ona tarafdâr olan bir takım millî cemʻiyetlerin iştirâk etmemiş olmasına binâen onların gıyâbında bu konferansda bir ittihâd teşkî- line karâr verilmesi Salîb-i Ahmer müessesâtı arasında mühim [309] bir ayrılık ihdâs edeceğini ve binâberîn hiçbir şeye karâr verilmeyerek âtiyen heyʼet-i umûmiyesi ile müttehiden cemʻ olunacak bir konferansa intizâr olunması lâzım geleceğini müdâfaʻa eylediler. 16 Teşrîn-i Sânî târîhinde kable'z-zuhr millî cemʻiyetler delegeleri komisyonu ictimâʻ ederek konferansın rüesâ ve heyʼet-i kitâbeti nâmzedlerini taʻyîn etdi. Konferans riyâseti Beynelmilel Salîb-i Ahmer Komitesi Reîsi, sâbık Reîsicumhûr Mösyö Ador'a teklîf olundu ise de müşârunileyh komitenin bu mesʼelede bî-taraf kalması elzem olduğunu ve konferanslara toplandıkları mahallerdeki Salîb-i Ahmer Komiteleri reîsinin riyâseti müteʻâmil bulun- duğunu söyleyerek kabûlden istinkâf etmesi üzerine İsviçre Salîb-i Ahmer Reîsi Mîralây Bohny'nin mezkûr riyâset nâmzedliğine intihâbı tasvîb olundu. Baʻde'z-zevâl heyʼet-i umûmiye inʻikâd etdi. Bâlâda esâmîsi mezkûr hükûmât murahhasları ile millî cemʻiyetler murahhaslarınca komisyon tarafından teklîf olunan rüesâ ve heyʼet-i kitâbet müttefikan kabûl edilerek İsviçre Salîb-i Ahmer Reîsi Colonel Bohny riyâseti altında müzâkerâta ibtidâr kılındı. Reîs konferansın maksad-ı ictimâʻîsini tel- hîs ederek etüd komisyonu tarafından ihzâr olunup Prens Charles tarafından bazı mertebe taʻdîli teklîf olunan teşkîlât projesi hakkında bir karâr vermekden ibâret bulunduğunu hâtırlatdı ve bu mesʼelenin delegeler komisyonunda müzâkeresi münâsib olacağını ilâve eyledi. Alman murahhası söz alarak kırâat eylediği bir beyânnâmede bir tarafdan Comité Internationale'in hidemâtını ve ehemmiyetini ve diğer tarafdan ligin vezâif-i mühimmesini îzâh ederek her iki müesseseyi ibkâ etmek lâzım geldiğini ve bunları yekdiğeriyle âhenkdâr bir şekle ircâʻ için bunların her ikisinin üstünde üçüncü ve daha fâik