HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 69 3417 mak ve birlikde oynamakdır. Bu çağdaki çocuklara istirâhat zamânlarında bedenî ve rûhî taʻlîmler yaptırmak, açık havâda oyunlar tertîb etmek ve dâimâ rûhî, aklî tekâmüllerine hâdim olacak şeyler ile oyalamak îcâb eder. Bu yaşdaki çocuklar muhîtlerinden difteri, çiçek, kızıl, kızamık ve beyin hummâsı gibi mühlik hastalıklara musâb olurlar. Bu gibi hastalıklardan hıfzıssıhhanın emretdiği vechile vikâye etmek ve aşısı olmayanların husûsî aşılarını behemahâl icrâ etmek lâzımdır. Çocuk bütün gününü koşmak ve oynamak sûretiyle geçireceği cihetle düşmek, çarpmak, haşlanmak, kırılmak, yaralanmak gibi kazâ ve avârız dâimâ hâtıra getirilmelidir. Ufak bir dikkat ü ihtimâmın ihmâli yüzünden sevimli bir ço- cuğun bu gibi kazâlara uğrayarak hayât müddetince sakat, ârızalı kalması kadar ebeveyni müteessir edecek başka ne olabilir? 6-Kindergarten çocuğu 5-7 yaşına kadar olan çocuklar resmî ve dereceli mekâtibden evvel bütün dünyâda bu nâm veri- legelen husûsî müesseselere giderek bu ismi alıyorlar. Bu müesseselerde tahsîlin ağır ve üzücü şerâiti yokdur. Çocuklar kendi aralarında serbest ve muntazam bir hayâta iʻtiyâd edinerek gezer, tozar ve eğlenirler. Ara sıra eğlendirici taʻlîm, temrîn ve terbiye dersleri alırlar. Bu hayâtdaki çocuklar serpilip büyüyerek rûhî ve bedenî tekâmüle maʻrûz kalırlar. Bu müesseseleri idâre eden heyʼetin sıhhî ve ic- timâʻî vezâifini bu derecedeki çocuklardan esirgemeyeceğine herkes iʻtikâd etmelidir. 7-Mekteb çocuğu 7-15 yaşına kadar olan çocuklara verilen bu nâmdan da anlaşıldığına göre çocuk artık büyümüş, millet ve memlekete nâfiʻ bir uzuv olmak üzere mektebe ve tahsîle girmişdir. Mekteb denen müessese bu çocukların sıhhî ve ictimâʻî bütün tamâmiyetini teʼmîn ve tekeffül eder. Günün en mühim sâʻatle- rini mekteb çatısı altında geçiren bir çocuğa mekâtib hıfzıssıhhasının, heyʼet-i taʻlîmiye ve idârenin sıhhat nokta-i nazarından tekâmüllerinin ne mühim birer âmil olacağı âşikârdır. Mekteb çocuğu sekiz senelik devresinde dört mühim şahsiyet tarafından taht-ı murâkabe ve nezârete alınır ki, bunlar da ebeveyn, pedagog, hekîm ve hocadan ibâretdir. Nüfûs-ı mevcûdemizin hakîkî mikdârı meydâna çıkınca çocuk vefeyâtı mesʼelesi devletin en esâslı ve ehemmiyetli bir programı hâline geçecekdir. Yarım asır sonraki cumhûriyet Türkiye'sinin beynelmilel şevket ü satvetini yaratacak temel taşları bugünün sıhhî ve ictimâʻî programında çocuk vefeyâtına karşı yapılacak tedâbîrden ibâret olsa gerekdir. Binâberîn hemen vakit zâyiʻ etmeden bir yaşına kadar olan çocuklarımıza savlet eden düşmanları arayıp bulmalı ve bunların nüfûs-ı mevcûde- mize [344] îkâʻ edegeldikleri ihânet ve imhânın hemen önüne geçmeliyiz. Biz şimdilik memleketimizin her noktasında çocuk vefeyâtına karşı mücâdele merkezleri aç- mak, halka bu husûsda nevʻanmâ bir seferberlik iʻlân etmek ve bu seferberlikde yediden yetmişe kadar herkese düşen bir vazîfe olduğunu haykırmak lâzım olduğu kanâʻatindeyiz. Herhangi bir mıntıka, şehir, kasaba, köyde bir yaşından aşağı ölen ve ölecek müstakbel nesilden bir ferdin sebeb-i vefâtını ebeveyninden sorup anlayacak kadar hepimizde bir hassâsiyet, bir celâdet olmak lâzım gelir. Millet el birliğiyle çocuk vefeyâtına karşı isyân eder ve aksülamel gösterirse hükû- metin bu husûsda teʼsîs ve teʼmîn edeceği teşkîlât-ı sıhhiye ve ictimâʻiye ile az zamânda istikbâle he- yecân ve endîşeden ârî nazarlar ile bakabiliriz. Bu teʼsîsâtda şimdilik gebe anneleri vikâye ve himâye,
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=