HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 69 3419 Doğduğu, ana ve babasının yaşamış olduğu karyola ve yatağın köşe ve bucağını terk etmez. Yalnız aynı oda dâhiline mevzûʻ diğer komşu yatağa kadar hicret etmesi vâkiʻdir. Hem-cinsleri arasında cârî olan rekâbet-i hayâtiye kendisini gıdâsız bırakmak tehlikesini gös- terdiği zamân nâdiren mücâvir bir odanın henüz tahta bitine bulaşmamış tertemiz yatağına kadar gitmek zahmetini ihtiyâr eder. Esâs-ı beytiyenin bir odadan diğerine hîn-i naklinde şahsın bizzât kendisi çok defa tahtakurusu- nun bu tarzda tebdîl-i mekân etmesine sebeb olur. Melceʼ-i hizmetini îfâ eden bir yarığın etrâf u civârından ayrılmayan ve dâimâ oraya avdet eden tahtakurusunda, gıdâsını aramağa çıkdığı zamân tabîʻatıyla garîb bir tezâd teşkîl eden bir sürʻat-i hareket, bir çâlâkî görülür. Açlığın teʼsîriyle tahtakurusu oldukça serîʻ yürür ve uyumuş bir şahsın kanından nevâle-çîn olabilmek için yuvasından hayli uzaklaşır. Tahtakurusunun mebzûlen bulunduğu yataklardan birinde yatmak felâketine maʻrûz kalan bir adam lambaların sönmesini müteʻâkib bu hayvânın avlanmak için koşarak hareket etdiğini hisseder. Tahtakurusu, şikârının taharrîsinde de müdebbirdir. Hiçbir tarafla temâsı olmayan ve ihtiyâten ayakları su dolu kaplara geçmiş bulunan bir karyo- lada uyuyan bir adamın yatağına dâhil olabilmek için bir tahtakurusunun duvar vâsıtasıyla tavana tırmandığı ve tâm karyola hizâsına gelince uyuyanın üstüne doğru kendisini kapıp salıverdiği görül- müşdür. Tahtakurusu on bir ay zarfında hâl-i kühûlüne vâsıl olarak altı ay açlığa mukâvemet edebilir. Neşv ü nemâsına gelince; sene-i sâbıka zarfında doğmuş olan dişi, bahârın ilk sıcak günlerin- den iʻtibâren yumurtalarını küme ve yığın hâlinde köşe bucağa, duvar aralığına, duvar kâğıdlarının iç taraflarına, karyola oyuklarına terk eder. Dişi her iki ayda bir tahmînen elli yumurta yapar. Beyâzımtırak olan bu yumurtalar beş gün zarfında açılır. Dişi bu yumurtaları yaptıkdan sonra uyuyan bir şahsı emmeğe gitdiği ve avdetini müteʻâkib massetdiği kanı bu yumurta yığınlarına dökerek bu sûretle yavruların devr-i tefrîhlerinden iʻtibâren nafakalarını teʼmîn etdiği rivâyet edilmekde ise de bu rivâyetin sıhhatine ihtimâl verilememekdedir. Yumurtlama Mart'dan Eylül'e kadar devâm eder. En faʻâl zamânı Haziran'ın ilk on beş günün- den başlar. [346] Dişi yumurtladıkdan bir müddet sonra fevt olur. Ömrü bir seneden biraz fazladır. Tabîʻiyyûndan bir zât, bir dişi tahtakurusunu 440 gün hâl-i esâretde yaşatabilmişdir. Erkek çiftleşmeyi müteʻâkib hemen telef olur. Bir dişi tahtakurusunun 221 gün açlığa mukâve- met etdiği bi't-tecrübe sâbit olmuşdur. Yuva ve melceʼ vazîfesini gören yatakda kimse yatmadığı takdîrde yavrular haftalarca sabûrâne bekler ve bilâhare telâfî edecekleri açlığa karşı pek çok mukâvemet gösterirler. Altı ay boş bırakılan bir evde henüz tamâmıyla ber-hayât tahtakurularına tesâdüf edilir. Bunların açlıkdan kâmilen telef olmaları için ağleb-i ihtimâl lâ-ekal bir sene lâzımdır. Henüz kâhil hâline gelmemiş sürfeler açık sarı ve kâhilleri koyu kestâne renkleriyle tefrîk edilir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=