HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 9

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 77 3915 rekâtını tanzîm eden ve menşeʼi basala-i sisâiyeden alan hücerât daha tamâmıyla tekemmül etmemiş- dir. Fakat harâreti tanzîm eden mihanikiyet tâm ve mükemmeldir. Çocukda başla nabızda tehâlüfler görülür. Çocukda bir yaşına doğru nabız 120'dir. Beş yaşında 90-110 arasındadır. Sekiz yaşında 80-100 arasındadır. Sekizden on beş yaşına kadar 70-90 arasındadır. 15 yaşından sonra 60-80 arasında sâbit kalır. Çocuklarda teneffüs adedleri arasında da büyük bir fark vardır. Nevzâd ilk doğduğu zamân dakîkada 40 defa teneffüs eder. Altı aylık iken teneffüsü 35 defadır. Üç yaşında 30 defadır. On yaşında 25 adede düşer. On dört yaşında 20'ye düşer ve on altı yaşından iʻtibâren 16-18 arasındadır. Görülüyor ki, merkezleri basalada olan teneffüs ve kalb harekâtını idâre eden hücre-i asabiyeler tâm neşv ü nemâsını 15-16 yaşları arasında ikmâl eder. Bu iki vazîfe-i fizyolojiyedeki bu tebeddülât hücre-i asabiyenin tâm tekemmül etmemesinden ileri gelmekdedir. Fakat harâret-i mihanikiyetini idâre eden merkezlerde bu adem-i sâbitiyet yokdur. Çocuk doğduğu zamân hayvânât yavruları gibi değildir. Zekâ eseri göstermez. Bunun bize gös- terdiği şudur ki, dimâğ hücerâtı daha güçlükle tekemmül eder. Sincâbî ve beyâz nesc mevcûd değildir. Bütün dimâğ mavimtırak sincâbî bir renkdedir. Zekâ ne vakit husûle gelir? İlk sene zarfında kademe kademe inkişâf eder. Dimâğın tamâmiyeti çocuk yürümeğe başladığı zamân tahassul etmişdir. Çocuk doğduğu zamân iki mihanikiyetde intizâm vardır. Birisi teneffüs, diğeri memeyi alma. Bu iki insicâmlı hareket de bir sevk-i tabîʻî-i irsîdir. Eğer çocuğun dudağına bir kalem veya bir lastik uzatsanız çocuk emmeğe çalışır. Çocukda ilk aylarda görme ve işitme fiʻilleri inkişâf eder. Diğer fiʻller yavaş yavaş tekemmül eder. Bu fiʻllerin tekemmülleri hücerât-ı dimâğiyenin mükemmeliyete doğru inkişâf etmekde olduğunu gösterir. Sâbit hücrelerden olan asabî hücreler hakkında hulâsaten bir maʻlûmât verdik. Gayr-ı sâbit, mütebeddil [212] hücrelerden olan küreyvât-ı hamrâ mütemâdiyen ölür, yerlerine yenileri kâim olur. Yeni gelen hücrelerin menbaʻı, muhh-ı azmî ve tıhâldir. Buralarda hâlet-i ruşeymiyede kalan ve kır- mızı küreyveler iʻmâl eden hücreler mütemâdiyen yenilerini deverân-ı deme îsâl ederler. Böyle mü- temâdiyen hücre iʻmâl etmek kâbiliyeti diğer hücrelerde de vardır. Hücerât-ı guddeviye de değişmekdedirler. Bir kısımlarının hayâtı pek muvakkatdir, pek fâni- dirler. Hücerât-ı asabiye ve adaliye gibi hayâtın sonuna kadar idâme-i hayât eden hücerât olduğu gibi doğar doğmaz ölen hücerât da vardır. Bu husûsda en bâriz misâl küreyvât-ı beyzâdır. Bunların hayât- ları pek kısadır. Birçokları lenfâî ve veʻâî sisteminde ve nesc-i munzam dâhilinde bulunur. Küreyvât-ı beyzânın nesc-i munzamma büyük bir incizâbı vardır. Bu incizâb sebebiyle küreyvât-ı beyzâyı, sânih, serbest ve serseri nesc-i munzam hücerâtı telâk- kî edenler olduğu gibi nesc-i munzammı da uslanmış, sâbit ve müstakar küreyvât-ı beyzâdan ibâret telâkkî edenler [de] mevcûddur. Bu beyâz hücerât bütün zamânlarını vücûddan ıtrâh olunan unsurların ve tahrîb edilen nesclerin ve ihtiyâr uzviyetin aksâmını belʻ ederek bağırsağa atmakla geçirirler ve kendileri de sâhadan çeki- lirler. Bu serseri hücreler pek az yaşadıkdan sonra kendileri de fenâ bulurlar. Bütün lenfositlerde bir belʻ ve cezb hâssası bir değildir. Lenfositler ecnebî cisimleri belʻ etmeğe gayr-ı muktedirdir. Bunlarda fagositoz hâssası yokdur. Eozinofil lökositler belʻ ederler. Fakat hazmetmeğe kudreti en yüksek olan nötrofillerdir. Bunlar son derecede fagositoz hâssasına mâlikdirler.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=