HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 9

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 82 4261 glukoz idhâl edilmekdedir. Verîd-i bâb tarîkıyla gelen mevâdd-ı sükkeriye evvelâ emʻâda mevcûd in- vertin denilen muhammir ile bir zerre su alarak glukoz ve levüloze ayrılır ve glukoz bir zerre su gayb ederek glikojene inkilâb ediyor. Yukarıdaki teʻâmüller bunun ne sûretle hâsıl olduğunu gösteriyor. Bu teʻâmülât-ı kimyeviye netîcesi kanda glukoz mikdârı hep aynı nisbeti muhâfaza etmekdedir. Karaciğerde teşekkül ederek kana verilen şekeri esâs iʻtibârıyla karaciğerin bir ifrâz-ı mahsûsu olarak kabûl etmek îcâb ediyor. Claude Bernard diyor ki: "-Eski ve yanlış bir kanâʻate göre her guddenin bir kanât-ı müfriği olması düşünülüyordu. Şe- ker doğrudan doğruya kana verilmekdedir. Kebedin iki ifrâz-ı mahsûsu vardır. Biri hâricî safrâ, diğeri dâhilî şeker, üre ve ilh. mevâd!..." Bazı uzuvlar vardır ki, bunlar kanât-ı ifrâz ve müfriğden tamâmıyla muʻarrâdırlar. Bu uzuvlar ifrâzât-ı mahsûsalarını doğrudan doğruya kana vermekdedirler. Bizim de ifrâzât-ı dâhiliye dediğimiz ve ifrâzât-ı hâriciyeden ayırdığımız guddeler bunlardır. Meselâ fevka'l-kilye gudde-i derakiye, tıhâl, gudde-i lenfâiye, gudde-i nuhâmiye, timüs guddesi ve ilh. Kanı muhtelif ifrâzâtın heyʼet-i umûmiyesi olarak kabûl etmek lâzımdır. Bazı uzuvlar vardır ki, vazîfe-i fizyolojiyeleri tamâmıyla taʻayyün etmemişdir. 1856 senesinde Brown Séquard, mahfaza fevka'l-kilyenin ihrâcı hayvânın ölümünü tehyiʼe etdiğini isbât etdi. Volpban?, mahfaza fevka'l-kil- yeyi iki parçaya keserek aksâm-ı maktûʻaya fevka klor-ı hadîd mahlûlü temâs eder etmez mıntıka-i maktûʻanın [489] yeşil bir renk aldığını gördü. Aynı tecrübeyi mahfaza-i fevka'l-kilyeden çıkan evri- deye tatbîk etdiği zamân evridedeki kanın yeşile boyandığı nazar-ı dikkatini celb etdi. Demek oluyor ki, mahfaza fevka'l-kılyenin ifrâz etdiği bir mâdde-i mahsûsa vardır. Mahfazada, Takamine tarafından adrenalin keşfedildi. Bu ilâc tabâbetde kâtıʻ-ı nezf gibi istiʻmâl edilmekle berâber dâü'l-bühr nevbet- leri esnâsında fevkalâde netîceler vermekdedir. Mornes, Şif?, Clepot? gudde-i derakiye ve tıhâl üzerinde bazı tecrübeler yapdılar. Tıhâlin pro- toolitik hâssaları hâssaları hakkında tedkîkâtda bulundular. Gudde-i derakiyeyi ihrâc etdiler. Fakat görülen hâdiselerin ifrâzât-ı dâhiliye mesʼelesiyle alâkadâr olduğunu bilmiyorlardı. 1870'de Elie Di- guyon, karaciğerin üreyi husûle getirdiğini gösterdi. Bu zât Claude Bernard'ın tecrübelerini taʻkîb etdi. Onunla uzun müddet aynı muhît içerisinde bulundu. Hiçbir zamân karaciğerin üre husûle getiren vezâifi ile glisemi arasındaki münâsebâtı hakkıyla kavrayamadı. Claude Bernard mesʼeleyi hep cihet-i kimyeviyesinden görüyordu. Fizyoloji ve biyoloji tarafı Glukoz Levüloz Su + Sakaroz İnvertin vâsıtasıyla Glikojen Su Glukoz

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=