HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 9

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 76 3852 [157] Dinar'ın küçük bir kasaba olması ve cebheye karîb bulunması hasebiyle mültecî kâfileleri Burdu[r] ve Antalya taraflarına temâyül etdiklerinden derhâl Burdur'da 50 yataklı bir hastahâne ve Antalya'da bir laboratuvar ve bir dispanser teʼsîs edilmişdir. Taht-ı işgâle giren nefs-i İzmir şehrine binlerce muhâcirin ilticâ etdiği ve burada halk sefâlete mahkûm bir hâlde bulundukları anlaşıldığın- dan 1920 senesi Mart'ında gönderilen heyʼet-i murahhasamız altı ay vazîfe-i imdâdiyesini îfâ etmiş- dir. Garbî Anadolu'da Hilâl-i Ahmer muʻâvenet teşkîlâtından Alaşehir heyʼeti vazîfe-i asliyesinden başka orada icrâ-yı hükm eden sıtmaya karşı da lâkayd kalamayarak seyyâr etıbbâsı vâsıtasıyla köy- lere meccânen 65 kilo kinin tevzîʻ etmişdir. Adana ve havâlîsinin bir müddet Ermenilerin ve bilâhare Fransızların yed-i idârelerinde kal- ması ve bu havâlînin muhâsım kuvâ-yı askeriyenin ve gayr-ı muntazam çetelerin mütemâdî harb ü cidâline sâha olması yüzünden nefs-i Adana dahi dâhil olmak üzere vilâyet-i mezkûre mülhakâtından binlerce kardeşlerimizin Pozantı'ya doğru hicrete mecbûr oldukları haber alındığından hemen 50.000 liralık bir kredi ile bir imdâd-ı sıhhî heyʼeti teşkîl olunmuşdur. Heyʼet 29 Teşrîn-i Evvel 1920 târî- hinde Antalya ve oradan Afyonkarahisar tarîkıyla Konya'ya muvâsalat etmiş ve Konya'yı merkez-i faʻâliyet ittihâz etmişdir. Heyʼetin burada cenûb cebhesi ağır mecrûhîni için açdığı 500 yataklı hastahâneyi ve Meram Sayfiyesi'nde zâbitâna mahsûs nekâhethâneyi ve Konya, Ereğli, Bor, Nemrun dispanserlerini, Po- zantı, Bilemedik seyyâr heyʼetini, Çay mecrûhîn istasyonunu, iʻâşe ve ilbâs husûslarındaki yapdığı muʻâvenet faʻâliyetlerini ve trahom, malarya ve frengi mücâdelelerini mesâʻîsinin bir hulâsası olarak kaydediyoruz. Bu muʻâvenet faʻâliyetlerinden başka heyʼet Adana muhtâcîn zürrâʻına 41.340 okka pamuk tohumu mübâyaʻa ve tevzîʻ etmişdir. Karamürsel kazâsı dâhilinde mevsim-i şitânın en şiddetli zamânlarında emvâl ü eşyâsı gasb u yağmâ edildikden sonra Yunan eşkıyâsının mütemâdî ve akûrâne tecâvüzleri önünde memleketle- rini ve ocaklarını terke mecbûr kalan on binlerce nüfûsun vazʻiyet-i elîmeleri 1920 senesi Teşrîn-i Sânî'sinde ayrıca bir heyʼet-i imdâdiye tertîb ve iʻzâmına mecbûr etmiş ve vazʻiyet-i harbiyenin aldı- ğı şekle tebaʻan heyʼet iki ay sonra Geyve'yi merkez ittihâz ederek Kocaeli harekâtında orduya pek kıymetli hizmetler îfâ etmişdir. Bundan sonra Kocaeli ve Samanlıdağ şibh-i cezîrelerinin kıtaʻâtımız tarafından istirdâdında ve İkinci İnönü Harbi devâm ederken Söğüd, Bilecik, Bozöyük, İnönü ile köylerinin Yunanîler tara- fından muntazam bir sûretde yakılmakda olduğu ve köylülerin dağlara ilticâ etdikleri sırada Hilâl-i Ahmer bu zavallılara da dest-i şefkatini uzatmakda teehhur etmemişdir. 1921 senesi Mayıs bidâyetinde yani harbin haftasında Bilecik'de bulunan heyʼetimiz şehri bir yangın tarlası hâlinde bulmuş ve harâbeler içinde kül olmuş insân cesedlerine tesâdüf etmişdir. Şehirde Bilecik nâmına hiçbir şey kalmadığını, halkın dağlarda otlarla taʻayyüş etdiğini ve bir haftadan beri hiç ekmek yüzünü görmediklerini görmüş ve anlamış ve sefâlet ü felâket bu zavallılar arasında muhtelif emrâzın zuhûruna da sebebiyet vermiş idi.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=